Elakhtur savaşın yapıldığı ovanın tepe noktasından dolaştı ve ölmekte olan yaratığın etrafında dolandı.Kaç yoldaşını katletmişti ve yaşadıgı müddetçe daha kaçını katledecekti.Kadim Elf rünüyle işlenmiş kılıcını devasa yaratığın sağ tarafındaki kalbine gömdü.Etrafta pek çok ceset vardı.Bunların bazıları insan olanlara bazılarıda olmayanlara aitti.Cesetler yerlere saçılmış yaralılardan gelen acı iniltileri keder çığlıkları ovayı sarmıştı.Elaktura savaş hic bitmeyecekmiş gibi geliyordu daha kaç kere savaşmam gerek diye düşündü kaç yoldaşımın ölmesi gerekiyor zafer için.
Cücelerin her zamanki sızlanışları artık eskisi gibi tebessüm ettirmiyordu.Tabiatları gereği savaşlardan inanılmaz bir haz alan cüceler o kadar savaş gördükten sonra bıkmıştı..Onların bile tadı kaçmıştı.
Elaktur kaç defa savaştıgını bile hatırlamıyordu.Açıkcası hatırlamak bile istemiyordu.Savaş sayma konusunu her anı dakika dakika tutan tarihçilere bırakmıştı.Eh pek de fena bir fikir degildi doğrusu.
Bu seferde ölmedim diye düşündü,eli kılıcının kabzasında yaşlı Cüce Kralı ve Elf Prensi ile buluşacağı yere doğru ilerledi.Tehlikeli düşünceler belkide haince düşünceler.Hızlanarak yoluna devam etti.Buluşma yeri tepenin arkasındaki dik yamacın gölgesindeydi.Her zaman olduğu gibi,savaştan önce buluşma yerinin nerede olacağına hep birlikte karar vermişlerdi.Yakınlaştıgında diğerlerinden sadece biri onu bekliyordu.
Elf prensi bütün asilliğiyle ve sırtındaki cift kılıçla sanki her an savaşa hazırmış gibi bekliyordu.Digerlerinin hepsi birden ölmüşmüydü?.Bu mümkündü bu sefer savaş çok şiddetli olmuştu.Düşman gittikçe daha güçlenmiş bir şekilde geri dönüp savaşıyordu.
Elldar?.Yeşil ve beyazlar içindeki şekil ondan tarafa baktı.Sohbet ettiği elflerden bazılarına Elldar ın yaşını sormuştu ve yaklaşık üçyüz yaşında cevabını almıştı elflerden.Üç yüzüncü yaşından sonra bile genç görünüyordu; sanki kırk yaşına anca girmiş bir insan gibiydi.''Yaşlı cücemiz nerede bakalım savaş maceralarını duymak için sabırsızlanıyorum'' dedi Elakhtur.
''Gittiler.''Elldarın sesi sakin,derin ve krallara yaraşırdı.Bir an Prensin ne dediğini anlayamadı.''Çağlayanlarımı kovalıyorlar şu inatçı cüceler canlı ne varsa katledecekler'' diye söylendi.Elldar bir an delici bakışlarını Elakhtura çevirdi.''Cüceler savaşı bırakıp gittiler ve bir daha buralara gelmemek üzere mağaralarına geri döndüler.Savaşı kazandığımızı düşünuyorlar o yaşlı bunağı bi türlü ikna edemedim.Sanırım artık bizimde geri dönme vaktimiz geldi.Bu lanetli ovalara geri dönmediğimiz müddetce savaş olmayacak.Dünyanın istediği bir zaferdi bırak onlara bu zaferi verelim.
Ama kehanet diye bağırdı Elakhtur ejderlerin soylediği kehanet ne olacak bunlar başka dünyaları yok eden yaratıklar bizimkini yok etmeyeceklerini nereden biliyorsun.Prens ellerini omuz hizasında birleştirdi.'' Açıkcası kontrol artık elimizde degil Kraliçe orduyu geri çekmemi istiyor eh cücelerde gittiğine göre burada kalıp kehaneti tek başına gerçekleştirebilirsin istersen.'' Barış için bekleyenlere ne diyeceğiz,Elldar? diye sordu.''Onlar bu gun için ne diyecekler?''.''O kolay,'' dedi Prens kılıçlarını kınına sokarken.''Onlara en sonunda kazandıklarını soyleyeceğiz.Bu yeterince iyi bir yalan.Kim bilir? Belki gerçektende doğru çıkar .''Elakhtur prensin cesetler arasından geçerken gidişini izledi.Kendi soydaşlarının cesetlerine eğilip bir kaç söz sözyleyip ova boyunca yürüdü ve gözden kayboldu.Affedin bizi, diye düşündü Elakhtur ve sonra ayrıldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Serisi 1.Kitap-Kehanetin Yolu
RandomAdam sönmekte olan mumun ışığı altında uyumaya çalışan torununa baktı.Kızın mavi gözleri sanki hiç uyumayacakmış gibi etrafa bakıyordu.''Daha uyumadınmı küçügüm? diye sordu gülümseyerek.Kız canı sıkılmış bir halde ''Biliyorsunki sen bir hikaye anlat...