Bu hikaye 2008 yılında Seherbaz sitesi için tarafımdan hazırlanıp yayınlanmıştır. Pek çok Dramione severin gönlünde özel bir yere sahip olan eski ama keyifli bir hikayeyi yeniden keşfetmeye hazır mısınız? Henüz okumadıysanız veya yeniden okumak isti...
Sarışın genç adam kapıyı hafifçe tıklattıktan sonra içeri girdi. Şöminenin önünde sinirden kasılmış kasları, dimdik duruşu, dayandığı yılanbaşlı asayı sıkmaktan beyazlamış eklem yerleri, yüzünün yanından dökülen uzun sarı saçlarıyla Lucius Malfoy oğlunun gelişini sessizce izlemişti. " Beni çağırtmışsınız... " " Annen söylediğinde inanmamıştım ama aile yadigârı broşu o kadının üzerinde görünce... Nasıl yapabildin Draco?! Malfoy ailesini ve Malfoy adını neye bulaştırdığının farkında mısın? Aileye bir bulanık sokmaya çalışıyorsun! Yüzlerce yıldır olmamış bir şey bu! Malfoy ailesi sihir dünyasının belki de hala saf kan kalmayı başarmış birkaç ailesinden biri, bunu sen de biliyorsun! " Draco babasının öfkeden çakmak çakmak olmuş mavi gözlerine bakarken sakin bakabilmek için bütün gücünü kullanıyordu.
Lucius uzun sarı saçlarını öfkeyle savurarak döndü ve kendine bir kadeh ateş viskisi doldururken Draco otomatik pilottan, günler öncesinden hazırladığı senaryoyu anlatmaya başladı. " Belki benden önceki Malfoy'lar hep saf kan seçtiler ama benden öncekiler hiçbir zaman benim kadar zor durumda kalmadılar. Ondan daha uygun bir aday bulamazdım baba. Onunla çıkmaya başladığım günden beri işlerimizin ne kadar düzene girdiğini, bizi savaş haini olarak görüp işlerini, ilişkilerini kesenlerin teker teker geri dönmeye başladıklarını, itibarımızın yeniden yükselmeye başladığını sen de biliyorsun. Bir savaş kahramanı, halk onu çok seviyor. Büyücü dünyasının prensesi o. " Lucius' un çenesinin kasıldığını görünce derin bir nefes alıp devam etti.
" Bakanlıkta hızla yükseleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bir bulanık olabilir ama o bize bir asil kanın asla sağlayamayacağı faydalar sağlayacak. Onun sayesinde kaybettiğimiz itibarımızı geri kazanacağız. İnsanlar unutmayı severler baba. Bir gün bizim yaptıklarımız da unutulacak ve o gün Granger ait olduğu yere geri dönecek."
Babasının yüzündeki öfkenin kırmızılığının geri çekilmeye başladığını fark ederek cesaretlendi. " Ben onunla birlikteysem bunu ailemiz için, Malfoy' lar için yapıyorum. İster bana destek olursun ister ailenin her şeyiyle bataklığa batıp yok olmasını izlersin. Karar senin. " Lucius hızla Draco' ya dönerken itirazlar dudaklarındaydı ancak oğlunun tıpkı kendisininkinin aynası olan keskin mavi gözlerindeki kararlılığı görünce durakladı. Oğlu gerçekten büyümüştü. Lucius gözlerinin içine cesaretle bakarak cevap bekleyen oğluna gülümsedi.
" Sadece Malfoy' lar için..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hermione rüzgârla yüzüne savrulan birkaç bukleyi kulaklarının arkasına atarak adımlarını hızlandırdı. Draco hakkında ilk öğrendiği şeylerden biri bekletilmekten hoşlanmadığıydı. Her zaman buluştukları restorana girdi. O kadar kalabalıktı ki... İnsanlar onların artık bir efsaneye dönüşmeye başlamış ilişkilerini yakından takip etmek, kendi gözleriyle görüp tanık olmak için birbirleriyle yarışır olmuştu. Tabii ki bunun için de en çok bilinen yeri, restoranı dolduruyorlardı. İçeri girer girmez tüm gözler genç kadına döndü. Bu sayede Hermione de kendisine bakmayan tek kişinin nerede olduğunu görebilmişti.
