0.9

391 50 55
                                    

Bir anda çöken bilgisayarlar üzerine tüm şirket çalışan tek dev ekran bilgisayarının önünde toplanmıştı.

Kısa süre sonra ekranda beliren maskeli bir surat hepsini şaşırtmıştı.

"Bana Big Johnson diyebilirsiniz şimdi dinleyin. Bugün saat 10.00'da Kore'nin başına büyük bir bela gelecek. Tüm eğlence sektörü, reklam şirketleri, devlet memurları hatta finans sektörü çalışanları bile dinleyin. Hepiniz şok oldunuz değil mi? Tüm ülkenin bilgisayar sistemini çökerttim ve birçoğunuz beni ekranlardan görüyorsunuz. Neden böyle yaptığımı düşünüyorsunuzdur, açıklayayım. Tüm eğlence sektörlerinden nefret ediyorum. En başta da K-pop sektöründen nefret ediyorum! Kız kardeşim sizin yüzünüzden öldü ve ben intikamımı alırım! Yarından itibaren neler olacağına şahit olacak ve rezil olacaksınız!"

Şişman ve kendini dizilerdeki kötü karakterlerden biri yapmaya çalıştığı belli olan adamın kahkahasından sonra ekran kapanmış ve eski hâline dönmüştü.

Yerim kaşları çatık ekrana bakarken bir anda arkadaşlarına dönüp bağırdı.
"Neyse ne?! Kim olduğu belirsiz bu adamı takacak değiliz. Hadi hepimiz işimizin başına dönelim."

Herkes onun dediğini yaparken Yeri de masasına geçti. Sabahtan beri o psikiyatr ile iletişim kurmaya çalışıyordu ancak bir türlü  başaramamıştı.

Asistanı ve kendisi çokça inatçıydı.

Zar zor bulduğu E-Mail adresine bir ileti hazırladı.

"Merhaba! Ben eğlence sektörü olan Velvet Şirketi baş yapımcısıyım. Sizinle çok kısa bir röportaj yapmak istiyoruz. İstemediğinizi söylemeden önce bu ülkenin halkının ne kadar konuştuğunu ve sevdiğini düşününüz.

İstediğiniz saatte, istediğiniz kadar, istediğiniz gün olur. Saygılar, iyi günler dilerim!

©Velvet Company"

Yeri bu kadar nazik bir yazı ile reddedilemeyeceğini düşünüyor ve umutla olumlu bir yanıt bekliyordu.

O sırada Jaehyun da kendisine gelen bildirim ile gelen iletilere baktı. Velvet Company diye bir şirket tarafından röportaj isteniyordu. Günlerdir ona ulaşmak isteyen bu kişi onu iyice kızdırmıştı.

Hızla klavyeden yazmaya başladı.

"Bakınız ben daha önce birçok kez size istemediğimi belirtmiştim. Bu kadar ısrarcı olmanızı çok istemenize bağlıyor ve konuyu uzatmadan reddetmek istiyorum. İyi günler! Lütfen bir daha benimle iletişim kurmayın."

Jaehyun bir daha cevap gelmeyeceğini veya özür mesajı olacağını beklerken Yerim aldığı cevap üzerine sinirlenmişti.

Yeri hızla yazmaya başladı.

"Ben sizinle konuşabilmek için günlerimi verdim! Bu kadar kolay reddetmeniz ne kadar da kötü! Ünlü bir psikiyatr olabilirsiniz ancak kötü bir insansınız. Tek isteğimiz çok ama çok kısa bir röportaj!"

Hiç kontrol etmeden gönder seçeneğine tıkladı. O sırada kahvesini yudumlayan Jaehyun yeniden gelen bildirim ile bilgisayarına baktı.

Mesaj onun beklediği gibi değildi. Günlerdir kadın Yukhei'yi arıyor her seferinde reddediliyordu ve artık Jaehyun bunalmıştı.

"Hanımefendi isteğiniz reddedildiği hâlde bu kadar ısrarcı olmanızı bir sorununuz olduğuna bağlıyorum. Ayrıca böylesine kısa ve hatasız, zararsız olan cevabıma karşın bu kadar sinirlenmeniz de sinir hastası olduğunuzu düşündürüyor. Bu iletişimi burada bitirmemiz gerektiğini düşünüyorum. İyi günler."

Gönder seçeneğine tıklamasıyla birlikte Yerim ekrana dönmüş ve bildirimin psikiyatrdan olduğunu görünce derin bir nefes almıştı.

Gözleri seyirmeye başlamıştı. Önündeki küçük çiçek sepetini eline aldı ve kahkaha attı. Ardından sinirine engel olamayarak yüksek sesle konuşmaya başladı ve elindekini yere attı.

"Manyak! Bu adam tam bir manyak! Bana deli dedi! Şimdi deli oldum! Obsesif bilmem nesi diyor! Sensin o! Psikiyatrlardan hep nefret etmişimdir, çok haklıymışım."

Etraftakiler onun sinirlerinin bozukluğuna anlam veremezken Seulgi aldatılmış olmasına veriyordu. Sesler üzerine oraya gelen ve patronları olan Joohyun da onun bu hâline sebep arıyordu.

Seulgi'nin yanına gidip fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Nesi var onun? Son zamanlarda garip."

"Bilmem. Ben hiçbir şey bilmiyorum."

Joohyun onun yalan söylediğini düşünerek sinirli ve tehditkâr gözleriyle bakmaya başladı.

"Bana yalan söyleme!"

Seulgi gerilmeye başlamıştı. Çenesini tutamayarak söyledi.
"Mark onu aldatmış."

"Ne?! Pis herif! Erkeklere güven olmaz işte, ben diyordum. En iyisi ömür boyu yalnızlık!"

 En iyisi ömür boyu yalnızlık!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Finale çok az kaldı canlarım. Bir bakmışsınız 1.0 final. :)

Dinner Mate ↔ yeri + jaehyun ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin