Güneş'ten
Yüksek sesli bağrışmalarla gözümü açtım çok fazla titriyor ve üşüyordum sanırım korkumu tarif edecek kelime bulamıyordum. Tekrar yakından gelen "Güneş" sesiyle bende " Kuzey!" Diye bağırarak ayağa kalktım. Üç dört adım atmıştım ki yer ayaklarımın altından kaydı...
Kuzey'den
Bana bağırışının üstüne sol tarafa doğru koşmaya başladım. İri bir çınarın yanında yere düşmüş ve baygındı. Bu gibi durumlarda panik yapmamam gerektiğini biliyordum Güneşi kucağıma aldım ve hızlıca geldiğim yolu geri dönmeye başladım.
Yolun yarısında sağlık ekipleriyle beni karşılayan Mert ile Güneş'i hızlıca ambulansa bindirmiştik ambulansa atladığım gibi hastaneye gitmeye başladık. Oraya nasıl gitmişti? buraya ilk gelişi değil demek ki.
Uyanınca hepsini soracağım.Güneş
Gözümü aniden açtım ellerim ve ayaklarım uyuşuktu ve aniden hareket edince canım acımıştı. Önce kafamı ardından vücudumu yukarı doğru kaydırdım odanın ışıkları sönüktü. Tam ayağa kalkmak için hazırlanıyordum ki odanın kapısı oldukça sessiz bir şekilde açıldı içeri giren hemşire ve arkasında gözleri kapalı ilerleyen Kuzeyle olduğum yerde dikleştim
"Uyanmışsınız. İyi hissediyor musunuz?" Hemşireye gülümseyip kafamı salladım yanıma ilerleyip serumu kontrol etti. "Soğukta kaldığınız için vücudunuz bunu kaldıramamış ve ayrıca açlıkta bu baygınlığın diğer sebebi. Şuan saat gece 03:45 yemek yiyemezsiniz. Uyumaya devam edin lütfen dinlenmeniz gerek." Hemşireye cevap verecekken Kuzey'in atılmasıyla laflarım yok oldu.
"Teşekkürler hemşire, uyuduğundan bizzat emin olacağım." Kadın Kuzey'e baka baka odadan çıkarken Kuzey yatağımın yanına çektiği demir sandalyeye oturdu ve bana sorgulayıcı bakışlar atmaya başladı. "Ne? Ne var?"
"Orayı nereden biliyorsun Güneş?" Bunu soracağını düşünmemiştim. "Bak uzun hikaye en iyisi boş verelim tamam mı?" "Peki. Neden yağmur altında tüm gece uyudun? ağaç evden neden çıktın Güneş?" Aniden gözlerimi pörtlettim. Beni neden buraya kadar takip etmişti? Ve neden ben orda uyurken hiç birşey yapmamıştı? Gerilmiştim gözlerim dolmaya başlıyor "Kuzey çıkar mısın?" Sinirlice sandalyeyi tekmelerken gözümden düşen yaşı görmemişti..
****
Yurda tek başıma gelmiştim Kuzey ben çıkış yaparken gelmemişti. Aslında haklıydı tanıştığımızın ikinci günü saçma bir şekilde ağlayarak odadan çıkmış ve başımı belaya sokmuştum üstelik hastanede odadan kovmuştum. Ayrıca bana bakmasına gerek yoktu.
Kendimi üst ranzaya atıp yorgana sıkıca sarıldım yarın okul var..
^^^^^^^^^^^^^^
Kuzey'den
Kapıyı sertçe açıp içeri daldığımda ışıkların kapalı olduğunu fark ettim. Üst ranzaya bir bakış attım ordan fırlayan minik bir ayak ve aşağı düşmek üzere olan yorganla bir an gülesim gelsede ciddiyetimi bozmadan yatağıma ilerledim kıyafetlerimi alıp banyoya ilerledim.
Çıktığımda yorgan yerdeydi. Salak kız tüm gece donacak ve daha çok hasta olacaktı. Yorganı aldım ve 4 basamak tırmandım Güneş bana dönük uyuyordu. Yastığa yüzünü öyle gömmüştü ki dudakları büzüşmüştü resmen. Yorganı sertçe üstüne kapatıp kenarlardan sıkıştırdım. Muhtemelen tekrar düşürecekti çünkü.
