muzlu sütler siksin seni!

11K 994 424
                                    

bu bölüm düzyazı şeklinde olacaktır.

Jungkook geleceğini yazınca adeta yatağımdan fırlamıştım. Küçük bir dairede tek başıma yaşıyordum. Lisem yaşadığım yere göre oldukça uzak kalıyordu ve ailem bir süre sonra beni bıraktıkları için yorulmaya başlamışlardı. Artık son sınıf olduğum için tek başıma yaşamama izin vermişler ve bana bu evi kiralamışlardı. Eh iyi de yapmışlardı. Arada Hoseok, Jimin ve Namjoon yatılıya kalıyor, okul çıkışı genellikle benim evimde toplanıyorduk.

Burnumu temizleyerek elimi yüzümü yıkadım. Çizgili desenli üzerinde küçük kalplerin olduğu pijamamı da değiştirerek altıma eşofmanımı, üstüme de beyaz sade sweatimi giyerek hızlıca yatağımı topladım. Aklıma gelen muzlu sütle koşar adımlarla mutfağa varıp buzdolabını açtım. Hoseok'a muzlu süt al dediğimde bir tane alıp gelmişti pis şerefsiz. Bir tanenin kaslı küpüme yetmeyeceğini bildiğimden hastalığımı bir kenara bırakarak montumu giymiş ve evimin hemen yanındaki tekele doğru yürümeye başlamıştım.

Jungkook'tan gerçekten hoşlanıyordum. Fiziği her kızın hayalini süsleyecek kadar güzeldi. Yüzü tavşana benziyordu, dudakları minicik ve gözleri boncuk boncuktu. Bir insan nasıl hem yakışıklı hem de bu kadar tatlı olabiliyordu? Aklıma dolan görüntüsüyle gülümserken bakkala çoktan varmıştım. Paramın yettiği kadar beş altı tane süt aldıktan sonra abiye iyi geceler dileyip koşar adımlarla oradan çıktım. Öksürüklerim gecenin soğuğuyla artarken montumun kapşonunu kafama geçirmiştim. Burnum çekmekten kopacaktı yakında, hissediyordum.

Elimde muzlu sütlerin olduğu poşetle koşturmaya başlamıştım ki yan çaprazımda gördüğüm bedenle duraksadım. Jungkook, telefonunun ekranına pür dikkat bakarak tahminimce evimin yolunu bulmaya çalışıyordu. Ardından emin olmak için kafasını kaldırıp etrafına bakınınca gözlerimiz kesişmişti. Aferin Taehyung, şimdi sırf ayağıma gelmesi için muzlu süt almışım sanacaktı.

Sırıtarak yanıma yürümeye başladı. Sıkıntılı bir şekilde iç çekerken aynı zamanda ağzımdan fırlayan öksürükle başımı diğer tarafa çevirmek zorunda kalmıştım. Bu sırada o çoktan yanıma gelmiş, elimdeki muzlu süt poşetine bakıyordu.

"Sen ciddi misin Taehyung?"

Öksürüğümün sonunda durmasına şükrederek beni alaycı bakışlarıyla süzen gözlere baktım. Kaşlarımı çatarak önünde durdum. Beni dinlemeden hemen yanlış anlaması sinirlerimi bozmuştu kaslı küpümün.

"Yanlış anladın. Evimde bir tane muzlu süt vardı ve geleceğini söylediğinde biraz daha almak için dışarıya çıkmıştım. Ne yani yanıma gelmen için böyle ucuz oyunlara mı başvuracağımı sandın?"

Jungkook yamuk ağız gülümserken gözlerinden anlık da olsa geçen parıltıyı görmüştüm. Başını tamam anlamında sallarken elindeki poşeti daha yeni fark etmiştim.

"Hadi yürü, çok üşüdüm."

İlerlemeye başladığımda onun gelmediğini görmüş ve duraksamıştım. Bakışlarımız anında birleşirken tek kaşımı kaldırmış ve sorar gözlerle ona bakmaya başlamıştım.

"Evine gelmeme gerek yok. Kimseye rahatsızlık vermek istemiyorum. Hasta olduğun için sana ilaç aldım, al bunları ve güzelce kullan."

Yanıma gelerek elindeki poşeti bana doğru uzatmıştı. Bu sırada çoğalan öksürüklerim ve burnumun kızarttığına emin olduğum sümüklerim beni kötü bir duruma sokuyordu. Elindeki poşeti tutarak çekiştirmeye başlamıştım. Bu soğukta onu hemen evine yollayacak değildim. Hasta olacaktı, ısınması gerekiyordu.

"Tae-"

"Jungkook, hasta mı olmak istiyorsun? Halimi görmüyor musun sen? En azından biraz ısın. Merak etme tek yaşıyorum, kimseyi rahatsız etmeyeceksin."

kaslı küpüm | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin