cnm alfa ikizim seni seviyorum
--
Dün Damla'nın bir anda çekip gitmesinden sonra Yaren ve ben gönlünü almıştık. Damla ve Yaren erkenden çıkıp okula gittikleri için bugün Sena ile gidecektim. Şevval'i annesi bırakacağı için onu da alamamıştık. Nisa ile de daha konuşma fırsatımız olmamıştı. Kim bilir hangi camları indiriyordu...
"Ee Ömür, çok sessizsin."
"Nisa'nın neden gelmediğini falan düşünüyordum."
"Kızım okula geldik yirmi dakikadır onu mu düşünüyorsun?" bir anda şaşkınlıkla yolun ortasında durup kafamı ona çevirdim.
"Yirmi dak-" dememle sözüm kesildi ve kendimi yerde buldum.
"LAN DÜNYA TERS DÖNÜYOR." diye bağırarak gözlerimi açtım yavaşça.
"Sakin ol, düştün sadece. Ölmedin değil mi?" beyaz şeytan Baha. Nefret ediyordum bu çocuktan ! Her zaman her şeye bir söyleyeceği vardı.
"Ulan yolun ortasında duruyorum ve sadece ben varım, NASIL BANA ÇARPARSIN!" diye bağırmama rağmen yüzünde mimik değişmedi. Bir süre kötü kötü ona baktım. Sena bizi şaşkınlıkla izlerken sonunda ağzını açmak için bir harekette bulundu ama vazgeçip beni kaldırmaya yardım etti. Tam kalkarken Baha'yı bir anda benim az önce kalktığım yerde 1.90 uzanırken gördüm.
"Laaann! Öküz herif senin kibarlığın da mı yok. Ya o kız hasta olsa ya da yerlere tükürmüşlerse ne Olacak?" diyen Nisa'ya hayretle baktım. Bu kız cidden benim kurtarıcım falan.
Yerde biraz kıvrınıp ayağa kalkıp silkelendi Baha. Sonra bana değişik değişik bakıp Nisa'ya döndü.
"Sen... Yine mi sen ulan? Futbol karışık takımda beni geride bırakan Nisa Varlı, hacker olduğumu öğrenip geçen seneyi bana dar eden Nisa... Ne olur artık beni sal." Nisa sen neymişsin be!
"Yok salmam, sen ilk benim küçük arkadaşımı sal." tam küçük mü diye bağırmaya yeltenirken Sena farkedip beni susturdu. Kendisi söze girdi.
"Nisa hadi gidelim boşver."
"Tamam canım gideceğim ama bunu yapmazsam içimde kalır." Baha'nın yüzüne doğru sağlam bir tükürdükten sonra ikizimi kolumuzdan tutup okula sürüklemeye başladı. Arkada ise sadece yüzünü silip tepki vermeyen Baha.
--Okulda...
Damla ve Sena öğlen yemeğinde bizim sınıfa gelmişti. Yaren genelde dışarda yerdi.
"İşte Damla, biz köşede sadece Ömür ile izledik. Nisa sağolsun yargıyı dağıttı."
"Valla bir kaç çift sözüm daha vardı ama içimde kaldı."
"Yok kanka çocuk asfalt gibi dümdüz oldu gerek kalmadı."
"Vay be! Baha da çok sağlam çocuktur kolay kolay tepki vermez." diyen Şevvale ıı-ıı diyerek baktım. Çünkü Baha'nın çok korkup üzüldüğünü anlatmıştık ama olsun! İçinden üzülmüştür şeytan.
"Heee aynen. Daraldım vallahi gelin futbol oynayalım yeni toplar gelmiş." herkes bir bahane bulup kalkarken Şevval, Nisa ve ben kaldık. Nisa'nın enerjisini kırmak bana yakışmazdı. Şevval ile aynı anda bağırdık.
"E hadi ne bekliyoruz o zaman!"
Bahçeye indiğimizde Nisa bir top alıp beni biraz öteye gönderdi. Şevval yanımıza gelmediğinde ona sorarcasına baktım.
"Kanka burası voleybol sahası?"
