Bir varmış bir yokmuş...
Evvel zaman içinde, traktör saman içinde...
Uçaklar tellal iken, pireler saç tasarımcısı iken...
Ben annemin ultra konfor beşiğini tıngır mıngır sallar iken...Şimdiden çok uzak zamanların ve buradan çok uzak diyarların birinde, zengin ve mutlu bir krallık varmış. Bu krallığı güzeller güzeli bir kraliçe ile dünya yakışıklısı bir kral yönetirmiş. Onların halklarına olan sevgisi ve adaleti sayesinde ülke mutlu ve huzurluymuş ancak kral ve kraliçenin kendileri öyle değilmiş. Bunun sebebi, bir türlü çocuklarının olmamasıymış.
Kral ve kraliçe, evlat sevgisini tadamadıkları ve kendilerinden sonra ülkeyi yönetecek bir varis bırakamadıkları için çok üzülüyorlarmış. Özellikle kraliçe hep elma gibi al yanaklı, kar gibi beyaz tenli ve gece gibi siyah saçlı bir kızının olmasını istermiş. Kral da ona katılır, bir evlat sahibi olma isteğiyle yanıp tutuşurmuş.
Günlerden bir gün, daha fazla dayanamayıp tüp bebek tedavisine başlamaya karar vermişler. Ülkenin en başarılı doktorlarına görünmüşler. Tam üç zorlu yıl sürmüş bu tedavi ama sonunda başarmışlar ve kraliçe hamile kalmış. Bebekleri, tam da kraliçenin istediği gibi elma gibi al yanaklı, kar gibi beyaz tenli ve gece gibi siyah saçlı bir kız çocuğuymuş. Kral ve kraliçe çok sevdikleri kızlarına Pamuk adını koymuşlar. Böylece herkes ona Pamuk Prenses demeye başlamış.
Pamuk Prenses yıllar geçtikçe büyüyor, büyüdükçe tatlılaşıyormuş. Anne ve babasını da çok seviyormuş ve birkaç yıl boyunca böyle sevgi dolu bir aile olarak yaşamışlar.
Günlerden bir gün, kraliçe kansere yakalanmış. Yataklara düşmüş. Kırk ayrı diyardan kırk ayrı doktor gelip onu muayne ettiyse de hiçbir kemoterapi işe yaramamış. Kral ve Pamuk Prenses üzüntüden kahrolsalar da ellerinden hiçbir şey gelmemiş. Kraliçe yatağında son nefesini verdiğinde tüm ülkede yas ilan edilmiş ve kral ile Pamuk Prenses de kırk gün kırk gece gözyaşı dökmüşler.
Her ne kadar içleri kan ağlasa da, ülke bir kraliçe olmadan yönetilemezmiş. Bu yüzden kral mecburen başka bir kadın ile evlenmiş. Yeni kraliçe de çok güzel bir kadınmış ama onun güzelliği doğuştan değil, estetikmiş. Üstelik kral bilmese de kalbi de çok kötüymüş. Pamuk Prenses ona iyi davranmaya çalışıyormuş ama o Pamuk Prenses'i hiç sevmiyormuş. Bunun ilk sebebi bir başkasının çocuğu olması, ikinci sebebi ise Pamuk Prenses'in çok doğal bir güzelliğinin olmasıymış. Kötü kalpli kraliçe, kralın fark etmediği her an Pamuk Prenses'e kızar, aşağılar ve kendisinden uzaklaştırmak için elinden geleni yaparmış. Zavallı Pamuk Prenses ise onu hep alttan almaya çalışıyormuş.
Yeni kraliçenin hayatta gerçekten umursadığı tek bir şey varmış, o da milyonlarca aboneye sahip olduğu Youtube kanalıymış. Her gün sarayda ne yaptığını anlatan vloglar, çeşitli challenge ve makyaj videoları çeker, kanalına yüklermiş. Zaman geçtikçe abone sayısı artmış da artmış. En sonunda dünyada en çok abonesi olan Youtuber oluvermiş. Kraliçe buna çok ama çok sevinmiş, öyle ki her gün Iphone'unda Siri'yi açıp: "Hey Siri! Var mı benden daha çok abonesi olan?" diye sormaya başlamış. Tabi Siri de ona her seferinde "Yok kraliçem." diye cevap veriyormuş. Kraliçe bu cevabı duyduğu her gün keyiflendikçe keyifleniyor, abone sayısını korumak için elinden geleni yapıyormuş.
Yıllar geçmiş. Bu sırada Pamuk Prenses büyümüş, tam on sekiz yaşına basmış. Artık reşit olduğu için doğum gününde kraldan istediği tek bir hediye varmış. "Babacığım, ben artık on sekiz yaşıma bastım ve özgür bir birey olarak ayrı eve çıkmak istiyorum. Saraydan ayrılıp ülkeyi gezeceğim ve hayatı tanıyacağım. Artık kendi ayaklarım üstünde durmalıyım. Bugün halka karışıyorum. Kendi başımın çaresine bakacağım." demiş. Kral, kızına ne kadar ısrar ederse etsin onu kararından döndürememiş. Pamuk Prenses aklına bir şey koydu mu yaparmış. Böylece yanında sadece bir sırt çantasıyla saraydan ayrılmış, yollara düşmüş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Prenses ve Siber Güvenlik Uzmanı
RomansRewind The Classics Contest yarışması için yazılmış -ve ikinci olmuş- tek bölümlük kısa hikayedir. --------------- Bir varmış bir yokmuş... Evvel zaman içinde, traktör saman içinde... Uçaklar tellal iken, pireler saç tasarımcısı iken... Ben annemin...