İki hafta olmuştu, Changbin ile sevgili olduğumuzu kabul edeli. Tuhaf bir şekilde başlayıp devam eden bir hikayeye sahiptik ama tuhaf olduğu kadar güzeldi de aramızdaki bu ilişki. Onun yanında rahat ve mutluydum, sevgisini sonuna kadar hissediyordum ve sanki beni her öptüpünde o sevgiden bir parçanın içime aktığını hissediyordum. O benim için artık uğruna dondurmamı feda edebileceğim biriydi, ki zaten canımı feda ediyordum neredeyse.
Market arabasının ortasında oturmuş dizlerimide kendime çekmiştim çünkü dışarı sarkıttığımda demirler bir süre sonra ayagımı acıtıyordu, bu yüzden Changbin beni kaldırıp market arabasına atarken direkt ayaklarımı toplamıştım.
Yarın Jisung'un doğum günüydü ve bizde ona pasta yapmaya karar vermiştik, bu fikir benden çıkmıştı. Tatlı yapmayı seviyordum ve Changbin ile vakit geçirmeyide ikisini ortak bir noktada buluşturarak ona bu teklifi sunmuştum, ayrıca Jisung bu pastayı gördüğünde çok sevinecekti buna emindim, zaten Changbin ile sevgili olduğumuzdan beri bana trip atıyordu.
Evde pasta için gereken malzemeler olmadığı için alışverişe gelmiştik, raflar arasında ilerlerken gerekli olan meyve, krema, süt gibi gerekli malzemeleri aşmak için Changbin'i durduruyordum ve aldıktan sonra ilerlemeye devam ediyorduk.
"Changbin dur" dediğimde durdu. "Dondurma dolabından ne alıp pastaya koyacaksın Somi?" Diye sorduğunda üzerimdeki ürünler dolayasıyla biraz zorlanarak ona döndüm.
"Dondruma ödülü hak etmiyor muyum Changbin o kadar pasta yapıcaz?" Diye sordum şirin bir şekilde, başta derin bir nefes verdi sonra ise yanağıma küçük bir öpücük kondurup ben daha söylemeden istediğim dondurmayı kucağıma bıraktığında yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
Gereken ve gerekmeyen tüm malzemeleri aldıktan sonra alışveriş arabasından inerek Changbin'e malzemeleri poşetlemesinde yardım ettim, beş poşetin dördünü o alıp birini bana vermişti, ee o kadar kası boşuna yapmamıştı heralde bu yüzden hiç yardım teklif edemeyecektim.
"Changbin bana ne zaman aşık olduğunu anladın?" Diye sordum, boş boş yürümekten sıkılmıştım.
"Bilmem hiç düşünmedim" dedi omuz silkerek, ona sinirli olduğunu düşündüğüm bir bakış attığımda güldü.
"Kediye benziyorsun"
"Sen de ördeğe" dediğimde suratını ekşitti "lütfen bana ördek deme" dediğinde güldüm. Jisung onunla bu konuda çok dalga geçiyordu ve cidden sinir bozucu dereceye gelmiş olmalıydı.
"Sen ne zaman fark ettin?" Diye sordu, aslında bundan emin değildim. Galiba o gün, babamın bıçakla üzerine yürdüğü gün anlamamı sağlamıştı, çünkü onu kaybetme düşüncesi kalbimin sıkışmasına neden olmuştu, bir an nefes bile almamıştım.
"Bilmem olmuşum işte" diyerek güldüm ve uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum.
"Başta sana gıcık oluyordum ama" dedim dürüstçe gülerek.
"Emin ol asansörden indikten sonra delirmemiş olmam bile bir mucizeydi heleki bizim eve geldiğinde"
"Abin çok yakışıklı olduğu için gelmiştim" bana sinirli bir bakış attığında omuz silktim yakışıklıydı yani yalan mı söyleseydim.
Önden ilerleyip apartmanın demir kapısını ittirerek ona yol açtım, o geçtikten sonra bende peşinden ilerlerken yaşlı bir amca asansörün ordan bize gülümsedi "Çocuklar asansör düzeldi, ellerinizdekilerle yorulmayın merdivenlerde" dediğinde Changbin ile karasızcs birbirimize baktık.
"Ellerinizdekiler ağır gel asansörle çıkalım dedim ve asansör tarafına ilerledim, yaşlı amca eşyalarını alet çantasına yerleştirirken gülümsemişti, bende küçük bir gülğmseme ile ona karşılık verdim. Changbin'in arkasında asansöre binerek üçüncü kata tıkladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuck your elevator adventure ➳ changbin+somi✓
FanficChangbin yeni taşındıkları eve giderken beraber asansörde kaldığı pokemon pijamalı kıza gıcık olmuştu. Seo Changbin& Jeon Somi wattpade ilk 'chanmi' kitabıdır