okuduğunuz için teşekkürler, kısa hikayenin son bölümüydü🥰 stay with jikook🤟🏻
i wanna be yours -arctic monkeys
Jimin Jungkook'u evine çağırdığında geleceğini biliyordu fakat nasıl geleceğini bilmiyordu. Buna çok takılmamıştı, mantıklı düşünemiyor ve üç saatin nasıl geçeceğini bilmiyordu. Etrafı biraz temizledi, yatağına temiz çarşaf geçirmiş ve hafif bir müzik açmıştı. Saçma bir heyecan kaplamıştı içini, nedenini bilmiyordu.Kapı çaldığında, on ikiyi tam iki geçiyordu ve Jimin bunun için şaşırmıştı, evden 12.00 da çıktığında emindi çünkü bahsettiği kişi sevgilisiydi ve bir dakikada olsa kuralları çiğnemezdi. Aşağıya inip kapıyı açtığında sevgilisinin üzerine atlamayı düşünmüştü fakat işler düşündüğü gibi gitmedi. Kapıyı açtığı an gördüğü Jungkook ağzını açık bir şekilde bırakmış, o an ne diyeceğini bilememişti Jimin. Yutkunmayı başarabildiğinde tekrar süzmüştü sevgilisini ve daha hiçbir şey görmüş değildi.
Bir elini kapıya yaslayan Jeon Jungkook'un üzerinde önü kapalı ve ayaklarına kadar uzanan bir manto vardı. Görebildiği tek şey yüksek topuklu postallarıydı, Jimin bunları çok sevdiğini itiraf etmeliydi. Asıl gözlerini alan şey, kalpli pembe gözlükleri ve saçlarının bir kısmını toplamış olan aynı desenli tokalardı. Dudakları parıldıyordu, çilekli nemlendiricisini sürmüş olmalıydı.
Jimin bu zamana kadar izlediği bütün pornoları, etkilendiği bütün görüntüleri o an için unuttu ve sadece şu an kaldı zihninde. Jungkook tam karşısında çift karakterini de ona sunarken ne diyeceğini bilemedi, o an onun için seksin gerçek ismi Jeon Jungkook oldu. O an Jimin'in gözleri karardı ve karşısındaki çocuğa bir hayvan gibi saldırmak, onu ağlatana kadar becermek istedi. " Beni burada bekletecek misin?"
O sırada evin içinde açtığı müzik listesinden 'Chase Atlantic' çıktığında gerçekten söyleyecek bir sözü kalmamış, orada boşalacak gibi hissetmişti. Jungkook Jimin'den cevap vermeden içeriye geçtiğinde koluna sıkıştırdığı şarap şişesini uzatmış ve tezgaha koymuştu. " Şaraba ihtiyacımızı olabilir diye düşündüm."
" İyi düşünmüşsün." demişti Jimin kapıyı kapatmayı akıl ederken. Jungkook mantosunun düğmelerini çözüp kollarından kayıp gitmesine izin verdiğinde, Jimin gördüğü manzara ile sertleştiğini hissetmişti ve neredeyse hırlayacaktı.
Fotoğraf attığı ekstra yırtık pantolonu üzerindeydi, düğmesini kapatmamıştı ve giydiği beyaz iç çamaşırının belini rahatlıkla görebiliyordu. Üzerinde hiçbir şey yoktu. " Tanrım." diye mırıldandı Jimin. " Senin gibi biriyle birlikte olduğuma inanamıyorum."
Tatlı yüz ifadesine oranla ters tepen sert vücut hatları, kasları ve ipince beliyle bir sanat eserinden fazlasıydı o an Jungkook. Jimin'in kelimeleri tükenmiş, ne yapacağını bilemez halde ona bakmayı sürdürmüştü. " Siktiğim dudaklarını bir kere daha yalama sakın."
" Neden ki?" demişti bir mankenden çok daha iyi bir şekilde duran Jungkook. Bir bacağına ağırlığını verip diğerini hafifçe öne atmış, gözlüklerini aşağıya çekerek göz teması kurmuştu. " Tadı geçer diye korkuyorsan hemen gelip öpebilirsin. Senin için sürdüm hyung."
Jimin için son nokta olmuştu, öne atılıp onun dudaklarına sertçe yapıştığında bir yandan bol kesiminin yanı sıra kalçalarına oturan kumaşı çekiştirmiş, kalçasını büyük bir zevkle sıkıştırmıştı. Sevgilisinin çilek aromalı alt dudağını dudaklarının arasında ezip iyice sıkıştırmış, kendini onun bedenine bastırmıştı. Aynı muameleyi üst dudağına uyguladıktan sonra dilini onun diliyle buluşturmuş, ikisi de inlemişti. Birbirine yakışan ses tonları yükseldiğinde Jungkook ellerini onun beline yerleştirmişti. Jimin onun çenesinden tutup ağzını açmasını sağlarken Jungkook ona yardımcı olmuş, büyük bir istekle dilini de dışarı çıkartmıştı. Yanıyordu, vücudunun her hücresi yanıyordu. " Bir sürtük gibi davranmanın bedeli ne olur biliyor musun?" demişti Jimin. Jungkook usulca onun gözlerinin içine bakmıştı. " Bir sürtük gibi becerilmek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarantine | jikook ✔️
Fanficuzun süredir kavga etmekten başka bir şey yapmayan jeon jungkook ve park jimin aynı evde karantinaya girmek zorunda kalır. kısa hikaye \ smut