Seungmin'in ağzından
Okuldaki tüm o karmaşadan sonra eve geldiğimde olacakları biliyordum, babam eve dönmüştü ve çok sinirlenmiş olmalıydı. Ne olduğunu anlatsam bile asla dinlemeyeceğini biliyordum, yalnızca onun kemer darbelerine serbest bıraktım vücudumu...
Her şeye rağmen dayanmak istiyordum, zor olsa da yaptıklarına katlanmak, bir hayatım olacağına inanmak istiyordum. Kemerini son kez sertçe sırtımda hissettiğimde ardına kapı da kapandı, ağlayacak bile gücüm kalmamıştı. Sanki ağzımdan gelen bir kaç damla kanla beraber son nefesimmiş gibi hissettim.Buna rağmen ayağa kalktım, ona bu sefer de yenik düşersem bir daha kalkayamacaktım. Okul çantamın içine bir kaç parça kıyafet ve en azından gidene kadar yetecek suyumu aldım. Camdan bakıp derin bir nefes almayı denedim, sanki son nefesim gibi aldığım bu nefesi aynı güçlükle verdim. Bir şey için şükretmeliydim ki salak değildim, çantamın altına ses çıkarmaması için kıyafetlerimi koymuştum. Pencerenin hemen yanında sanki kaçmam için yapılmış boruya çantamı bağlayıp aşağı kaymasını izlerken tüm cesaretimi toplayıp kendim de atladım.
İlk defa hayatıma giren bu aksiyonlu sahneleri düşünmemeye çalışarak tüm gücümle annemin mezarlığına ilerledim, tek kaçış yerim orasıydı diye düşündüm.
Mezarlığa geldiğimde toprak zemine oturup gözlerimi kapattım, zaman güçlükle geçerken telefonumdaki tek uygulama olan kakaotalka girip Hyunjin'in mesaj kutucuğuna bastım. Onu çağırmalı mıydım?
Bunu kendime defalarca kere sordum ve kalbimdeki Seungmin olumlu cevap verdi.
Hyunjin-ah beni geçen sefer bulduğun yere gelebilir misin?
Çok zaman geçmeden yanıt gelmişti, hızlıca açtım telefonumu.
Hemen geliyorum, sakın ayrılma tamam mı?
Onu kendi kendime onaylarken telefonu kapattım ve banklardan birine oturup gelmesini bekledim, gri renkte bir bisiklet görünce ayağa kalkıp yanına koştum ve sıkıca sarıldım ona.
"İyisin değil mi?" dedi gözlerime bakarken.
"Keşke iyiyim diyebilseydim Hyunjin ama durumu sen de biliyorsun."
Ortamda bir sessizlik olurken bisiklete bindik, kollarımı ilk defa birine o kadar sıkı doladım.
"Bu sefer seni bırakmayacağım, baban veya başka birisi fark etmez. Ben de kalsan da olur, sana ondan daha az zarar vereceğim kesin, değil mi?"
Dediklerini düşündüm, her açıdan haklıydı.
"Bunu yapabilirsen sevinirim, gerçekten güveniyorum sana."
Kelimelerim güçlükle dökülürken gözlerim kapandı ve benimkine oranla güçlü kollarının arasında hissettim kendimi.
Hyunjin'in ağzından
O, tüm saflığıyla karşımda yatarken ona sahip çıkacağıma dâir kendime söz verdim. Ona gerçekten istediği hayatı yaşatamazsam babasından bir farkım kalmayacaktı, öyle olmaması için elimden geleni yaptım.
Seungmin'in yüzünü incelerken ve Jaemin'i öldürme isteğimi bastırmaya çalışırken dışarıdan vuran ışıkla birlikte parlayan küçük damlaya baktım. Uyurken bile akıyordu her düştüğünde beynimde hasar oluşturan damlalar. Sinirim her ne kadar o küçük damlayla alevlenmiş olsa da içimi yumuşatmış ve onun yanına kıvrılmamı sağlamıştı.
Onu rahatsız etmemek için biraz uzağına yattım, gözlerimi kapattım düzenli olan nefes alış-verişlerini dinlerken. Hoşuma gitmişti bu durum, yanımda yatıyor oluşu, korkmadan uyuyor oluşu. Ne kadar bana güvenmeye çabalasa da belki de çoktan güvenmiştir. Sadece tekrar kırılmak istemediği için kendini kandırıyordur.
