Multiyi açabilirsiniz :"
Dört bir yanımız kameralarla çevriliydi. Tüm magazinciler durmadan bizim resmimizi çekerken kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.
Biz Jiminle çoktan bitmiştik..
Aslında hiç başlamamışız bile, bu aşk ilk günden beri sadece benim sevgim üzerime kuruluymuş. Bana şarkılar yazan, şiirler okuyan çocuğun sevgisi aslında benim körlüğümmüş.
Bir masanın arkasında oturuyorduk ve az sonra dispatch'a yakalanmamızla ilgili açıklama verecektik.
Ama o..O öyle usta bir şekilde gülerek herkesi selamlayıp, fotoğraflar için pozlar veriyordu ki sanki ilişkimizin ilk gününden beri ayrılmamızı bekliyor gibi bir hali vardı.
Ben mi? Yüzüme yalandan yerleştirdiğim gülüşümün ardında kalbimin acı dolu çığlıkları saklıydı. Telaşsız görünmek için elimden geldiğince gülümsüyordum ama onun dışında sessizdim.
Nihayet bize soru soracak olan adam karşımıza geçti. O an herkes soruların geleceğini anlayarak sessizleşmişti.
İlk önce nasıl olduğumuzu sordu ve tatmin edici cevaplar alınca esas sorulara geçti.
"Evet, o gece o evde ne yapıyordunuz?"
Film izlemiştik, mutluyduk. Duygusal filmden sonra dakikalarca ağlamıştım ve Jimin beni teselli ediyordu. Beni göğsüne yatırmış ve saçlarımla oynuyordu.
"O gece o evde sadece biz yoktuk. Bir çok idolün katıldığı bir partiydi. Gecenin sonunda herkes arabalarla eve bırakıldı, ama nedense Rosie ile ben sona kalmıştık. Ve daha sonra bunun aslında bir tuzak olduğunu anladık. Yani partiyi düzenleyen kişi her kimse ikimizi de bir tuzağa çekmişti. En kısa zamanda onu bulacağız ve yasal işlemlere başlayacağız."
Ustaca sarf ettiği kelimeleri ruhsuzca dinliyordum. Tek yaptığım şey başımı olumlu şekilde sallamaktı.
"Doğru mu Park Chaeyong?" Adamın bana seslenmesiyle yüzümü kaldırdım.
"Evet, bay Park ne diyorsa doğru. Ne yazık ki kötü amaçlı insanlar tarafından tuzağa çekildik." Sesimin canlı çıkması için uğraşmıştım. Jimin'e baktığımda onun da bana baktığını daha doğrusu boynuma baktığını gördüm.
Her zaman ne olursa olsun, boynumdan ikimize dair çıkarmadığım, su damlası şeklinde olan kolyem vardı ve onu bugün de çıkarmamıştım. Onu bana Jimin vermişti ve böyle bir günde çıkarmamı beklediği için şaşırmış olmalıydı ama içimde hâlâ saklı olan gizli bir umut vardı.
Belki son anda gerçekleri söyleyip, kimseyi umursamadan beni yanına alıp burdan gider diye...
Bir kaç soru daha sordu ve bizde ilişkimizin gerçek olmadığı şekilde hepsine cevap verdik. Toplantı bitince herkes dağılmaya başlamıştı ve bende Jimin'in yüzüne bakmadan arka odalardan birine geçtim. Kızlar beni görür görmez yanıma gelmiş ve bana sarılmışlardı. Jisoo unnieye sarılarak ağlamaya başladım daha fazla gözyaşlarımı tutamayarak.
Hepsi beni teselli ediyordu ama hiç birini duyacak halde değildim. Odanın kapısı çaldı ve kendimi toparlamaya çalışarak gözlerimi sildim. Gelen kişi Jimindi.
"Senin ne işin var burada?" Diyerek kızlar onu dışarı çıkarmaya çalıştılar ama o bizi sadece bir dakikalık baş başa bırakmalarını istedi. Kızlara onaylayan şekilde bakıp kafamı salladım.
Kızların dışarı çıkmasıyla Jimin bir anda beni kendine çekti ve sarıldı. Gözlerimdeki yaşlar yeniden firatir etti ve onun gömleğini ıslattılar.
Burnunu saçlarıma gömdü ve kokumu içine çekti. Bir eli belimde diğeri de saçlarımdaydı.
"Şimdi bu bizim son sarılmamız mı?"
Cevap vermedi, dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve öpüşüne karşılık verdim.
Bu korkak adama karşı fazla cesurdum. Ama sondu işte, bir birimize son dokunuşlarımızdı.
Bir birimizden hiç istemeyerek de olsa ayrıldık ve o anında kapıya yöneldi. Çıkmadan önce eliyle kolyemi işaret etti, "Onu hiç çıkarma olur mu?"
Cevap vermedim ama belli belirsiz bir şekilde kafamı salladım.
"Hoşçakal."
"Hoşçakal."
Odadan ayrılırken fark ettiğim şey gözlerinin dolu olmasıydı.
***
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vulnerable // jirosé
Fanfiction"Öncesi ve sonrası yoktu. Bahanelerin ardına sığınmadan aşkımıza sahip çıkmalıydık." İdol kitabıdır. ρ¢н × ρʝм *vulnerable - savunmasız.