2

28 2 0
                                    

" Lucrezia hadi ama !!! "
Enzo kızına bu denli seslenmesine rağmen geri yanıt alamıyordu. En sonunda kahvaltı hazırlamayı bırakıp hızlı adımlarla Lucrezia'nın odasına daldı. Kızının hala uyuduğunu gördü. Uyandırması gerekirken kızına bakakaldı. Annesine bu kadar benzemesi bazen onun canını yakıyordu. Gözünden bir damla yaş üzüntüden çöken kırmızı yanaklarına doğru sürüldü.
" Baba neden ağlıyorsun ? "
Derin düşüncelere dalan Enzo kızının sesiyle irkildi.
" Lucrezia ne senin uykuya olan bu düşkünlüğün !! Okulun ilk gününden geç mi kalmak istiyorsun?? "
Lucrezia somurtan bi yüzle yatağından kalktı ve hazırlanmaya koyuldu.
" Hadi bakalım artık yola koyulma vakti Lucrezia "
Sabah saatleri olmasına rağmen güneş sanki yakarcasına sertti. Aynı zamanda hafif ılık bir esinti bu sertliği biraz olsun yumuşatıyordu. Lucrezia arabadan indi. Uzun hafif dalgalı kumral saçları rüzgarın etkisi ile hafif hafif dans ediyordu. Okula doğru yola koyuldu. Gerçekten büyüleyici bir güzelliğe sahipti. Vücudu adeta özenilerek yaratılmıştı . O yürüdükçe sanki herkes bakakalıyorudu.
" Heyyyy seni çok özledim "
Lucrezia hafif bir tebessümle yanıtladı :
" Ben de seni çok özledim Sissy "
Ve sıradan bir okulun ilk günü olmaya devam etti. Herkes tatilde aileleri ile yaptıkları (anlattıklarına göre ) harika , mükemmel şeylerden bahsediyorlardı.
Lucrezia annesine olan özleminin son zamanlarla artmaya başladığını bu hikayeleri dinledikten sonra iyice hissetti. Büyüdükçe aklındaki soru işaretleri artmaya başlamıştı . Babası hep onun özel bi kız olduğundan bahsedip durmuştu . Peki özelse insanların içinde ne işleri vardı ? Annesinin ölüm sebebini bile babasına sorunca kekeleyerek yanıt veriyordu . Peki ya diğer sorular . Cevapsız kalan sorular ...
" Lucrezia sen neden bi şey anlatmıyorsun ? Tüm yaz boş boş durdun mu yoksa ? "
Arkadaş grubu arasında bir kahkaha koptu.
"Grup buluşmalarına hiç katılmadın zaten . Gerçekten ne yaptın ? "
Ve ardından bir kahkaha daha . Sıradan aşırı egolu ergen kitlesi işte . Lucrezia babasının ona bir kedi yavrusuymuş gibi davrandığından bahsedemezdi .
Korna sesi duyuldu. İşteee buu. Babası tam zamanında yetişmişti . Lucrezia kaçmak istercesine koşar adımlarla arabaya yöneldi .
" Lucrezia neden böyle davranıyorsun. Okulun ilk günü sana yaramadı galiba "
Lucrezia bunalmış hissediyordu. Bu bunalmışlığı damarlarına kadar hissediyordu. Kendine hakim olamıyordu. Bu his nasıl bi histi ? Babası şaşkın gözlerle kızına bakıyordu .
" Lucrezia kızım sakin ol nefes al . Lucrezia , Lucrezia , Lucreziaaaaaa ... "
Gözlerini açtığında etraf sallanıyordu.
Baş ucunda ağlamaklı gözlerle kendisine bakan babasına baktı . Ne olmuştu ?? Neden daha önce yaşamadığı şeyleri yaşamaya başlamıştı . Boğazından yavaşça süzülen ter damlaları göğsüne kadar ona eşlik ediyordu. Birden yerinden sıçradı artık sorularına cevap almak istiyordu . Sakin bi ses tonuyla söze başladı :
" Baba bu da neyin nesiydi ? Ne olduğu hakkında bi fikrin var mı ? Yoksa yine sorularım askıda mı kalıcak ? "
Enzonun ne olduğu hakkında en ufak fikri yoktu . Kızı çok güçlüydü . Artık onu kontrol altında tutamaya fikri onu yeyip bitiriyordu . Her şeyi ona anlatması için daha çok erkendi . Onun da aklında milyonlarca soru vardı ama bunları cevaplayabilecek kişi yoktu . Peki şimdi ne açıklama yapması gerekiyordu. Enzo kızının kıpkırmızı olmuş iri siyah gözlerine baktı .
" Sana verebileceğim bir cevap yok . "
Ardından uzunca bir sessizlik oldu . Kimse ne yapması gerektiğini bilmiyordu . Bu ataktan sonra her şey normal gibi mi davranacaklardı ? Sanırım yapılacak tek şey buydu. Enzo odadan ayrıldı . Freya'nın sesini kulaklarında işitiyormuş gibiydi. " Sadece sen ve ben . Belki de doğacak çocuğumuz "
" Neredesin Freya ? Çok zorlanıyorum artık gücüm kalmadı ."
Enzo içli içli ağlıyordu. İçindeki büyük acıyı göz yaşlarıyla dışarıya akıtıyordu.

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin