Üstüne yapışmıştım. Evet tam olarak öyle rezil bir konumdaydım. Adam hala gitmemiş kapıdan bize bakıyordu. Ben ise kendimi Kuzey'in üstünden yana savurarak popomun üstüne düştüm. Canımın yanmasını çaktırmayarak tekrar Kuzey'in koluna yapıştım "kalk artık yeter!" Oflayarak gözlerini açtı biraz sinirli bakıyordu. Bırakın birazı baya sinirli bakıyordu. Kolundan elimi itti ve arkasına bakmadan kütüphaneden çıktı. Ona geldiğimden beri garip bir şekilde iyi davranıyordum zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan birsürü olay olmuştu ve ben bu sürede eski halimden çok farklıydım. Bundan rahatsız olduğumu hissettim. "E pardon sende çıksan artık?" Başımı kaldırıp adama usulca baktım "iyi akşamlar" **************** Ders Tarihti ve hocanın bizi serbest bırakmasıyla sınıf adeta çıldırmıştı kızlar bağırarak gülerken,erkekler sıraların üstünden birbirilerine vurmaya çalışıyorlardı. Sadece ben kulaklığımı çıkarmış oturuyordum. "Esra?" "Bu günde gelmedi hocam" sanırım şu Esra denilen kız okulun ilk günü benim arka sıramda oturan kızdı. Uçları kırmızı siyah saçları vardı ve iri bir gözlük takıyordu. Hatırladığım bu kadar. Yanımda oturan ve yan sırasındaki arkadaşıyla diğer sınıfları çekiştiren kızı omzundan dürttüm ve "Esra neden gelmedi?" "O böyledir arada gelir arada gelmez anlaşılan yine babası gelmiş eziğin" diyip arkadaşlarıyla gülüşmeye başladılar,buraya sonradan geldiğim için daha fazla ayrıntıya girmek istemiyordum çünkü sakız gibi uzayabilecek bir konuyu,bu asalaklardan duymak tam bir saçmalık olurdu. Bende gelince esraya sorardım. "Yarın proje kağıtlarınızı almayı unutmayın! Bu projeler yapılacak!" Oflayarak sınıfı terk ederken merdivenlerden Mert'le inen Kuzey'i gördüm Mert merdivenlerden yan yan iniyor arada Kuzey'i itmeye çalışıyordu,Kuzey ise umursamazca gülüyordu. Bu arada unuttuğum birşey vardı?! Önüme bakmak! Yüz üstü merdivenlere kapaklanacak iken kolum arkadan tutuldu ve ben büyük bir hızla eski halime döndüm. Olayın şokunu atlatınca o sırada merdivenlerden inen herkesin bize baktığını fark ettim. Ne vardı ki bunda büyütülecek? Beni kurtaran kişiye teşekkür etmek için döndüğümde dibimde biten ela gözlere kaşlarımı çatıp bir basamak aşağıya inmekle yanıt verdim. Neden böyle birşey yapma gereği duydu ki? "Ben, teşekkür ederim sanırım az önce ya yüzümü yada hayatımı kaybedecektim" "Böyle kuru bir özürle olmaz bana kahve borçlusun hanımefendi. Ben Kaan. Ve sende Güneş, değil mi?" "Evet doğru,gel dışarıda kahveni alayım" ************ Bahçede oturmuş bitmiş kahvemin karton kutusunu eziyordum. Aklım başka yerdeydi. Aklım Kuzey'deydi. Bir anda beni yanına çekişi ve ben onu uyandırınca bir anda bu kadar öfkeli olması çok garipti ayrıca bu gün hiçbirşey olmamış gibi arkadaşlarıyla gülüşüyordu. Ne yemekhanede yanıma gelmiş nede bugün yüzüme bakmamıştı. "Bana artık müsade." Diyip ayağı kalktım "Gidiyor musun? Daha otursaydın?" " konuştuğumuz yok bişi yok hem gerekte yok hadi görüşürüz. Ha bu arada tekrar teşekkürler" deyip umursamazca arkamı döndüm. Cidden moralim bozuktu. Direk yurda gidecektim. Sinirim bozuk birşekilde playlistten rastgele bir şarkı açtım bu aralar çok sevdiğim bir şarkı denk gelmişti. Aslında ben tüm şarkılarına aşık bir kızdım ciddi ciddi hepsini ayrı seviyor ve hepsinde ayrı anılarımı aklıma getiriyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yurda git gide yaklaşırken yolun uzamasını istedim,saat daha dört idi ve yurt yedide dışarı çıkma yasağı getiriyordu bir saatten zarar gelmez diye düşünerek ana caddede ilerlemeye başladım bir yandanda dudaklarımı oynatıyordum.
