Kuzey Güneş'i

-1- Taşınmak mı ? Türkiye mi ?

Ben geldim!'' ''İçeri gel Güneş!'' Evet babamın çığıran sesi üzerine salona geçiş yaptım. ''Güneş hemen otur yaklaşık 3 saat sonra uçağımız kalkıyor toplan bavulların hazır ama sen bir kontrol et!'' Şaşkındım. Şimdi ben bu güzel yerden ayrılıp Türkiyeye gidecektim öyle mi? Ama tabii ki benim babam 'canım tamam istemiyorsan gitmeyelim' kafasında bir adam değil . Neden mi gidiyoruz? Bir türk kadınla evleniyor!
Her yaz olduğu gibi türkiyeye akraba ziyaretine gelinmişti. Türkçem bu yüzden iyidir. Akraba ziyaretinde annem ve beni o çirkin ailede yalnız bırakıp 1 hafta eve gelmemişti en sonunda biz geri dönmüştük. Babam ise 1 hafta daha orda kalmıştı. Bu sırada ne mi yapmış? Nerde tanıştığını bilmediğim bir kadınla annemi aldattı ve şimdi o lanet kadınla evlendi.Ne yapabilirim ? Annem için ben zaten hiç istenmeyen çocukmuşum.Yavaş adımlarla çok özleyeceğim merdivenlere yöneldim.Tabii bu arada dar kotumun arka cebinden telefonumu çıkarmaya çalışıyordum. Arkadaşlarım için bir toplu mesaj açtım zaten toplasak 5-6 kişi vardır.

'Hey millet! Yada canım arkadaşlarım.Sizi çok özleyeceğim. Temelli olarak Türkiye adlı ülkeye taşınıyorum veda etmek isterdim ama benimde yaklaşık bir beş dakika önce öğrendim ve gidiyorum.Beni özleyin!Sizi seviyorum!' Evet tek yazacağım buydu.Ne kadar neşeli bir insan olsam ne kadar güzelde olsam ondan sonra herkes benden uzaklaştı. Kim o ? diyen seslerinizi duyar gibiyim.Alex.Benim eski erkek arkadaşım ve belalım diyebiliriz.Tüm bokluklarını sonradan öğrendim. Esrar,alkol,kızlar,barlar,ailesi,çevresi...Ve daha neler neler.Hepsinden önce benimle beraber 5 kızla aynı anda olması.Onu terk ettiğimden beri -yaklaşık bir hafta- Sürekli evimin önünde uyuyor ve bağırıyor ve arkadaşlarıma saldırıyordu. Onun yüzünden herkes benden uzaklaşmış ve saçma dedikodular çıkarmıştı.Ama biz şimdi taşınacağımıza göre sıkıntı yoktu değil mi ?

Bir anda irkildim ve babamın hizmetçilere hazırlatmış olduğu bavulları kaptım. Zaten hepsi kısa yırtık şort ve kolsuz tişörtlerdi. Bir kaç tane uzun kollu ve dar jean dışında uzun birşeyim yoktu.Babamın çağrısı üzerine aşağı indim.zaten bavulumu hizmetçiler götürürdü. Bu yüzden ben de arabada bekleme kararı aldım. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyorum. Nedeni ne arkadaşlarım ne de buradan ayrılmam, nedeni annemdi.Annemle bütün anılarım burada.Beni bırakmıştı.Ve şimdi bende bana bıraktığı tek güzel şeyi bu ülkeyi bırakıyordum.Bu tarif edilemez bir his oluşmuştu içimde.Acaba beni terk ederken bir kez olsun tereddüte düşmüş müydü ? Çünkü o beni bıraktığında yıkılmıştım.hemen üzerine babam evlenmiş-''Hadi kızım daha ne bekliyorsun ? Davetiye mi ?'' Babamın bana sürekli bağırmasından nefret ederek ve söverek villanın merdivenlerinden indim. Herneyse.Arabaya bildiğiniz kendimi fırlattım.Evet fırlattım.Oturuşuma çeki düzen verip şoförümüz Richard'a ''Let's go airport!'' Heyecanlıydım.Ne yapayım yani yeni yurdumu merak ediyorum. Ne sandınız o kadın ve babamla kalacağımı mı? Herneyse, havaalanına gelmiştik. Kontrol cihazından geçip içerideki kırmızı koltuklardan birine oturdum ve telefonumla oynamaya başladım. Evde mesaj attığım arkadaşlarımın bazılarından cevap gelmişti."Seni özleyeceğiz Güneş, lütfen bizi unutma." gibi mesajlar. Cevap yazmadım. Ne yazabilirdim ki? Uçağın kalkmasına daha yarım saat vardı. Ben de kulaklıklarımı takıp EXO- Overdose açtım. Belki bu kafamı dağıtabilirdi. Tekrar tekrar EXO dinlerken saate baktım. Uçak kalkmak üzere olduğu için toparlanıp uçağı aramaya başladım. Sonunda bir görevliye sorup uçağı buldum. Bindiğim yer cam kenarıydı. Ve bu beni mutlu eden tek şey oldu sanırım. Saat tam 17.30'da uçak kalktı. Bu benim ilk uçak deneyimim değildi. Daha önce de okul ile birlikte Danimarka'ya gitmiştim. Dolayısıyla korkmadım. Telefonumu uçak moduna alıp müzik dinlemeye devam ettim. Sonunda dayanamadım ve uyudum.
*********************
Hostesin efendim efendim deyip dürtmeleriyle uyandım ve uçaktan indim bavul telaşı ve babamlarla ayrılıp beni bekleyecek kişiyi bulmaya çalıştım.