******
Sabah bir çığlıkla uyandım " Mert napıyosun lan sen burada! Defol çabuk!" Bu ses benden değil Güneş'tendi. Banyodan koşarak çıkan Mert beni görünce kafasını kaşıyarak bana anlamsız bakışlar attı. "Ne yapayım oğlum unutmuşum bi an!" "Sen hala burada mısın? Çık çabuk Mert!" Mert odadan koşarak çıktı. Güneş bana yavaşça dönerken bir elinde saç düzleştiricisi bir elinde tarakla bana bakıyordu. "Günaydın" dedi ve yavaşça arkasını döndü,tek kelime etmemiştim.
Gardıroptan pantolon ve tişört çıkardım Güneş hazır banyodayken giyinebilirdim.Güneş'ten
Dişlerimi fırçalayıp banyodaki işimi bitirdim odaya geçtiğimde Kuzey yoktu ve sanırım artık aramızda bir duvar vardı.
*******
Yemekhanedeki kalabalıkta ne böyle be?! Yemek alabileceğimi sanmıyorum böyle bir yerde. Göz devirerek tepsimi aldığım yere geri fırlatmıştım ki arkamdaki topluluktan adımı bağıran biri olduğunu duydum. Kafamı yavaşça çevirdiğimde bu Mert'ten başkası değildi. Bu asalak sabah ben hazırlanırken banyoya dalmıştı. Anlamsızca başımı salladım 'ne var?' Der gibi daha sonra kalabalığı aşıp yanıma geldi "Neden yemek yemiyorsun? Gel bize katıl" dedi. Çocuğun gülüşü güneş gibi parlıyordu. Şöyle bi alıcı gözüyle bakıldığında fena değildi. Bu sırada yere yapışma tehlikemi fark ettim. Mert beni o masaya doğru hızla sürüklüyordu! Bırak diyemeden masaya oturmuştum bile. Dip boyası gelmiş çirkin bir sarışın Kuzey'in solunda çakma kızıl iri bir kız ise sağında oturuyordu ikisi yakın arkadaş olmalılar ki ikiside neon tişört ve mavi tayt giymişlerdi. Komik. Ben masaya oturunca bana dönen gözler üstüne bende herkese tek tek dik dik bakmaya başladım. Ne yapayım hoşuma gidiyor. "Ben gidiyorum Mert." Hızlıca masadan kalkıp yemekhaneyi terk ettim.
*******
"Evet bir büyük boy. Evet kolada olsun. Evet oda büyük boy. Tamam iyi akşamlar." Evet yemekhaneden çıkıp yurda gelmiştim şimdide yemek sipariş etmiştim. Büyük boy pizza! Yasak olduğunu biliyordum fakat şuan umrumda değil!
Pizzanın yarısını gömmüşken odaya Kuzey daldı. O dip boyası gelmiş sarışınla pizza boğazımda kalmıştı. Bardağımdaki kolayı dikip. Pizzayı masanın altına attım. "Kolay gelsin." Odadan çıkarken gereksiz bir öfke yakamı sarmış bırakmıyordu. Bu gün bu kaçıncıydı?! "Mert! Bırak kolumu!" "Nee Mert'ii beğ yürü kızağğm" bu o çakma kızıldı bugün o ikisini fazlasıyla görmüştüm 2 kere!
Beni okulun arkasına götürdü ve duvara doğru itti. Beni itti. "Seğn bizim Kuzey'imizi nasıl çalarsıığn bizdeeğn!" Kızın ayağına çelmeyi takıp yere yapıştırdım. "Birdaha. Yakınıma. Gelme." Kızı orada bırakıp okula yürüdüm. Kütüphaneye gidecektim.
*******
"Uyanın lütfen kütüphaneyi kapatıyoruz!" Kütüphanede oturduğum puftan yere düşmüştüm bir adam beni uyandırmıştı. Gülümseyip ayağa kalktım kafamı çevirdiğim gibi karşı pufta Kuzey'i gördüm "Ne işin var burada? Hadi çıkalım kapanıyor." Ama sanırım o çıkmayı düşünmüyordu ki yerinden kıpırdamadı yanına doğru birkaç adım attım "Hadi ama Kuz-" kolumdan tutmasıyla üstüne yapışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Güneş'i
ChickLit"Hoş geldin Güneş" "Hiç hoş bulamadım Kuzey bey!" cover by @apphotoshop on instagram ♥