We don't talk anymore Artık konuşmuyoruz We don't talk anymore Artık konuşmuyoruz We don't talk anymore Artık konuşmuyoruz Like we used to do Eskiden konuştuğumuz gibi We don't love anymore Artık sevmiyoruz What was all of it for? Bütün bunlar ne içindi? Oh, we don't talk anymore Oh, artık konuşmuyoruz Like we used to do... Eskiden konuştuğumuz gibi... I just heard you found the one you've been looking Bir süredir aradığın birini bulduğunu duydum
You've been looking for Bir süredir aradığın I wish I would have known that wasn't me Onun benim olmadığını bilmeyi dilerdim Cause even after all this time I still wonder Çünkü bütün bunlardan sonra hala merak ediyorum Why I can't move on Neden devam edemiyorum Just the way you did so easily Senin kolayca yapabildiğin gibi.
Şarkıyı tekrar tekrar dinlemiştim kaçıncı dinleyişimdi bilmiyorum ama saat baya ilerlemiş bense bilmediğim biryere kadar yürümüştüm hızlı adımlarla yurda geri yürümeye başladım. ** Dişlerimi fırçalarken çok dinlemekten ezberlediğim iğrenç bir şekilde dilime dolanmış şarkıyı tekrar ediyordum. Tuvalete dalan Kuzey'e kadar. "Ya ben buradayken nasıl girebiliyorsun? Dışarı çık hemen!" "Ya kızım bir sus dişimi fırçalıyıp çıkıcam bende. Hem ölmezsin işte" Dişlerini fırçalarken aynadan bana bakıyordu. Bende ona aynadan bakmayı bırakıp,ona döndüm "Ne? Ne var?" Ağzımdaki köpükler yüzüne azıcık birazcık sıçramışken sinirli bir şekilde bana bakmaya başladı ben ise gülmemi tutamayıp kocaman bir gülüş bıraktım ortaya o ise hala sinirliydi. Suyu açıp önce ağzımı ve diş fırçamı yıkadım Kuzey hala kıpırdamıyordu ve ona baktıkça kıkırdıyordum. Bu onu sinir ediyordu elime bir avuç su alıp yüzünden köpükleri aldım. Bana bakıp çatık kaşlarını düzeltti sanırım köpükler yok olunca rahatlamıştı bense o halini aklıma getirip kıkırdıyordum. Fırçasını bırakıp ağzını yıkadı bende gülerek " Bu kadar sinirleneceğini bilmiyordum" deyip içeri yürümeye başladım arkamdan gelen ayak sesleriyle arkamı dönmemle kendimi yatağımla Kuzey'in arasında bulmam bir oldu ona garip garip bakarken Kuzey sakince yastığımı kavradı acaba beni boğup öldürecek miydi? Oha o kadar sinirlenmiş olamaz. Yani herhalde sinirlenmemiştir. Yok canım o kadar değil. "Demek o kadar sinirleneceğimi tahmin etmiyordun Güneş?" Sırıtması hiç hoş durmuyordu! Bir pislik yapacak birinin sura- Yastığı kafama geçirmişti! Resmen yastık savaşı başlatmıştı. Ama arada kalamazdım onu iterek diğer yastığımı kaptığım gibi başına geçirdim küçücük yatakta yastık savaşı yapıyorduk!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
En sonunda bu iş Kuzey'in bana fırlattığı yastıkla son buldu çünkü yere yapışmıştım! Kuzey sakince kafasını yataktan uzatıp bana bakarken ben saçının bembeyaz olduğunu görüp kahkahalarla gülmeye başlamıştım. Sakinleşmem zaman alsada en sonunda yatağa çıkıp Kuzey'in karşısına oturdum. "Kuzey sana birşey soracağım düzgünce cevap ver tamam mı?" Gözlerine dik dik bakarken başıyla beni onayladı. Az önceki halinden eser yok bir şekilde ciddiyetle bana bakıyordu. Olduğum yerde dikleştim. "Bak tanışalı çok olmadı. Şunun şurasında bir buçuk haftadır buradayım Ama ilk geldiğimdeki gibi değiliz bu bir gerçek ilk geldiğimde çok iyi anlaştığımızı filan düşünüyordum ama şimdi gerçekten aklım karıştı bana o gün senden nefret ediyorum diyişin..Bugün kütüphanede nefretle bakman ve akşam yine bir anda değişmen. İlk tanıştığımızdaki gibi yine iyi olalım iyi geçinelim istiyorum ve sen bunu istemiyorsan açıkça söyle lütfen. Cidden daha fazla burada kalıp rahatsızlık vermem böylece" Başını eğdi. "Güneş belki daha sonra sana herşeyi anlatırım ama şimdi değil ama emin olduğum birşey var. Senden nefret etmiyorum Güneş."
Tam 1001 kelime çok değil tabi ama ben ilk kez bu kadar uzun yazdım kflflllv lütfen oy verin lföfşhçşggi
