day4 - sexting issues

16.4K 820 267
                                    

diğerlerine rağmen kısa ama sevdiğim bir bölüm oldu✌🏻
" Bir şey söylesene." demişti Jimin sinirle. Fotoğrafı gözüne sokmak istercesine telefonu ona doğru tutuyordu. Gözlerinden ateş fışkırıyor gibiydi, şu durumda Jungkook onu her şeyin ötesinde gerçekten çok sinirlendiğini biliyordu. " Jimin sakince konuşacağız demiştik."

      " Tamam." dedi Jimin. " Seni yargılamıyorum gel bana açıkla bu fotoğrafı." Sesindeki tehdit tonu o kadar açıktı ki Jungkook dudaklarını birbirine bastırmıştı. " Beraber bakalım." demişti Jimin. " Bu fotoğraftaki çocuk senin bir daha asla görüşmeyeceğim Jimin dediğin o çocuk değil mi? Ben yanlış görmüyorum herhalde?"

     " Evet o." demişti Jungkook cılız ses tonuyla.            " Jimin ben sana çok sinirlenmiştim- "

    " Ben mi dedirtmiştim bunu sana?" Jimin onu dinlemek istemiyordu çünkü bu fotoğrafın doğru bir açıklaması olmadığını biliyordu. Önyargılı davranmak değildi, bu gerçekti. Jimin haklı çıktığı için üzülüyordu. " Jungkook ben sana ne demiştim bu çocuk hakkında?"

" Sikeyim." diye mırıldanmıştı. " Kendim karar vermem gerektiğini söylemiştim." Jimin sinirle telefonu masaya bırakmış ve saçlarını çekiştirmişti.
" Bu çocuk sana kafası iyiyken saldırdı ve ben oraya gelmeseydim neler olacağını tahmin edemiyorum. Sen bana sorunları olduğunu ama inandırıcı gelmediğini ve ilişkinizi bitirdiğini söyledin."

" Jimin..." Jungkook onun haklı olduğunu biliyordu ve kendini çok suçlu hissediyordu. " Jimin ben sana çok sinirlenmiştim. Mantıklı düşünemedim. Özür dilerim."

Birkaç adım atıp ona yaklaşmış ve elini ona doğru uzatsa da Jimin onu ittirmişti. " Bu yaptığın o kadar çocukçaydı ki. Sırf bana sinirlendiğin için kendini ve kariyerini tehlikeye attın. Şaka gibisin. Biz bu işe başladığımızda ne dedik?"

Jimin'in sesi gitgide yükselirken Jungkook kafasını yere eğmiş ve sinirle saçlarını karıştırmıştı. Mahcup hissediyordu. " Kariyerimize zarar gelmeyecek dedik."

" Kariyerimizi bırak. Sen nasıl onunla aynı ortama girip üzerine bir de fotoğraf çekinirsin ya? Jungkook aptal mısın?"

" Özür dilerim." demişti Jungkook. " Ben haksız olduğumu biliyorum özür dilerim hyung." Jimin derin bir nefes verip kafasını olumsuzca sallamıştı. " Şu an gerçekten sana olan güvenim o kadar sarsıldı ki. Sikeyim beni suçluymuşum gibi gösteriyorsun! Sanki kötü davranan, sürekli sorun çıkartan benmişim gibi gösteriyorsun. Bana çok sinirliymişsin de soluğu resmen seni taciz eden birinin yanında almışsın. Ben seninle aramız o kadar kötüyken bile böyle saçma salak şeyler yapacağını düşünmedim. Yaptığın ilk önce kendine saygısızlık bunu sakın unutma."

Söylediği ağır sözlerin üzerine hızlı adımlarla yukarı çıktığında Jungkook kendine küfrederek dişlerini birbirine bastırmış ve her şeyi bok ettiği için ağlayacak gibiydi. Jimin haklıydı, kendini savunacak hiçbir tarafı yoktu. Kendini, kariyerini tehlikeye atmış, çocukça davranmıştı.

" Nereye gidiyorsun?" demişti gözlerini büyülterek kıyafetlerini giymiş olan Jimin'e. Jimin hızlı adımlarla yürüyüp kapıyı açtığında Jungkook peşinden koşup kolundan tutmuştu. " Hyung çıkamazsın dışarı. Gel konuşalım hadi."

" Konuşacak bir şeyimiz yok. Bu yaptığın aptallığı sindirmeme izin ver." Bir şey demesine izin vermeden kapıyı çekip çıktığında Jungkook gözleri dolu dolu koltuğa çökmüş, ağlamaklı ruh haliyle karşısındaki duvarı izlemişti. Bugüne kadar yaptığı en büyük hata olduğunu göstermişti Jimin ona. Kendisi için sinirlenmiyordu hem, Jungkook için sinirleniyordu. Birkaç saniye sonra Jimin'in arabasının sesini duyduğunda gözyaşları bunu bekliyormuş gibi yanaklarından akmaya başlamıştı.

quarantine | jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin