Bu hikaye 2008 yılında Seherbaz sitesi için tarafımdan hazırlanıp yayınlanmıştır. Pek çok Dramione severin gönlünde özel bir yere sahip olan eski ama keyifli bir hikayeyi yeniden keşfetmeye hazır mısınız? Henüz okumadıysanız veya yeniden okumak isti...
PS: NC- 17 (17 Yaşından Küçüklerin okuması sakıncalıdır)
" Evliliğimizin amacını babama onun inanacağı şekilde açıklayacağımı söylemiştim. Söyledikleri acımazmış gibi gelebilir ama onun açısından mantıklı en azından değil mi? " Hermione onun dokunuşuyla donmuş kalmış sadece yutkunarak başını salladı. " Ayrıca... " Draco bir adım daha atarak genç kadına yaklaştı. Burunları neredeyse birbirine değiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hermione heyecandan ölmek üzere, sadece birkaç santim ötesindeki genç adamın gerçekten tutkuyla parlayan gri gözlerine bakarken olamaz diye düşünüyordu. Draco Malfoy onu istiyor olamazdı. Ama o gözlerdeki bakış... Sormadan edemedi. " Neden savaştın ki? Hani sen istediğin kadını elde ederdin? " Draco gülümseyerek bir kolunu ince beline sardı ve genç kadını yavaşça kendine çekti. " Çünkü... Yapamayız... Biliyorsun. " " Ama yapıyoruz. " Genç adam yine gülümsedi. " Henüz hiçbir şey yapmıyoruz. İnan bana... " Bir eli onu belinden tutarken diğeri sırtını okşuyor, parmakları narin kıvrımlarında dolaşıyordu. Birden Hermione' nin kalçasını kavrayıp kendine bastırdı ve kendi arzusunun fiziksel kanıtını hissetmesini sağladı.
Hermione gözlerini kocaman açmış, ona o kadar büyük bir şaşkınlık ve şokla bakıyordu ki Draco ona, onu ne kadar istediğini göstermek için her şeyi yapmaya hazırdı. Hafifçe dudaklarını yaladı, genç kadının bakışları dudaklarına kaydı ve Draco başını ona doğru eğdi. Hermione Draco daha dudaklarını onun dudaklarına bastırmadan onun tadını almıştı sanki. Dudakları dudaklarını örttü. İçinde çaresiz bir çığlık hem daha fazlası için haykırıyor hem de aralarındaki bu çekimi inkâr etmeye çalışıyordu. Draco ona açılan cennete diliyle dalarken genç kadından kopan inlemeyle daha da hırslandı. Hermione' nin titreyen parmakları pijamasının düğmelerini açmaya başlamıştı. Beline sarılmaya devam ederken serbestteki eliyle ona yardımcı oldu. Tüm düğmeler açılınca Hermione kıyafetini Draco' nun omuzlarından geriye itmişti. Şimdi parmakları onun çıplak omuzlarında, boynunda ve ensesinde dolaşıyordu. Draco inleyerek Hermione' yi daha da kendine çekti, çıplak göğsünde onun yumuşak göğüslerinin baskısını hissetmek kalbinin ritmini daha da arttırmıştı. Bu hayatta bir defa bulunabilecek türden bir şeydi. Hermione' ye öyle açtı ki...
Gecenin geri kalanında bu odada kalırsa, aşmaması gereken o sınırı aşacağını biliyordu ve kahretsin aşmak istiyordu! Dudaklarını genç kadının dudaklarından ayırdı. " Hayır... " Hermione' nin dudaklarından bir itiraz iniltisi döküldü. Draco hafif bir sesle söverek onu bıraktı, onu geçip pencereye gitti ve ellerini cama dayadı. Gümüş ay ışığı sarı saçlarına vuruyor, geniş omuzları ayın ışığını kesiyordu. " Üzgünüm... Böyle olmak zorunda... " Hermione kupkuru olmuş boğazını ıslatabilmek umuduyla birkaç kez yutkundu. " Bu kadarı senin için yeterli mi? Hani artık dayanmayacaktın? " Draco dönüp güzel yüzü ay ışığıyla parlayan, saçları hafifçe pembeleşmiş boynuna dökülen genç kadına baktı.