"Amaan bize her yer futbol sahası boşversene." buna gülüp Şevval ile yerleştik. Paslaşmayı baya acemi şekilde yapıyorduk ve Nisa bizi eziyordu. Sürekli oraya buraya top almaya gidiyordu.
Bir ara Şevval ve Nisa aralarında paslaşırken üstümde bir göz hissedip etrafa bakındım. Baha! Ve yanında oturan diğer beyaz şeytanlar Buğra ve Anıl. Bir bunlar eksikti işte. Baha ona baktığımı farketti ama gözlerini çekmedi. Bu da garip bir çocuk işte.Nisa bir yere odaklandığımı farkettiğinde ona daha yakın oturan Anıl'ı gördü. Anıl pür dikkat Nisa'ya bir şey demek için bakıyordu ve bu belliydi. İçimden bunu geçirmemle Anıl ağzını açtı.
"Hayırdır, voleybol sahasında futbol oynuyorsunuz. Diğer yeri yadırgadınız mı kambur, enerjik ve kısa." bunların hepsinin de bir kuyruk acısı vardı. Karışık takımda Nisa onları geçti diyeydi kesin. Nisa saçlarını savurup rahat bir tavıra büründü.
"Pardon canım burası sizin yerinizdi değül mi?" Nisa bunu söylerken biraz bağırdı ve bazı gözler bize döndü. Anıl bozuldu ama hemen toparlanıp yavşak gülüşünü attı. Piç smile diyorum ben buna!
"Canın mıyım gerçekten canım?" diyip bir kahkaha attığında Buğra da ona katıldı. Baha ise sessizce gülmeyi tercih etmişti. Nisa ise kimsenin beklemediği bir hareket yaptı.
"Eğer canın bensem az sonra çok yanacağım." Nisa ayağına itilen topu gözlerini ayırmadan Anıl'ın suratına yapıştırdı. Herkes ohalarken Şevval ağzı açık bakakalmış beni kolumdan sürükleyerek okula çekmeye başladı. Bu sırada Buğra ve bazı kişiler yere düşen Anıl'ın etrafına toplandı. Nisa ise olduğu yerde bekliyordu.
Beni asıl şaşırtan Anıl ile ilgilenmeyip voleybol sahasının ortasında elindeki göremediğim bir cisime bakan Baha'ydı...
--Müdürün kapısının önünde okul futbol temsilcisi Yunus Emre, Şevval ve ben Nisa'ı bekliyorduk. Yunus Emre, Nisa'nın en yakın arkadaşıydı. Onlar köşede kavga ederken ben de kaybettiğim kolyemi ceplerimden dua ederek çıkartmaya çalışıyordum.
"Ya Ömür şuna bir şey de sinirimi bozuyor." Şevval yanıma geldi.
"Ben ne diyeyim be, siz hep kavga edip barışıyorsunuz. Hem kolyemi kaybettim hem açım konuşma benle."
"Kalbimi bu sefer ciddili kırdın Şevval. Ömür, Nisa çıkınca teneffüste spor odasına gelmesini söyle." ben tamam diyememişken arkasını dönüp gitti, Allahın duygusalı.
"Yunus Emre dur!" diye bağıran Şevval ile umutla arkasına dönüp baktı Yunus Emre.
"Efendim?"
"Çok uzunsun, Allah belanı versin." Şevval'in dediği ile Yunus Emre biraz daha kırılıp arkasını döndü ve devam etti.
Tam Şevvale dönüp bir şey diyecekken Nisa ve Anıl çıktı. Konuşmamıza izin vermeyip bizi sürüklemeye başladı.
"Akşam parkta olun 6 gibi, o zamana kadar bir şey soranı öldürürüm."
--wOw çoksel bölüm oldu 800 kelime nice
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Taksi
Historia CortaBir hikayem vardı. Herkes diri, herkes mutlu ama birde başrol ben vardım. Ben... Ben yaşıyor muyum? Mutlu muyum?.. Biten hikayemi tekrar başlatmam lazımdı... peki o bana yardımcı olabilecek miydi? -- x:bir şey soracağım. *:sor. x:neden mutsuzsun? *:...