Yaşarken Ölmek

141 5 0
                                    

Çok ilginçti Jhani'nin yüzünü bir yandan şaşkınlık bir yandan da acı sarmıştı. Yüzünde ufak bir burukluk vardı. Ne olduğunu henüz çözememişti, yalnızca yerde yatan babasına bakakaldı. Ne yapacağını bilmiyordu sadece annesinin çığlıklarını ve inlemesini duyuyordu.

Yalpalanarak kanları takip etti, bir odadan çıkıp öbürüne giriyordu. Kanlar bütün evi sarmıştı. Jhani omzunda bir el hissetti. Onu sarsıyordu.  Jhani'nin annesi bayan Luko onu iki yanından tutmuş ileri-geri sarsıyordu.

Bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Fakat Jhani artık hiçbir şey duymuyordu. DUYAMIYORDU. Yaşayan bir ölü gibiydi âdeta. Annesi "gitmeliyiz Jhani gitmeliyiz anlıyor musun hemen gitmeliyiz" diyordu. Fakat nereye? Artık Bay Giroo olmadan nereye gidebilirlerdi ki? Üstelik henüz bay Giroo'yu öldürenleri bulmadan. Aslında bayan Luko bütün bunları biliyordu. Ancak daha 6 yaşında olan minik kızına bunları anlatıp onun kafasını daha da çok karıştırıp üzemezdi. Anne Luko, elinde kırmızıya çalan ufak ve parlak bir bavulla çıkmaya hazırlanıyordu. Eline trenchoatunu aldı, Jhani'yi de elinden tutar tutmaz kapıdan dışarı çıkardı. Ama Jhani henüz gitmeye hazır değildi. Hayvanlarını Barınağa götüreceklerdi orada mutlu  ve rahat olduklarından emin olduktan sonra eşyalarını toplayıp, Amsterdam'a veda edecekti. Ve daha sonra ailesiyle birlikte farklı bir şehre taşınacaklardı. Ama son dakikalarda gelişen olaylara bakıldığında yolculuk onun için hiçte hayal ettiği gibi olmayacaktı. Zira ortada ne aile kalmıştı ne de bir bütünlük.

Jhani ve ailesinin hayat boyu tek bir prensipleri vardı."Sev ve bağlı kal! "Onlar için sevgi çok önemliydi. Çünkü hayatta sahip oldukları  tek parçalanmaz bütün sevgi idi...

Yolculuk başlamak üzereydi, Havaalanı'nda oturmuş bekliyorlardı. Jhani'ye annesi peynirli bir poğaça yedirmeye çalışıyordu. Bu onun en sevdiğiydi. Ancak Jhani buna da bir tepki vermedi. Ağzına aldığı lokmalar boğazında düğümleniyordu.Her ne kadar olayı şaşkınlıkla izlemişte olsa  Jhani biliyordu ki  babası ölmüştü. Gitti. Ve bir daha asla geri dönmeyecekti. Jhani böyle düşünürken havadan kulak tırmalayıcı sesler gelmeye başlamıştı. Uçak seyehat için pistte inecekti az sonra. Bu sesler Jhani için ölüm çığlıkları gibiydi.Ölüm getiriyor gibiydi. Saatler önce babası ölmüştü şimdide annesi mi? Jhani bunu kaldıramazdı. Bu düşünceyi aklından atmaya çalıştı. Düşünmesi bile felaketti. Bu yüzden annesinin elini sıkıca tuttu. O minik eller nasılda canını yakmıştı annesinin. Fakat bayan Luko ses çıkarmadı. Aksine biraz da olsa sevindi çünkü Jhani tepki veriyordu. En azından o böyle düşünmüştü. Oysa ki bu bir tepki değildi hâlen tepki verecek gücü yoktu. Hâlen yaşayan bir ölü gibiydi. Hatta bu yaptığı şey ölüme sarılmak gibiydi. Annesini kaybetmek istemiyordu ve bu yüzden sıkı sıkı kenetlemişti ellerini annesine...

O Sadece AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin