03

402 48 13
                                    


Gökyüzü mavi, kuşlar uçuyor, güneş parlıyor havalar sıcak ve insanlar mutlu ben ise hala şerefsizim.Şaka yapıyordum tabiki, hava güzel değildi, esiyordu. Havanın esmesi ne kadar güzel olsada bu rüzgarlar yağmurun habercisiydi ve bilin bakalım kim ıslanmayı sevmezdi. Yağmuru severdim ama sadece izlemeyi. Kulaklıklarımı takmış, ellerimi cebime koymuş okula ilerliyordum.

Yugyeom salağını tekmeleyerek uyandırmaya çalışmıştım ama kalkmamıştı, muhtemelen geç kalacak ve annemden azar yiyecekti ama umrumda değildi, uyansaydı.Okula gelmiştim, kapıdan girdiğimde bahçedeki Jisung beni görünce kocaman gülümseyle bana el sallamaya başladı. Ah Jisung, tüm okulun hayalindeki sevgili adayı, emin olun bahsettiğim sadece kızlar değil. Koşarak yanıma gelip elini omzuma attığında kulaklıklarımı çıkararak cebime sıkıştırdım.

"Günaydın ballı çöreğim" diyerek gülümsediğinde bende ona "günaydın" diyerek gülümsedim. Han Jisung dünya üzerinde sahip olunabilecek en iyi arkadaşlardan biriydi. İlk olarak eğlenceliydi, düşünceliydi, biraz saftirikti ama en önemlisi ne kadar gamsız, umursamaz ve gıcık olursanız olun sizi olduğunuz gibi kabul ederdi. Jisun dıştan sessiz bir çocuk olduğu için insanlar genelde ondan çekinirlerdi bense onun tam tersiydim. Jisung ne kadar dıştan utangaç olsada içten çok kıpır kıpır bir çocuktu.

"Mutsuz duruyorsun" kaşlarını çatarak bana baktı. "Uykusuzum ondan" diyerek onu geçiştirdim. Aslında sadece yağmur yapacak düşüncesi sinirlerimi bozuyordu ama aynı zamanda biraz uykusuz olduğum doğruydu saat gece üçe kadar dizi izlemiştim ve üç saat uyuyup saat altıda ayağa dikilmiştim ve bunun tüm nedeni yan dairede odası benimkine paralel olan salak kimse oynadığı oyunun sesleriydi. Wonwoo ise ona sert konuşacaktım ama eğer Changbin ise onu boğazlayacaktım, Wonwoo'ya bunu yapamazdım benden büyüktü neden olsa.

Kantindeki masalardan birine oturduğumda Jisung bir şeyle almak için tezgaha ilerledi. İki kahve ile geri döndü "al bakalım" diyerek kahveyi uzattığında teşekkür ettim.

"Kahvaltı ettin mi?" diye sorduğunda başımı sallamıştım ve oda bana şaşkınlıkla bakmıştı çünkü ben kahvaltı yapan bir insan değildim.
"Yan komşum sağolsun altıda uyandım, o saate uyanınca kahvaltı yapabildim" diyerek durumu açıkladığımda anladım der gibi başını salladı.

"Sınıfa yeni bir öğrenci geldi, çok seveceğine eminim. Buraya yeni taşınmışlar, bilirsin insanlarla kolay anlaşamam ama bu çocuk çok sevimli. Adı neydi ya...?" diye düşünmeye başladığında.

"Changbin" diye mırıldandığımda bana şaşkınlıkla baktı.
"Evet o, tanıştınız mı?" kahveden bir yudum alırken başımı salladım.
"Yan komşum" anladım der gibi kafasını salladı.
"Nerde ördek suratlı?" dediğimde yüzüme anlamsız bir bakış attı "Changbin'den bahsediyorum diye açıkladım.
"Ha, şey sınıfta" dediğinde biten tost kağıdımı buruşturarak top yapıp çöpe fırlattım, kahve bardağımıda alıp kalktım, onu fırlatamazdım. Jisung'da benim gibi kalkıp yanıma ilerledi.

Okul yavaş yavaş dolarken bahçeyi atlatıp iki katı çıkarak sınıfa girdim ve benim bir sıra önüme oturmuş Changbin'in yanına ilerledim.

"Sınıfımıza hoş geldin Changbin, ben sınıf başkanı Somi"'yüzümde kocaman bir gülümseyle ona bakarken o daha çok iğrenir gibi bir yüz ifadesi takınmıştı.

"Sınıf değiştirebiliyor muyum acaba?" diye sorduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım. Aslında kötü bir çocuk değildi ama onunla uğraşmak hoşuma gitmişti. Avucumu masaya yaslayarak eğildim ve yüzümü onunkine yaklaştırdım.

"Benimle iyi anlaş ördek surat..." bakışlarımı gözlerine diktim "...yoksa pokemon taklidin peşini bırakmaz" diye güldüm.Yüzünde yamuk bir gülümseme oluştu.

"Sende eğilmeden önce düğmeni kontrol et" dediğinde korkuyla doğrularak önüme baktığımda blöf yaptığını fark etmiştim. Oturduğu yerden kalkarak karşımda durdu.

"Eğer utanacak olsaydım video'nun çekilmesine izin vermezdim zaten" diyerek yanağımı sıktı ve arkasını dönerek sınıftan çıktı, bense ellerimi göğüsümde birleştirmiş arkasından sinirle bakakalmıştım. Benimle dalga geçmişti değil mi?

Ben ona sataşmıştım ve oda karşılık vermişti buda savaşa varım demekti. Başkalarını bilmem ama Changbin ve ben eğlenecektik.

-
geçiş bölümü bu :)
gelecek bölüm eheheh :))

fuck your elevator adventure ➳ changbin+somi✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin