Saat 6 uyan sevgilim. Saat 6 uyan sevgilim..
Yekta yerinden sıçrayarak uyandı. Lanet lanet lanet. Bu ses de neydi böyle. Kafası feci şekilde ağrıyordu. Akşamdan kalma bu halinin üstüne bir de şu lanet ses ne boktan bir sabahtı bu böyle.
Uyandın mı aşkım? diyen yanındaki sese döndü. Bu boktan şeyi sen mi yaptın? Ne halt yediğini sanıyorsun sen ha? Ne demeye o siktiri boktan beyninle benim kişisel eşyalarıma dokunmaya kendinde hak görüyorsun.
Yasemin gülümsedi. Uzun ve bakımlı tırnaklarıyla sarı saçlarını geriye doğru itti. Üzgünüm aşkım düşünemedim. diyerek bir kedi gibi genç adama sokuldu. Adamın sinirini nasıl alacağını biliyordu.
Genç adam telefonu susturamayınca tamamen kapattı, iki sene önce eskiciden aldığı tek kişilik koltuğa fırlattı. Yasemin uzun tırnaklarını tenine geçirdiğinde ufak bir mırıltı çıkardı. Kadının öpücükleri bedenini keşfe çıkmıştı. Doumsuz dedi içinden doyumsuz ve takıntılı bir kadınsın ve bende sana her seferinde aldanan enayi adam. Kendini tutmalıydı fakat kadının öpüşleri derinleşmeye başlamıştı. O da en sonunda kendisini kadının sıcak tenine bıraktı.
Duşta kendi kendine sövüyordu. Lanet olasıca bok herif neden kendini her seferinde kandırıyorsun. Sonu olmayan bir ilişki için sevmediğin bir kadından faydalanıyorsun. Kendini işe yaramaz bir aptal gibi hissediyordu. Kendisine sahip çıkan, yıllarca kendisini okutan adama borcunu böyle mi ödüyordu gerçekten. Soğuk su üzerinden dökülürken hissizleşmişti. Kafasını sudan da soğuk ayansa dayayıp öylece bekledi. Düşünüyordu ne yapacağını, Yasemin'i kendinden nasıl uzaklaştıracağını, onu kırmadan bu işten nasıl sıyrılacağını düşünüyordu. Denemişti hem de çok denemişti ama ona aşık değildi. Soğuk su kafasından kaslarına doğru döküldükçe düşündü düşündü düşündü. Bir yol bulmalıydı.
Duştan çıktıktan sonra hızla giyindi. Yasemin'i beklemeye başladı. Kız dün giydiği kırmızı elbiseyi çıkarmıştı. Şimdi karşısında Beyaz şeffaf bir gömlek, içinde kırmızı südyeni ve altına giydiği südyeninin rengindeki kırmızı mini eteğiyle duruyordu. Kırmızı Yasemin'in rengiydi.
Amacın ne senin bu üstündekiler ne? dedi. Yasemin ise şuh bir kahkaha atarak Kıskandın mı sen beni sevgilim. diyerek sarılmak istedi. Adamın tersleyip ondan uzaklaşmasına ses etmedi. Gözünden dökülen iki damla yaşa lanet okudu. Hemen gözlerini silip onu bırakıp dışarı çıkan adamın arkasından evden çıktı. Sen güçlü bir kızsın Yasemin. Sadece her şeyin bir zamanı var, bekle. dedi içinden. Arabaya bindi ve sessizce arabayı kullanan adamı incelemeye başladı. Bu adamın onu sevmediğini bilmeyecek kadar aptal değildi. Ama seveceğini biliyordu. Her seferinde babasının Yekta'ya Ne zaman evleneceksin? tarzı sorulara sevdiği adamın istisnasız verdiği Aşkı bulduğum zaman cevabı onun canını yakıyordu. Onun aşkı ikisine de yeterdi.
Yasemin'in çalıştığı kanala gelene kadar sustular. Adam onu kanalın yüz metre gerisindeki ara sokakta bıraktı. Kimsenin aralarındaki şeyden haberi olmasını istemiyordu. Bu canını yaksa da ses çıkarmadı. Sabır ve zaman dedi içinden ikimize de iyi gelecek.
Yasemin'i bıraktıktan sonra Yekta gaza bastı ve ve polis merkezine geldi. Arabayı parkettikten sonra her zamanki alışkanlıkla koşarak merdivenleri tırmanmaya başladı. Yardımcısı Ahmet'i masasının başında gördü. Endişeli haliyle komiserine doğru yürüdü Ahmet.
Komiserim günaydın. Siz aradım ama ulaşamadım. Başkomiser sizi 15 dakikaya odasında görmek istiyor. Sabahtan beri telefonunuz kapalı açmadınız.
Hesap mı soruyorsun bana ?
Yok komiserim ne haddime. Yalnız işler karışık. Dün gece saat 4:00 sularında Sığlacıklı mevkiinde bir kaza olmuş. Maktülün adı Leila Mirza.
Leila? Yabancı mı?
Annesi İrlandalı bir yazarmış, maktül daha küçük bir kızken ölmüş. Babası ünlü iş adamı Memduh Germanlı. Ünlü psikolog Falaz Mirza'nın da eşiymiş aynı zamanda. Şu travestileri öldüren adamın davasında yardımcı olmuştu hani bize.
Tamam hatırladım şimdi kötü olmuş.Ama bu bir trafik kazası değil mi? Neden biz ilgileniyoruz ki?
İşin orası biraz karışık komiserim. Kadın kaza yapmadan önce Komiser Deniz Gülce'ye mesaj atmış? Mesajda neydi dur bakayım hah her şeyi biliyorum siz de bileceksiniz. Bu karanlık kaybolacak yazıyormuş. Komiser kadını aramış fakat yanıt alamamış. Ayrıca kadının bileklerinde morartılar bulundu komiserim. Bunların kazadan önce olduğu düşünülüyor.
Yekta Ahmet'in elinden dosyayı alıp okumaya başladı bir yandan da başkomiserin odasına doğru yürüyordu. Şu meslektaşından daha ayrıntılı şeyler öğrenebilirdi. Başkomiserin kapısını çalıp içeriye girdi. Gecikmesiyle ilgili birkaç bahane bulup bir şeyler geveledi. Ama babacan adam neyse ki halden anlıyordu üstelemedi.
Dava biraz karışık oğlum. Tam cinayet mi yoksa basit bir trafik kazası mı bilmiyoruz. Şu morluklar ve Komiser Deniz'e gelen mesaj şüphe çekici. Bu yüzden davayı Deniz ile ikinize veriyorum. Yeni ortağına merhaba de.
Yekta başkomiserin eliyle işaret ettiği yere döndü. Ama Deniz erkek değil miydi? Karşısında kömür karası saçları ve adının hakkını verecek derecede deniz mavisi gözleri ile bir peri kızı duruyordu. Sanki masallardan fırlamştı.
Yekta dünyadan kopmuş gibiydi. Kız kendi gibi güzel ve kararlı tutmaya çalıştığı sesiyle:
Merhaba ben Komiser Deniz Gülce. Siz de Komiser Yekta Alman olmalısınız.
Yekta yutkunup sadece ha siktir diyebildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı
Mystery / ThrillerBir kaza ve bu kazadan önce açığa çıkmak üzere olan gerçekler. Eşine çok bağlı olan bir adam ve eşinin ölüm sebebini araştıran iki komiser Yekta ve Deniz. Bir kişiye aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız? Ya aşk sandığınız şey hayatınızı cehenneme çevire...