Vals

1.3K 130 11
                                    

Jinin ağzından:

Güneşin yüzüme acı acı vurmasıyla uyandım. Ormanın ortasında uyuyuvermiştim. Ağlamaktan gözlerim şişmiş,sesim çatallaşmıştı.
Vicdan azabı duymamak için kendi kendime özgürlüğüme kavuştuğumu tekrarlıyordum.

Gözlerime Taehyungun kendini tanımlarken "hayal kırıklığıyım " deyişi geliyor,gözlerindeki acıyla içim parçalanıyordu.

Beni ölümden kurtarmıştı. Çok kibar davranmıştı ve bana asla bir eşyaymışım gibi yaklaşmamıştı.

Ama seçim hakkı da vermemişti.

Kafamdaki çelişkiler beni yiyip bitiriyordu. Nereye gidecektim ki? Yeniden başlamak için çok şey yaşamıştım. Bu anıları arkamda bırakamazdım.
Ayrıca bana destek olabilecek biri yoktu.Ailem yoktu. Kimsem yoktu.

Başımı ellerimin arasına alıp çaresizce düşündüm. Her fikir çıkmaz bir sokağa varıyordu. Burada kalakalmıştım.

Karnımın acıktığını hissedip etrafımda meyve aramaya başladım. Yürürken bu ormanda eskiden bulunduğumu fark ettim.

Namjoonla buraya kaçıp bir sürü oyun oynar,bir çocuk ne kadar özgür olabiliyorsa o kadar özgür olurduk. Sağ tarafımda gördüğüm çalılarla kafamın derinliklerinden bir anı çıkageldi. Uzun zamandır varlığını bile hatırlamadığım,bulunduğu yerde açılmamaktan tozlanmış, çürümeyi bekleyen bir anıydı.
Soluk tenli,ürkek çocuk.
Yüzü anının eskiliğinden bulanıktı.

Midemin gurultusu ormanda yankılanınca boşverip yakınlardaki yaban mersinlerinden atıştırdım.  Karnımda doyduktan sonra yapacak bir şeyin olmamasıyla sıkıntıdan yere uzandım. Sonsuza kadar burada kalamazdım ama ayağımda bir yere gitmiyordu.

O sırada burnuma gelen koku elimin ayağımın dolanmasına sebep oldu.

Yoongi ve hoseok buraya geliyordu.

Saklanmalı mıydım yoksa kaçmalı mıydım? Ya da gidip konuşsa mıydım?

Kokumu çoktan duyduklarını düşünüp kaçmaktan vazgeçtim.Bir alfa ve betaya karşı şansım yoktu. Ayrıca umut denen şeyi artık taşımıyordum. Taehyungtan kaçınca daha mutlu olacağımı sanarken böyle hissetmek çok tuhaftı. İçimden bir şey kopmuş gibiydi.

10 dakika sonra yoongi ve hoseoku gördüm. Ne yapacağımı bilemeyip olduğum yerde onlara baktım. Yoongi düşünmeden gelip sarılınca rahatladım. Benden nefret etmiyordu.
"Özledim seni kardeşim."
"Ben de abi." Hoseoka da sarıldım.

"Neden buradasın Jin?" Gülümsedim.

"Kaçtım." Hoseok kahkaha attı.

"Tam senin yapacağın iş."

"Siz neden buradasınız?" Yoongi ciddileşti.

"Savaşın olmasını engellemek için Akbola sürüsüyle konuşmaya gidiyorduk."

"Sizi esir tutabilirler." Yoongi kararlı bir şekilde konuştu.

"Biliyoruz ama elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Denemek istiyoruz." Akbolada güvendiğim tek Taehyung vardı. Yoongiyle hoseoka yardım etmeliydim.

"Taehyung sizi dinler. Onu bulmalıyız."

"Sen de mi geliyorsun?" Başka çarem yoktu. Ayrıca burada yapabileceğim bir şey de yoktu. Savaşı durdurmalıydık.

Kaçtığım eve geri dönmek her ne kadar utanç verici olsa da bunu halkım için yapacaktım.

"Doğruca Taehyungun evine gitmeliyiz." Kokumuzun silikleşmesi için boynumuzu kapattık.

KOKUSUZ ||TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin