01

1.1K 54 179
                                    

"Abi gitmesek?"

"Söylenme."

"Gitmeyelim o zaman."

"Ayşegül!" Birden sesini yükselttiğinde sessiz kaldım. Bir bakışı bile beni korkutuyordu.

"Yahu nereye gidiyoruz biz? Uyumak istiyorum." diyerek koluma girdi İzgi.

"Ne bileyim benimle geliyorsun diyerek zorla çıkardı evden."

"Hayır yani beni neden götürüyor ki? Onu anlamadım."

Yaklaşık bir saat kadar öncesinde abim, 'Hazırlan gidiyoruz. İzgi'ye de söyle onu da alacağız.' diyerek bizi evden çıkarmıştı. Nereye gideceğimizi bile bilmezken kapalı şeyler giymemizi tembihlemişti.

"Allah!"

Koluma girmiş olan İzgi taşa takılarak yeri boylayacakken sayemde düşmekten kurtulmuş, ama diğer yandan da kolumu koparmıştı.

"Kızım ne kadar sakarsın sen ya? Of İzgi of!"

"Ay ne yapayım be? Senin gibi taşın..."

Takıldığı taşa dövmeye başlayacak iken abim aniden durup çatık kaşlarıyla bize döndü. "Lütfen biraz susun ya! Deminden beri car car başımı şişirdiniz."

Dudaklarımı aralamış abime cevap vermeye hazırlandığımda "Senin gibi taşın amına koyayım!" diyerek araya girdi İzgi.

Abim göz devirip önden yürümeye başladığında kıkırdadık. Onu delirtmek yapmayı sevdiğimiz aktiviteler arasındaydı.

"Akın abi?" diye seslendi İzgi gülmeyi bırakıp.

"Efendim?"

"Artık nereye gittiğimiz söylesen diyorum. Yarım saattir yürüyoruz yoruldum."

"Söylenmeye devam ederseniz yolu bir kere daha uzatacağım." dedi abim yüzündeki piç sırıtmayla.

"Sen yarım saattir yolu mu uzatıyorsun lan?" dedim bir anlık yükselmeyle. Allah'ım sonumuzu hayır eyle.

"Siz mızmızlandıkça farklı yollara girip yolu uzattım evet."

"Bunun daha çok senin deyiminle mızmızlanmamıza yol açmaz mı? Biraz mantık yürüt Akın abi."

"Evet öyle oluyor ama şunu da bir düşün." deyip gülümsedi. "Gece yorulduğunuz için erken uyuyacaksınız."

İzgi ile aynı anda kahkaha attık. Sonra sözü ben devraldım. "Bizim enerjimiz asla tükenmez delikanlı."

Bana alayla bakıp göz devirdi. "Neyse artık mızmızlanmayı bırakın, geldik. Ha şimdiden söyleyeyim, alkol almak yasak."

Ayol bara gelmişiz içmeden olur mu?

"Hayır!"

Yine aynı anda bağırmamızdan dolayı irkilirken, "Bizde içelim." diye devam ettim.

"Hayır."

"Abi n'olur!"

"Hayır dedim."

"Lütfen!"

Sonunda bıkmış bir ifadeye büründü. "Sadece bir bardak."

Elimi havaya kaldırıp İzgi'ye gülümsedim. Beşlik çakarken "Olsun, bir tane de yeter." diyerek dudağının kenarını kıvırdı. Eh, sonuçta bunu bile başarmak zordu. Üstelesek katiyen izin vermezdi.

İçeriye girdiğimizde abim direkt bir masaya yöneldiğinde el mecbur onu takip ettik. Masada oturan adamla tokalaştıktan sonra abimin yanına oturduğumda karşımdaki adama baktım.

Ananı...

Bakışlarım anında İzgi'ye giderken onun benden daha şaşkın olup, gözlerinin irileştiğini gördüm. Tamam tamam, sakin olmalıyım önce.

Evet soruyorum, neden Ceg ile aynı masada oturuyoruz?

O abime bakıp sonra da bizi işaret ettiğinde İzgi bileğime yapıştı. "Sende benim gördüğümü görüyor musun?"

"Allah'ım, tam karşımızda oturuyor."

"Çimdik at rüyada mıyım lan ben?" Koluna çimdik attığımda inleyerek acıyan yerini tuttu. Ama hâlâ gözlerini ondan çekmemişti. "Karnımdaki kelebekler ölecek sanırım. Telaştan hepsi birbirine çarpıyor."

İzgi'ye sakin olmasını fısıldadıktan sonra bizi gösteren ve içinde isimlerimizin bulunduğu bir konuşma yapan abime döndüm.

"Kız kardeşim Ayşegül ve onun en yakın arkadaşı İzgi. Kızlar, bu da Volkan. Tanıyorsunuzdur gerçi."

Gülümsemeye çalışarak "Memnun oldum." dedikten sonra İzgi'ye dirseğimi geçirdim.

"Be-bende memnun oldum."

Kekelediği için yüzünü buruşturarak başını eğdiğinde kendine küfürler yağdırdığını biliyordum.

Olayın şokunu atlatamadığımız birkaç dakika sonrası İzgi'nin hali hiç iyi değildi. Heyecandan eli kolu yerinde durmuyordu. Bunu da gizlemeye çalışmam artık zorlaşmaya başlamıştı.

"Kalk lavaboya gidelim." diye fısıldayıp kolunu tutarak ayağa kaldırdım.

"Nereye?"

"Lavaboya kadar gideceğiz abi."

"Tamam. İçecek misiniz bir şeyler?"

"Kendine ne alırsan bize de aynısından." deyip vakit kaybetmeden İzgi'yi lavaboya sürükledim.

"Kızım Volkan burada ya Volkan!" diye inleyip saçlarını çekiştirdi daha içeri girer girmez.

"Önce derin bir nefes al. İşte hep aradığın fırsat ayağına geldi. Sohbet etmeye çalış, bende konu falan açarım."

"Yok ben heyecandan geberiyorum yapamam."

"İzgi yıllardır aşık olduğun adam abimin arkadaşıymış farkında mısın?" Sesim istemeden yükselttiğimde elleriyle kendine hava yapmayı bıraktı.

"Akın abi neden bu zamana kadar tanıştırmadı bizi?"

"Bunun hesabını evde soracağım zaten. Sen sakinsen geri gidelim dikkat çekeriz uzun süre kaldık burada."

Derin bir nefes aldı. "Gazamız mübarek olsun çiçeğim."

DİLEMMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin