Ölü Kral - Prenslerin Savaşı

Bölüm 1 - Cenaze Töreni

                                     Kral Leon Wein'in ölümü

Yıl 1097 12 Ayın 5'inci günü;

Prens Charles ve Prens Leland

Soğuk bir kış gecesiydi, kuzeyde kış aylarca sürebilirdi. Kral Leon Wein akciğer kanamasından dolayı hayata gözlerini yummuştu, başkent Nuwiel'de tüm lordlar ve prensler toplanıp cenaze törenine Rauren Kalesine toplanmıştı. Kralın sağ kolu Meuda Zoen tahta kimin geçeceği konusunda kararsız kalmıştı, kralın daha önce dediği "Charles'e güven olmaz." Bu sözler yüzünden hangi prens geçmeli diye düşünüyordu..

Tüm salonu büyük bir sessizlik kaplamıştı, işin aslı kralı pek seven bulunmazdı fakat sevenlerde yok değildi. Prens Charles Wein sessizliği bozarak "Peki taç törenim ne zaman?" Dedi.

Prensin annesi Kraliçe Anna Wein hemen ileri atılarak "Ah, oğlum yasımız büyük ve biliyorsun tahta geçmek büyük bir sorumluluktur." Prens yüzünü buruşturup "Neyi ima ediyorsun anne, Tahta ben geçmeyecek miyim? Hemen şimdi yapalım töreni." Dedi, salonda gürültü kirliliği oluştu ve herkes Prens Charles hakkında konuşuyordu.

Prens Leland Wein babasının tabutunun önüne geçerek "Beni dinleyin herkes sakin olmalı, biliyorsunuz ki babam ağabeyim Charles'in başa geçmesini isterdi. Eğer ki rahatsız olan varsa bir adım ileri çıksın konuşsun." Dedikten sonra geriledi, rahatsız olanlar bir adım ileri çıkmıştı bile, fakat hala kimse konuşmuyordu ama anlaşılıyordu ki salonun yarısından çoğu Prens Charles'den rahatsızdı, Prens Leland telaşlanıp içinden "Olamaz büyük bir sıkıntı var." Dedi. Prens Charles sinirlenmişti, kınını sertçe tutup, Kral Leon'un ölüsüne doğru ilerledi, önünde durup göğüsünün üstünde duran tacı aldı ve arkasını döndü, tacı kafasına koydu ve konuştu "Kral benim ve kabul etmeyen herkesi cezalandıracağım!" dedi, içinden "Bu taht benim hakkım neden kimse kabul etmiyor?" diye düşündü. Kralın sağkolu Meuda "Prensim biraz zaman verin, taç töreninizi birkaç gün sonra yapalım, Kralımız Leon'u yeni kaybettik ve halkımız hüzünlü bunu görmezden gelmek halkı sinirlendirir." Prens Charles sinirli bakışlar ile Kralın sağ kolu Meuda'ya bakış attı, salonun büyük kapılarına doğru ilerleyip, dışarı çıktı. Prens Leland şaşkın bir şekilde düşünüyordu "Ağabeyimi neden tahta geçirmiyorlar? Belki de Prens Bran'ın mı geçmesini istiyorlar? O aşağlık, onursuz bir tane piç'e sahip tahtı ona kaptırmak aptallık olur bu lordlar neyin peşinde?" diye sorguluyordu. Prens Charles ardından Prens Bran "İşlerim var fazla duramayacağım." Dedi ve salonu terk etti.

Prens Leland Uneade Lordu Hazinedar Liam David'in fısıltılarına kulak astı "Lord Rodrick sizce de başa Bran'ın geçmesi gerekmiyor mu?"

Piwia Lordu Meraşel Rodrick şöyle devam etti "Prens Leland sanırım 17 yaşındaydı aslına bakarsak bu yaşta büyük işler başardı. Biliyorsun ki bu Genç Gaspçı Lord Nermus'u küçük bir ordu ile köşeye kıstırıp öldürmüştü sonra da Fresien Lordu olarak kendini ilan etmişti. O zamanlar sanırım 16 yaşındaydı genç olmasına rağmen başarılı bir asker ve yönetici. Benim desteğim daha çok Prens Leland'dan yana ama sanırm o abisi Prens Charles'i destekliyor durum kötü gerçekleri bilmeli."

Hazinedar Lord Liam "Dedikleriniz doğru olabilir fakat biliyorsunuz ki Prens Bran Wein de oldukça başarılı bir yönetici Yerid Bölgesindeki Logoria Kalesi yıllardır onun elinde ve gayet iyi durumda Prens Bran 22 yaşında olmalı, üç ay sonra 23'üne girecek. Taht için uygun aday değil midir sizce?" diye devam etti o sıra söze Awean Lordu Sör Wendel Bauer girdi "Prens Evan'ı atlıyorsunuz, Acımasız Kralımız Leon'a karşı durup elindeki ünvanları hiçe saydı korkutucu bir durumdu neredeyse sağ gözünü kaybedecekti, gerçekten cesurca bir yaklaşımdı. 20 Yaşında olmasına rağmen çoğu şeye göğüs gerebilen birisi." Dedi. Prens Leland sinirlenip titremeye başlamıştı "Neler oluyor böyle? anlamıyorum." Diye düşündü, sonra salondan çıktı...