7 / Bir İtiraf

126 16 48
                                    

H A R R Y

Doğrusunu söylemek gerekirse Aminata'yı bıraktığımız yerde bulacağımızı hiç sanmıyordum. Çoktan başka bir yere gitmiş, hayatı bir şekilde değişmiştir diye umuyordum. Fakar apartmanlar arasında sıkışmış o küçük, kasvetli, kötücül dükkan olduğu yerde duruyordu. Hiçbir şey değişmemiş, aradan o dokuz yıl hiç geçmemiş gibiydi. Sokağa girdiğimiz andan beri zihnimde canlanan anılar, arabayı dükkanın önüne park ettiğimde, gözlerimi kapadığım anda daha da renklendiler. Daha dün gibiydi; Olivia ile bana olanlara bir cevap bulmak için buraya gelişimiz, William'ın onun bozukluğu olduğunu öğrenmemiz... Aynı ziyaretin dönüşünde kapımda Bozukluk'u bulmuştum. Olanların hepsi bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken Brandon ve Moira çoktan arabadan inmişlerdi. Benim gelmediğimi fark etmemiş gibi kapının ziline basmışlar, açılmasını bekliyorlardı. Kafamı alnımı dayadığım direksiyondan kaldırıp onlara bakınca Brandon'la tesadüfen göz göze geldim. Gözlerini kısıp neden hala yanlarında olmadığımı düşündüğünü gördüm. Eliyle beni dışarıya çağırdı. Derin bir nefes alıp arabadan indim. 

"Ona güvenebilir miyiz?" diye sordu Brandon yanlarına ulaştığımda. Yaklaşık bir dakikadır beklememize rağmen kapı açılmamıştı hala. 

"Ona bir keresinde güvenmiştim. Sen de oradaydın." dedim. Elbette hatırlamıyordu. Bu onun Aminata'yı ilk görüşü olacaktı, gergin olmasını bu yüzden anlıyordum. Başını sallayıp Moira'ya baktı.

"Belki de evde değildir," 

"Evde olduğunu biliyorum," diye kestirip attı Moira. Zili boş verip kapıyı yumruklamaya başladı. 

"Geldim, geldim lanet olsun!" diye bağırdı kapının ardından biri. Kapı sertçe ardına dek açıldı. Artık eskisi gibi görünmese de bunun Aminata'nın yanında çalışan kadın olduğunu anlamıştım. Saçları kısacık kesilmişti ve artık kül rengiydi. Zayıflamıştı, yanakları içeri çökmüştü ve gözlerinin kenarları çizgilerle doluydu. "Ne istiyorsunuz?"

Moira'dan önce hemen atıldım, "Aminata ile görüşmeye geldik," dedim öne doğru çıkarak. Beni tanımasını umuyordum ama aksi aksi yüzünü buruşturdu.

"Fal için geldiyseniz artık çalışmıyor," Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Nedenini merak etsem de kapıyı kapatmasından korktuğum için ziyaretimizi sebebinin bu olmadığını sakin sakin açıkladım. 

"Umarım müsaitsinizdir," diye ekledim gülümseyerek. Kadın, adını o an hatırlayamıyordum, Moira ve Brandon'a şüpheli bakışlarla baktı. Belli ki benim zararsız olduğuma kanaat getirmişti ama yanımdaki bu iki kişinin tekin olduğundan emin olamamıştı. 

"Sen ona büyükannesinin geldiğini söyle, canım," dedi Moira sonunda saçını arkaya savurarak. Kadın hiçbir anlamamış şekilde boş boş baktı bize. "Moira gelmiş, de. O anlar." 

Kapı yüzümüze kapandı. Moira'nın söylediğini yapıp yapmayacağını bilmiyordum ama yine de orada dikilmeye onlarla birlikte devam ettim. Ne olacağını birkaç dakika içinde görecektik. Kapı bir daha açılmazsa Moira'nın içeri zorla gireceğini biliyordum. Bu durumda ortamı yumuşatacak, konuşarak anlaşmayı başaracak birine ihtiyaç olacaktı. Bu sefer o kişi bendim. Oysa içim içime sığmıyordu. Olivia'dan ayrı kaldığım, nerede, nasıl olduğunu bilmediğim her dakika birkaç yıl yaşlanıyordum. 

İçimden saymaya başladığımda kapı kapanalı ne kadar oldu bilmiyordum. İki yüz on yedi saniye sonra kapı açıldığında neredeyse Moira'ya sonra gelmememizi teklif edecektim. Kadın yüzünde hala o tatsız ifadeyle içeri geçebileceğimi mırıldandı. Moira memnuniyetle sırıttı, yanından geçerken kadına 'aferin' der gibi omzuna vurdu. Brandon onu takip etti. Arkalarından içeri girerken kadına teşekkürlerimi fısıldadım. İçerisi aynı değildi. Gerçekten de çalışmayı bırakmışlardı galiba. Burası normal bir ev gibi görünüyordu şimdi.  Resepsiyon masası, garip duvar halıları, kristal kürelerle dolu raflar yoktu. Perdelerle ayrılan odaları olması gerektiği gibi kapılar ayırıyordu. Güneş ışığının içeri güzel bir şekilde girdiğini görünce şaşırdım, demek onu engellemek için bir şeyler yapıyorlardı. Farklı bir yere gelmiş gibi hissettim, beklediğim gibi Olivia'nın hayaleti beni karşılamadı. Evin içi, dışı gibi hatıralarımı harekete geçirmemişti. 

the other coin | #tlc2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin