*** 1 GÜN SONRA ***
*MANAK KÖYÜ - SABAH - SAAT 06.00 *
Ali'nin odasına gidişinin ardından derin bir sessizlik bürünmüştü tüm köye. Hayvanlar otlamaz, kuşlar uçmaz, çocuklar gülmez olmuştu. Ali derin düşüncelere dalmıştı. Acaba gitmeli miydi İstanbul'a? Göz ardı etmeli miydi babasını? Tüm bu sorulara yanıt aradı bütün gece. Sabah uyuyamadığı için gözleri kızarmıştı. Ve nihayet o an geldi. Saat sabah 6, baba Barış uyandı. Hatice Hanım çoktan sofrayı kurmuş bekliyordu. Barış Bey:
-Hanım, bizim çocuklar kalkmadılar mı daha ?
-Çağırayım..
***
-Ali,Alii! oğlum kalktın mı
-(kendi kendine uyumadım ki der) Evet ana, geliyorum hemen
***
Ali giyinip babasının yanına gider. Babası merakla:
- eee düşündün mü bari kararını gitmeyeceksin değil mi?
-Gitmeyecektir babası, Ali akıllı bir çocuk dinler babasının sözünü değil mi Ali?
-(Başını dimdik tutarak, kendinden emin ve öz güveni tam bir şekilde) GİDECEĞİM. Size bunu dün de açıkladım, baba bana kızma ne olursun. Her şey okumak için.
-(Sinirli bir şekilde) HA HA HAH şuna bakın hele bir de gideceğim diyor. Hanım duyuyor musun şunun dediklerini, bir de bana kafa tutar olmuş. Git bakalım git ben sana para yollayamam. Hem her şey ailem için diyorsun hemde İstanbul'a gideceğim diyorsun bu ne çelişki böyle! (iyice sinirlenmiş bir şekilde) Aaaah bu ne laubalilik böyle! İstanbul'da sanki millet sana bedava para dağıtacak mı sanarsın? Yine ben yollayacağım, madem her şey ailen için orada bizim aç karnımızı doyurmak için biriktirdiğimiz paraları mı kullanacaksın ha? Hadi söyle.
-Yollama bana para, istemez! Sen sadece muhtara gidip beni yollamak istediğini söyle yeter.
-GÖNDERMİYORUM HİÇ BİR YERE!
-Dün öyle demiyordun ama. Senin kararın, eğer beni dinlemez gitmek istersen muhtara göndermek istediğimizi söyleyeceğini söylemiştin. Bunu yapamazsın bu haksızlık.
-... İyi git de gör dünyanın kaç bucak olduğunu. (küçümsercesine) HIH okuyacakmış, sanki başımıza doktor olacak. Yine geleceksin bu köye tarlaya bakacaksın. Hem tarlanın nesi varmış. İki gün duramazsın sen oralarda. Gelirsin yakında.
-Muhtara gidecek misin?
Baba Barış Bey oğlu Ali'ye sözünü geçiremediği için sinirli fakat dün söyledikleri için pişman. Muhtara gitmek zorunda, el mahkum Ali'ye dönerek kafasıyla evet işareti yaptı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKMEK ASLANIN AĞZINDA
Short Story*Bir insanın hayat hikayesi* gerçek bir olaydan alınmadı fakat gerçekte de böyle hayatlar var. ibretlik bir hikaye umarım beğenirsiniz. hayallerinizin peşinden mutlaka gidin.