Gelen yorumlar beni çok mutlu ediyor. Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın lütfen."Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın. Sussan; acıtır... Konuşsan kanatır."
Revenge:
Saat gecenin üçü.
18 haziran 2001 tarihi.
Bedenin yara izleriyle ve sürtünmelerle ölmüş durumda.
Sırtındaki kanamayı durdurmaya ve
karlı yollarda yürümeye çalışıyorsun.
Elinde küçük ama uzun kibrit paketi,
kurdeleli sarı elbisenin bacak kısmı yırtılmış.
ayağındaki eski terlikler paçavra hale gelmiş,
soğuğun ölmüş bedenine sızdığını ve seni ele geçirdiğini hissediyorsun.
Ruhun kaybolmamak için can çekişiyor sanki.
Bencil insanlara kibrit satman gerektiğini bildiğin halde öylece duruyorsun.
Gülümsemiyorsun.
Konuşmuyorsun.
Kimseye yaşadıklarını anlatmıyorsun.
Susuyorsun.
Neden susuyorsun?
Çünkü korkuyorsun.
İnsanların seni anlamamalarından korkuyorsun.
Küçük parmaklarınla bata çıka bir ağacın kovuğuna yaslanıyorsun.
Yanakların soğuktan kızarmış, nefesini avucunun içine üfleyerek donmamaya çalışıyorsun ama nafile.
İçin yanıyor senin.
Canının acıdığını bile bile, sana o geceyi hatırlatan elma şekerini yeniden düşürmemeye çalışıyorsun.
Düşürürsen, aklına gelir çünkü.
Kendi iradenle karşı koyamadığın kendini savunmak için çabalayamadığın geceyi unutamıyorsun.
Travma yaşıyorsun ama susuyorsun.
Neden susuyorsun?
Çünkü hissetmezler diye çaresizlik içinde bekliyorsun.
Belki beni severler diye düşünüyorsun.
Ama olmuyor değil mi?
Sevmiyorlar.
Sana orospu diyorlar.
Kulaklarını kapatıp duymamaya çalıştıkça Naif orospu demeye devam ediyorlar.
Dedikodular almış başını gitmiş ama yine de
Tanrı'nın canını almasını istemiyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açık Dünya Kapalı Yaralar [yarı texting]
Короткий рассказKaranlık. Çok fazla karanlık. Işık göremiyorsun. Yürüyorsun. Saat geçenin üçü. Yaklaşan adım seslerini duyuyorsun. Arkana bakmadan koşuyorsun. Nefesin tükelene, ciğerlerin patlayana dek; koşuyorsun. Kendini dar sokaklara atıyorsun. Yolun sonu çıkmaz...