Odamın kapısı açıldı. Yavaşça birinin ya da bir şeyin bana yaklaştığını hissediyorum.
Kafama kadar çektiğim yorganıma biraz daha sarılıp bedenimi iyice küçülttüm ve cenin pozisyonu aldım. O şey her ne ise yorganın altındayken bana zarar veremezdi değil mi?
Işık hâlâ yanmadı ve adım sesleri yatağıma yaklaşıyor. Karanlıktan korkmam, karanlığın barındırdığı şeylerden korkarım. Umuyorum ki bu onlardan biriyse iyi olanı olsun.
Adım sesleri tam yatağın önünde durduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım. İçime aniden dolan cesaret ile yorganı açıp önümde duran her ne ise ona saldırmayı düşünüyordum ki, üzerimde bir ağırlık hissedip acıyla inledim. Bana saldırıyor!
"Ya Allah!" diyerek yorganı açıp üzerimdekini -ne olduğunu bilmediğim canlıyı- tekmeleyerek yatağın ucuna attım ve hızla kapıya koşup ışığı yaktım. Sonuçta onlar karanlığı sever- İzgi?
İzgi karnını tutarak yatağın ucunda kahkahalara boğulurken omuzlarımı düşürdüm. Ne yani boşuna mı o kadar aksiyon yarattım?
"Kızım sen gece gece ne yapıyorsun ya!"
"Ben... Ben sana bir şey..." Kahkahaları yüzünden sözü kesilirken susmasını bekledim. Sonunda kahkahaların bastırdı. "Ben sana bir şey söyleyecektim."
"İzgi, güzel arkadaşım, canım benim, bir şey söylemek için bu saatte böyle insan mı uyandırılır?"
"Bak ama sen çok fazla sevgi sözcüğü kullandın bana. Hem yaklaşma öyle valla çığlık atarım."
Göz devirerek kendimi yatağa attım. "Söyle hadi ne söyleyeceksen uyuyacağım."
"Volkan mesajlarıma cevap verdi."
İşte o an uyku falan kalmadı bende. Birden dikleşip karşısına oturdum. "Ne?"
"Volkan diyorum Volkan! Mesajlarıma cevap verdi diyorum!"
Sakince elimi alnına götürdüm ve ateşini yokladım. "Kız ateşin yok, miden falan bulanıyor mu? Bu kadar sakin olman imkânsız."
Elimi alnından indirdi ve çok rahat bir halde yineledi. "Volkan mesajlarıma cevap vermiş işte. Ne bileyim neden heyecanlı olmadığımı? Ayrıca içimde değişik şeyler oluyor sadece dışa vuramıyorum."
Endişeyle omuzlarını tutup gözlerine baktım. "Kızım senin içine bir şey girmiş olmalı."
"İçime bir şey girm-"
Sözünü yarıda keserek tuttuğum omuzlarından sarsmaya başladım onu. Bir yandan da "Yallah cinler yallah, kış kış cinler kış kış." diye yüksek sesle tekrarlıyordum.
"Ayşegül kendine gel!" dedi beni kendinden zorla kurtarıp. "Manyak mısın nesin lan sen?"
Bu sırada kahkaha atmıştım ki yan odadan abimin sinirli sesi duyuldu.
"Uyuyun lan!"
İkimiz de birbirimize bakıp bir kahkaha patlattıktan sonra hızlıca kendime gelip gülmeyi bıraktım. "Çabucak anlat nasıl oldu, ne dedi?"
"Sen bak." dedi telefonu uzatarak. "Eğer 100. kez o mesajı okursam kalp krizinden diğer tarafı boylarım."
Kaşlarım havalanırken besmele çekerek telefonu açıp mesajlara girdim.
heeysoull: Baya yazıyorum ve görmeni istiyorum.
heeysoull: Ama bir yandan da içimi döktüğüm için görmeni istemiyorum.
heeysoull: İyi değilim sanırım. Ruh halim biraz sıkıntılı.
heeysoull: Bunu garipsemeyen tek kişi Ayşegül galiba.
heeysoull: Gerçi ondan başka beni anlayan biri de yok ki...
heeysoull: Senin de beni anlamanı isterdim Volkan.
heeysoull: Fakat beni anlayabileceğini sanmıyorum.
ceg26: Seni anlayabildiğimi bilseydin yüzünde ufak bir tebessüm oluşturabilirdim.
"Vay anasını..."
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanıp şok ile İzgi'ye baktığımda ellerini yüzüne kapatıp derin nefesler almaya başladığını gördüm.
"Senin ismini söyledim orada, ya benim olduğumu anlarsa? Yemin ederim utançtan ölürüm."
"Hesapta seninle ilgili hiçbir şey yok. Ayrıca tek Ayşegül ben miyim?"
"Ya onun tanıdığı tek Ayşegül sen isen?"
"İzgi dur Allah aşkına telaş yaptırma bana da. Olayı çakmaması için dua et."
Avuçlarını havaya kaldırıp mırıldanmaya başladığında elimi alnıma vurdum. Ciddi ciddi dua ediyordu.
"Yok yok sen ne yap biliyor musun? Mutfağa git ikimize de kahve yap ben de geleceğim şimdi. Bu konuyu detaylı bir şekilde konuşalım."
"Tamam çiçeğim." diyerek ceylan gibi seke seke odadan çıktığında gülüp yataktan kalktım. Yüzümü yıkayıp ayıldıktan sonra mutfağa geçtiğimde dalgınca kahvesini izleyen bir İzgi beklemiyordum açıkçası.
Elimi önünde salladığımda geldiğimi daha yeni fark edip kupaların birini bana uzattı. "Al çiçeğim kahven."
"Ne oldu bir dalgınlaştın dakikalar içinde. Az önceki kızıma ne oldu? Alo!"
"Ya aklıma bir şey takıldı." dedi seslice nefes verip tırnaklarıyla oynayarak.
"Dinliyorum anneciğim."
"Volkan'a olan hislerim aşk değil de saplantı olabilir mi?"