Fark edebilse aslında bana güvense asla onu kırmayacağımı belki daha mutlu olurdu. Keşke birlikte olsaydık ve bizi ayırabilecek hiçbir kuvvet olmasaydı. Onu dünyanın en mutlu insanı yapardım.
Düşüncelerim aklımdan daha yavaş geçmeye ve aklımdan geçenler gözümün önünde canlanmaya başladığında aklımda sadece Seungmin'in yüzü ve sesi vardı. Böylelikle rüyamda onu da görebilecektim.
.
.
.
Hyunjin'le okul kapısından içeri girdik, birkaç gündür olduğu gibi insanlar bana bakıyorlardı. Artık bu durumdan bıkmıştım, bu yüzden eskisi gibi olmamaya karar verdim. 'Küçük balık dişlerini göstermediği sürece büyük balık her zaman küçük balığı yer, bu her zaman böyledir.' diyen babamın ses tonu beynimde yankılanırken ve küçümseyici gözler üzerimdeyken bu sese karşı gelmek imkansızdı.Bu yüzden ayakkabılarıma odaklı gözlerimi çektim. Dikleştim ve arkadaşlarıyla gülerek bana bakan abazalara bakmaya başladım. 'Ne var?' anlamında kafa sallayan çocuğa bir şey demeden bakmaya devam ettim. En sonunda üzerimden bakışlarını çektiğinde yürümeye devam ettim.
"Bu da iyice kendini bir şey sanmaya başlamış." Gözlerimi devirmekle yetindim bu meymenetsizin kurduğu cümleye. "Aman boşver klasik orospu havaları." Ama bu cümle adımlarımı durdurmama ve ona yönelmeme sebep oldu.
Sanırım şuan bedenimi ben kullanmıyordum. Çocuğun karşısında durdum. "Tekrar söyle." Çocuk kahkaha atarak ağzını eğe eğe konuştu. "Amanın da amanın bizim süt çocuğu kavga mı edecekmiş?"
Elimi yumruk yapıp arkasındaki duvara vurdum. Elim tam kulağının yanındaydı ve yüzüne yumruk atacağımı sandığı için gözlerini kapatmıştı. "Tekrar söyle!" Kimse benden böyle bir çıkış beklemiyor olacak ki koridorda tek bir ses bile çıkmıyordu.
"Klasik orospu havaları demiştin değil mi? Hadi o zaman biraz bu konulardan konuşalım, ne dersin? Mesela elindeki yeni model telefonu birilerinin altına girerek aldığını konuşabiliriz değil mi? Hatta..." yanındaki kas yığınına bakıp konuşmaya devam ettim. "Okuldaki iki homofobik olarak bilinmenize rağmen soyunma odasında sevişiyor olmanızdan da bahsedebiliriz."
Koridordaki herkesin ağzından çıkan şaşkınlık nidaları beni tatmin ederken önümdeki çocuktan uzaklaştım. "Siz bir bok bile değilken bana bok muamelesi yapmaya hakkınız yok." Hyunjin'in yanına vardığımda elini tuttum. Birbirine kenetli olan ellerimizi daha çok sıkılaştırdı.
"Gidelim artık."
.
.
.Yıllar sonra bu kitaba tekrardan bir katkım oldu. Olabildi mi gerçi onu bile bilmiyorum dlagdasxq. Bu arada seme kılıklı Seungmin geldi udıfahfxq. Aşırı uykum var hangi kafayla yazdım onu bile bilmiyorum. Bahaaar burayı da kontrol etmeyi unutma.
Kontrol ettim ve bu Seungmin'i sevdim buradan devam ederim MSHSJAJDISOSJFOFOSJDKFJ. Hard Seungmin'i sahalara sokma zamanı gelmiş demekki. Ahsen'e beni bu bölümden kurtardığı teşkür ediyorum çünkü devam ettiremiyordum ehe. Muah öptüm seni :3
Konuşmamız bittiğine göre hepinizi çok seviyorum ayıcıklarım kendinize iyi bakın~ 🧸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TroubleDancer |HyunMin † MinSung|
ФанфікиAniden belimi kavradı uzun parmakların, tenin tenime değerken içimi hiç olmadığı gibi bir heyecan kapladı hüzünle. Sokak dansçısı olman mı sorundu yoksa diğer tüm engeller mi bilmiyordum... . . 27/05/20