Jimin uyandığında saat on bire geliyordu, boğazı o kadar ağrıyordu ki bir an için gözleri dolmuştu. Gözlerini kırpıştırıp elini boğazına sürterken kollarını onun beline dolamış, birkaç santimetre ötede uyuyan Jungkook'da gözlerini araladı. Jimin'in mırıldanmalarını duyunca hızla yastığa gömülen kafasını kaldırmış ve kısık gözleriyle onu süzmüştü. " Boğazın mı rahatsız?" Yeni uyandığı için hırıltılı çıkan sesiyle sorduğu soruya kafasını sallayarak yanıt veren sevgilisinin yüzüne doğru eğilip alnına bir öpücük kondurdu ve yorganı üzerinden atarak ayağa kalktı. " Sana sıcak bir çay yapayım." diye mırıldanmıştı bir yandan çıplak bedenine bir sabahlık geçirirken. Onun da her bir yeri ağrıyıp sızlasa da pek umursadığı söylenemezdi.Aşağıya indiğinde, salonun bir savaş alanından farksız olduğunu görmüştü. Çıkarıp oraya buraya saçtıkları kıyafetler, dağınık eşyalar ve dağınık bir mutfak vardı. Jungkook yüzünü buruşturup mutfağa geçtiğinde, Jimin de yatakta oturmuş ve ayılmaya çalışıyordu.
Birkaç dakika sonra elinde bir ilaç, su ve bitki çayıyla yukarıya çıkmış, Jimin'in ayak uçlarına oturmuştu. " İlk ilacını iç." Jimin uzattığı ilacı dudaklarının arasına sıkıştırıp ağzına aldıktan sonra suyu da bitirmiş ve hafifçe inlemişti. " Senden ne-"
" Hayır ya." demişti daha sonra. " Buna gücüm yok." Jungkook kıkırdadığında o da gülümsemiş ve çayını ellerinin arasına almıştı. İkisi de konuşmadan birkaç dakika orada oturdu, en sonunda Jimin sonunu gördüğü çay bardağını tepsinin üzerine geri bıraktı. " Vücudunu gördün mü?" Jimin kısık bir sesle ona sataşmıştı. " Korkunç görünüyorsun." Jungkook aynadan kendi bedenine bakarken bu kadar dağılmış görünmeyi beklemediğini itiraf etmeliydi. Dizleri mosmor olmuştu, göğsünde morluklar ve kızarıklıklar varken boynunda onlardan geçilmiyor, yüzünde de yara içindeki dudakları göze batıyordu. " Sen bana korkunç diyorsan kendini görme hiç."
Jimin vücudundaki bütün ağrıya rağmen merakla dizlerinin üzerinde yatakta yükselip aynada kendine baktı. Dediği kadar vardı. Onun teni daha hassas olduğu için her yerinde çürükler vardı fakat dün Jungkook'un tuttuğu eklem yerleri mor renginin farklı tonlarına bürünmüştü. " Hayvan." diye homurdanmıştı Jimin, bir yandan kollarını ovuştururken. " Böyle de yapmazsın yani."
" Seni gebertirim diye bağırıyordum dün en son Jiminsshi, nefes alabiliyor olmana şükret." Jungkook homurdandıktan sonra yatakta kayarak kendi yerine geçmişti. İkisi de sessizce otururken ilk konuşan Jungkook olmuştu. " Dünyanın en karmaşık durumunun içindeyiz. Dün sana bir ayrılık konuşması yaptım ve daha sonra saatlerce birbirimizi öldürmek istiyor gibi seviştik ve şimdi de ne diyeceğimi bilemiyorum. Ki beni bilirsin, seksin ertesi günü tekrar seks yaparım bu bir kuraldır."
" Jungkook siktir git banyoya elinle eğlen." demişti Jimin yatağın içinde kayarken. " Adım atmaya mecalim yok benim." Jungkook kıkırdayıp beline sardığı koluyla onu kendine çekmiş ve alnına birkaç öpücük kondurmuştu. " Dün yaşadığım en iyi seksi yaşamış olabilirim."
" Yaşamış olabilir misin?" demişti Jimin sertçe. " Yaşadığımız en iyi seksti. Bu konu tartışmaya kapalı. Açık olan tek şey senin dün bu kadar baskın olabilmen."
Jungkook omuz silkmişti. " Senin şımarık sevgilin olma fikrini seviyorum. Beni çok sinirlendirdin. Sana karşı çok doluydum o yüzden ne yaptığımı bilmiyorum bile." Jimin kafasını sallamıştı, bir yandan elini kaldırıp Jungkook'un sarkan küpeleriyle uğraşmıştı. " Konuşacağız değil mi? Çünkü kimse kimseden ayrılmıyor."
Jungkook kafasını salladığında Jimin tekrar gülümsemişti. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordu. Bunu hiçbir zaman kendine söylememişti, hiçbir zaman o korkuyu da yaşamamıştı fakat şimdi anlıyordu. Dün ayrılalım dediğinde dünyasının başına yıkıldığını hissetmişti. İhtiyacı olanın bu olduğunu hissetmişti. Bu bağırışların, hakaretlerin, kavgaların bir sonu geldiğini hissetmişti çünkü onun da dediği gibi, bebeğini kırmak istemiyordu. Ona sadece sıkı sıkıya sarılıp, ne kadar güzel olduğunu göstermek istiyordu. " Çok yabancı hissettim." demişti Jungkook.
" Sanki seni aylardır görmüyormuşum da, şimdi kavuşuyormuşuz gibi. Geçen sene bir ay görüşememiştik ya hani, onun gibi hissediyorum şu an."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
quarantine | jikook ✔️
Fanficuzun süredir kavga etmekten başka bir şey yapmayan jeon jungkook ve park jimin aynı evde karantinaya girmek zorunda kalır. kısa hikaye \ smut