ADDICT/Bangtanpink (Düzenleniyor)

Bölüm 13

Slmmm az oylara rağmen 800 okunma olmuşuz. Bazı kişiler instagramımı fln istedi, tabiki de kişisel hesabımı vermem ama (belki ilerde fan hesabımı verebilirim. Neyse bu bölüm birazcık romantik olabilir o yüzden bu EFSANE şarkı ile dinleyin ki modu yakalayabilesiniz

Rosé'den

Uyandığımda başımda fena bir ağrı vardı ve ayrıca boynum da ağrıyordu. Kendime gelmek için doğrulacağım sırada Jungkook'u gördüm.

Bİ DAKKA NE, JUNGKOOK BEN AYNI YATAKTAYIZ VE BENİM BOYNUM AĞRIYOR Bİ DK LAN NE OLDU DÜN GECE

Hemen Jungkook'u dürtmeye başladım

-Jungkook Jungkook kalk dedim sana

Bir kaç dakika mızmızlandıktan sonra gözlerini yavaşça araladı ve bana boş gözlerle bakmaya başladı. Vakit kaybetmeden

-Ne oldu dün gece, ayrıca sen niye benim yatağımdasın hem neden benim üstüm farklı ve ennn önemlisi benim boynum neden ağrıyor

Bunların hepsini sabahın köründe nasıl bir araya getirdiğime şaşırsamda ona sorgular bakışlar atmayı sürdürdüm.

-Jungkook senden bir cevap bekl-

Cümlemi bitirmeden dudaklarının üzerinde bir baskı hissettim.

Şuan Jungkook beni öpüyormuydu yoksa ben hâlâ ayılamamışmıydım. Yavaşça doğrularak ellerini belime yerleştirip beni kendi bedenine yasladı. Hiç birsey yapmamaya çalışıyordum ama olmuyordu. Sevdiğim kişi ile bu derece yakın olmak kalbimin aklımın önüne geçmesine neden oluyordu. Çok yavaş şekilde karşılık verdim. Bir süre sonra ayrılarak

-J-Jungkook sen Irene ile se-

Gene sözüm yarıda kalmıştı çünkü tekrar dudağıma küçük bir öpücük kondurup yataktan kalktı ve odadan çıktı. Yaptığımın doğru birşey olup olmadığını sorgulamam gerektiğini hissediyordum ama sonuçlarının beni mutlu edip etmeyeceği tartışabilirdi. Bunları düşünürken bir zamanlar söylediğim şarkıdan bir söz hatırladım

Just let it go

Aynısını yaptım ve sadece akışına bıraktım. Jungkook'un gözlemlerinden birini üzerine geçirdim ve aşağı indim

Kookie'den

Hemen aşağı inip hızlıca bir kahve yaptım ve Rosie'yi beklemeye başladım. Yaklaşık 10 dk sonra geldi. Gömleklerimden birini giymişti ve şuan çok tatlı görünüyordu. Yavaşça yanına gittim ve onu tezgaha oturtarak göz hizama getirdim. Şuan yaptıklarımı sorgular bakışlar atıyordu. Gözlerinin içine bakarak

( Şu kısmı hikayede birkaç kez daha görebilirsiniz düşüyorum çünkü bu kısma düşüyorum )

- Dün neler olduğunu hatırlıyor musun diye sordum.

Birkaç saniye durdu ve

-Hayır hatırlamıyorum dedi. Bu beni birazcık mutlu etmişti çünkü elimde bir koz vardı. Gülümseyerek

-Hatırlatayım o zaman dedim. O işe bana boş gözlerle bakarken yavaşça dudağına doğru yönelmeye başladım. Onu öpmeyecektim. Bu sefer beni öpen o olacaktı. Burunlarımız birbirine değdiğinde

-Şimdi sıra sende Rosie dedim. Şaşırmış olsa da birkaç saniye sonra ellerini boynuma koydu ve .dudakları tüy gibi dudaklarıma değdi. Amacıma ulaşmıştım. Belinden kendime çektim ve öpmeye başladım. Dün olanları hatırlatmak amacıyla yavaşça boynuna doğru yöneldim. Gömleğinin açıklığının izin verdiği yerleri öptüm ve tekrar gözlerine bakmaya başladım. Gerçekten çok güzeldi. Ona hayranca bakmaya devam ederken birden Rosie