02

521 56 12
                                    

Jeon Somi, dünyanın en gamsız, utanmaz, regli günlerinde aşırı sinirli ve gıcık olan çekilmez insanı. Evet o insan benim, yani dıştan baksanız çok minnoş bir insanım bence ama tanıyınca biraz gıcık olabilirsiniz ama böyle olmak benim suçum değil, mükemmel bir insan olduğum için illaki sevilmeyen bir şeylerim olmalıydı değil mi? Benimkiler de bunlardı işte.

Elimde asansörde kaldığım çocuğun telefonu vardı, yüzümde sinsi ve adice bir gülümsemeyle bakıyordum telefona. Dondurmam erimişti, onu tekrar soğuması için ağlayarak buz dolabına atmıştım, sonra odama geldiğimde ise çocuğun telefonun abimle çıkan o kargaşada düşürdüğü ve benimde ona vermek için almam ama verememem nedeniyle bende kalması geldi ve cebimden telefonu çıkardım. Aslında yanımıza yeni taşınan ailenin bir üyesi veya misafirleri olduğunu biliyordum ve yan kapıyı çalıp verebilirdim ama gıcık olmuştum ve biraz telefon karıştırmaktan zarar gelmezdi değil mi?

Telefonun şifresi vardı ama bu benim için sorun değildi, bilgisayarımı ve telefonu alarak yatağımın üstüne oturdum, üzerimdeki mavi ve kirlenmiş olan bu pokemonlu pijamayla yatağa oturduğumu annem görse beni keserdi ama evde olmadığı için göremezdi bu yüzden rahattım. Bilgisayarı açıp telefonu bir kabloyla ona bağladıktan sonra şifreyi kırmam sadece iki dakikamı almıştı, zaten kolay bir sayı kombinasyonuydu 1234, ne zeki çocuk ya!

Telefonu elime alarak galeriye girdim, tamam bu yaptığım suçtu ama ben bunu çok takan bir kız değildim,bir saniyecik bir duraksama yaşadıktan sonra omuz silktim ve galeriye girdim. Bir sürü manzara fotoğrafı vardı, selcalar ve bir kaç arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim kişilerle fotoğrafı vardı. Yan komşumuzun çocuğu olduğuna aile fotoğraflarını gördüğümde emin olmuşum, ördek suratlının abiside baya yakışıklıydı.

Evet yüzü ördeğe benziyordu bence.

Odamı telefonuna gelen bir mesaj bildirimi doldurdu, aslında bakmayacaktım ama pokemon yazdığını görünce istemsizce mesajlara tıkladım, arkadaşı olduğunu düşündüğüm bir çocuk video göndermişti. Videoyu açtığımda Changbin adındaki çocuk birkaç kişiyle birlikte kadrajdaydı, sarı bir eşofman giyordu. Video'nun olayını ise anlamam çok uzun sürmemişti, Changbin üzerindeki sarı eşofmanla pokemon taklidi yaptığında başta şaşkınlıkla ekrana baksamda sonrasında gülerek yeri boylamıştım. Videoyu kendi numarama attıktan sonra telefonu kitleyerek evden çıktım ve karşı dairenin kapısını çaldım.

Kapıyı açan ve yüzünden huysuzluk akan Changbin'e gülümsedim.

"Naber ördek surat?" dediğimde göz devirdi.

"Ne vardı?" diye sorduğunda telefonu çıkararak salladığımda şaşkınlıkla baktı bana.
"Telefonumu mu çaldın deli?!" oflayarak bende ona göz devirdim.

"Bırakmışsın asansörde bende sana vermek için aldım ama o kargaşada unuttum, anca getiriyorum" gözlerini kısarak bana baktı.
"Bir buçuk saaten fazla oldu, karıştırdın di mi telefonu mu?" dediğinde başta gülümsedim sonra ise onaylar şekilde başımı salladım.

"Güzel pokemon taklidi yapmışsın, arkadaşın video'nu atmış, bunu bir numaralı pokemon hayranı olarak söylüyorum" tüm ellerimi yumup başparmağımı kaldırarak ona gülümsedim ama video aklıma geldikçe kahkaha atasım geliyordu. O bana sinirli bakadursun arkasından gelen abisi beni kibarlık yaparak içeri davet etmişti ve bende Changbin ile uğraşmayı sevmiştim bu yüzden red etmedim, bu kadar yakışıklı çocukta red edilmezdi yani.

Oturma odasına geçerek oturdum, abisinin adı Wonwoo'ydu, çok kibar biriydi ve üniversiteye gidiyoru, ayrıca ördek surat göre dahada kibar biriydi, sevmiştim. Telefonu çalınca yanımızdan kalktı ve Changbin ve ben baş başa kalmış olduk.

"Gıcıklık yapmayacağım, düzgün tanışalım. Ben Somi" diyerek elimi uzattığımda oda elimi tuttu.
"Bende Changbin, tanıştığıma memnun olmadım pek" dediğinde hala gülümsüyordum.

"Muhtemelen aynı okuldayız Changbin, çünkü yakınlarda başka okul yok. Elimde pokemon videon varken benimle iyi anlaşmanı öneririm" dediğinde sertçe yutkunduğunu fark etmiştim. Abisi geldiğinde yüzümde hala sevimli bir gülümseme vardı.

"Ben gideyim artık, sizide bir gün bize bekleriz" diyerek yerimden kalkıp kendi evime ilerledim. Changbinle birlikte güzel okul günlerimiz olacaktı bence.

Kapıdan çıkarken çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu, abisi karnına vurup düzgün bakmasını söyledede o hala aynı bakışla duruyordu. Sonunda kendi evime girdim, mutfaktan elinde ramen paketiyle çıkan Yugyeom çubuklarını bırakarak bana baktı.

"Niye şeytan gibi gülümsüyorsun? Ne bok yedin yine?"dediğinde ona göz devirdim.

"Sen gibi şeytan mıyım ben be! Sakın rameni odanda yemen anneme ispitlerim, afiyet olsun" diyerek odama girip kapıyı kapattım.

Bu dönem cidden eğlenceli olacaktı.

Bu dönem cidden eğlenceli olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
fuck your elevator adventure ➳ changbin+somi✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin