day2 - break up

22.1K 1.1K 1.6K
                                    

sondaki fotoğraflar size mental hasar verebilir... dikkatli bakın 🔫🔫
   O gece bir daha birbirlerine bulaşmamışlardı, Jungkook gerçekten sinirlendiği için bir daha aşağıya inmeme kararı almıştı. Aynı zamanda soğuk suyun altında uzun dakikalar geçirmek zorunda kalması onu daha çok sinirlendirmişti. Jimin ise sadece o an Jungkook'u ne kadar özlediğini fark etmişti, sadece ayrı kalmadıkları için bunun üzeri kapanmıştı. O da aşağıda koltukta uyuyakalmıştı saatler önce. Fakat Jungkook'un içi rahat etmemiş, ona temiz bir yastık ve çarşaf götürmüştü. Birkaç dakika sehpanın ucuna oturup onu izlerken gerçekten derdinin ne olduğunu çözmek için - sanki yüzüne bakarak anlayacaktı- uğraşmıştı. En sonunda iç geçirmiş ve üst kata geri çıkmıştı.

Aslında ilk tanıştıklarından beri, ki bu epey uzun süre önceydi Jungkook Jimin'den ölesiye utanırdı çünkü eşcinsel olduğunu genç yaşta kabul etmişti ve ondan fena hâlde hoşlanmıştı. Bunu bildiği için en çok ondan utanıyor, bütün temas edişlerinde kalbi duracak gibi hissediyordu. İlk cinsel temasları sevgili olmadan önce yaşanmıştı aslında, ikisinin de sarhoş olduğu bir andı ve Jungkook o anları tam olarak hatırlamadığı için kendinden nefret etmişti. İlişkileri ciddileşip ilerledikçe Jungkook kendine daha çok güvenen birine dönüşmüştü, bunu Jimin olur kılmıştı.

Jimin'in ona olumlu olan tonlarca katkısı vardı tabii ki, her şeyden önce ona yol göstermişti. Aynı zamanda kendisi kötü şeyler yaşarken her zaman Jungkook'a doğru yolu göstermiş, ona karşı oldukça sabırlı davranmıştı. Beraber büyümüşlerdi, Jimin ikisinin de sorumluluğunu üstlenmişti. Jungkook bunların hepsi için ona minnettardı, her şeyden önce o kadar aşıktı ki sevgilisi için her şeyi yapardı. Onu mutlu hissettirmek adına birçok şey denemişti bu son zamanlarda, tabii anlaşmazlıklarının başlarında olmuştu bu çünkü Jimin kendini geri çekmişti. Normalde gün içinde ne yese onu bile anlatan Jimin, herhangi bir soruya bile cevap vermez hâle gelmişti. Jungkook'un zoruna gitmişti çünkü zor gününde ona destek olan Jimin'di, onun zor gününde yardımcı olmasına izin vermemişti bile. 

          İlk önce uyanan Jimin olmuştu, üzerindeki ince çarşafı ayaklarıyla tepeledikten sonra birkaç saniye tavanı izleyerek nerede uyandığını sorgulamış ve ayılmaya çalışmıştı. Kendine gelmeyi başardığında ağrıyan sırt kaslarını tutarak yerinde doğrulmuş ve küfretmişti. " Aptal." diye solumuştu kalkıp sırtını esnetmeye çalışırken. " İnsan yatağına götürür."
Dün gece Jungkook'a inat edip yemek yemediği için inanılmaz aç hissediyordu. Kendini birkaç adım ötedeki mutfağa attığında dolaptaki sevdiği ucuz market tatlılarını incelemişti. Sonunda hafif yiyebileceği magnoliayı bulduğunda bir tatlı kaşığı alıp tekrar koltuğa kurulmuştu. Kesinlikle hiç ilgisini çekmeyen kanallarda gezindikten sonra netflixi açmış ve izlediği dizilerden bir tanesini açmıştı. " Salak." demişti girdiği an. Tek bir hesap kayıtlıydı ve o da Jungkook'a aitti ve çocuk hesabıydı. Yeni bir tane açmayı tercih etmiş, ismini de ' Yetişkin birisi' koymuştu.

      Tatlısını yarıladığıda Jungkook'da uyanmış, aşağıya inmişti. İlk önce Jimin'i koltukta görünce garipsese bile daha sonra saçlarını karıştırarak koltuğa doğru yürümüştü. " Ne yiyorsun?"

     " Tatlı." demişti Jimin gözlerini televizyondan ayırmadan. Jungkook dün gece gördüğü rüyadan mıdır bilinmez ama neredeyse bir gündür gözlerinin önünde olan bacaklara bakmış, derin bir nefes almıştı. Sevgilisi üzerinde onun tişörtlüyle koltukta uzanmıştı, güzel bacakları gözlerinin tam önündeydi ve şu an tek istediği onların beline sarılı olmasıydı. Dünden beri duyduğu cinsel açlık nereden çıkmıştı hiçbir fikri yoktu. " Sabah sabah mı? Kahvaltı hazırlasaydın ya." Jimin omuz silktiğinde gözlerini devirmiş ve mutfağa girip kendine mısır gevreği hazırlamıştı. Koltuğun diğer ucuna kurulduğunda, hiç bilmediği diziyi izlemeye başlamıştı.

quarantine | jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin