Miras Serisi 1.Kitap-Kehanetin Yolu

Miras

       Sabah güneşinin ilk ışıkları yıkık dökük evin camından yüzüne vurunca uyandı Talin.Ona sarılmış halde olan Trish'in yüzünü görünce içinde bir rahatlama hissetti.Hemen elini pelerinin yan tarafındaki cebine attı.Dün gece çaldığı kağıt parçası yerli yerindeydi."Sonunda bitti"diye düşündü."Artık hırsızlık yapmak zorunda değilim.Küçük bir hırdavat dükkanı açabilirim.Yada bir han işletebilirim"düşünceler aklından geçtikçe mutlu oluyordu.

      Omzunun sol tarafında bir hareket hissedince Trish'in uyandığını anladı.Kadın ona uykulu gözlerle bakıp gülümsüyordu.

"Hazırsan yola devam edelimmi artık hayatım?"

        Trish omuzlarını silkti"Kalbim burada kalıp sana saatlerce sarılıp uyumak istiyor fakat aklım biraz daha burada kalırsak muhtemelen iki ölü aşık olacağımızı söylüyor" Talin dayanamadı ve kahkahayı bastı.Trish'de ona eşlik etti."O zaman yola koyulma vakti"dedi Talin.

        Tutulmuş olan boynunun ağrısına aldırmadan ayağa kalktı.Bir elini uzatarak Trish'in kalkmasına yardım etti.Kapıya çıkmadan son bir defa daha etrafı kolaçan ettikten sonra hızlı bir şekilde evden çıktılar. Onlar ayrıldıktan sonra kaldıkları evin çatısında iki gündür Talin'i takip eden gölgede hareket etmeye başladı.Bir anda başka bir evin çatısında belirdi ardından hemen yanındaki diğer evin çatısında.Harekete geçer geçmez arkasından koyu dumanlar bırakıp saniyeler içerisinde hedeflerini çoktan göz hapsine almıştı.

        Orf'un evi şehrin kuzeybatısında asillerin yaşadığı yere yakın ve şehrin en iyi hanlarından biri olan Atnalı hanına yakın bir yerdeydi.Evin yeni cilalanmış dış yüzeyi ve sürekli temizlenen ön bahçesi ona bir soylu evi havası veriyordu.Orf bir komisyoncuydu.Bir suikasti en iyi kim yapar! Bir soygunu zahmetsizce kim halleder! yada şehirdeki soylu aileler arasındaki iktidar oyunlarını kim bilebilir! Bütün bunların cevabı Orf 'taydı.Yapılabilecek en kısa sürede işi bağlar komisyonunu alır ve aradan çekilirdi.Müşteri ve işi yapan arasındaki köprüydü.Tabi iş bitene kadar.Ne yapan nede yaptıran asla birbirlerini görmüyordu.

       Talin ve Trish hızlı adımlarla önceden kararlaştırdıkları yere doğru yürüyorlardı.Buluşma akşam olacağı için Han'da bir kaç saat kalıp dikkat çekmeden dinlenebiliriz diye düşündü Talin.

        Bir an sanki izleniyormuş gibi bir hisse kapıldı.Gözleriyle yürümekte oldukları sokağa dikkatli bir şekilde süzdü.Bacalarından duman tüten evler.Bir erkekle pazarlık yapan bir fahişe,kimsesiz çocukların koşarak sağa sola zarar vermesi,küfürler savuran sokak satıcıları; Herşey normaldi en azından ona öyle geliyordu.Birkaç saat içerisinde bu iş bitecek ve mutlu bir adam olarak evime döneceğim"içini bir sıcaklık kapladı.Herşey yolunda gidiyordu.

      Han'ın kapısını açıp içeri girdiklerinde şömineden sızan ısı kaynağı yüzlerine vurdu.İçerisi her zamanki gibi kalabalıktı.Bir köşede içmekte olan üç yaşlı çiftçi eski günleri hatırlayıp gülümsüyor diğer köşede iki kaslı adam bilek güreşine girmiş kalabalık tarafından alkışlar ve tezahüratlarla destekleniyorlardı.Talin sol uç köşedeki masanın boş olduğunu gördü ve Trish'in elini tutarak oraya doğru hareket etti.Masaya oturur oturmaz yanlarına gelen esmer çilli kızdan biraz yiyecek ve birazda içki sipariş ettiler.Kız gidince "Akşam olmasını bekleyeceğiz.Birkaç saat burda bekleyelim karanlık çöker çökmez Orf'un evine geçeriz.Hem bu sayede birazda dinlenmiş oluruz"dedi Talin.

       Trish'in buna itiraz edicek hali yoktu.Başını salladı ve hevesle yemeklerin gelmesini bekledi.İki yan masalarında oturan ve onları dikkatli gözlerle süzen gölgeyi farketmediler bile. Akşam karanlığı çöker çökmez handan çıktılar.Yaklaşık yüz metre yürüdükten sonra Orf'un evi hemen köşede karşılarında yükseliyordu.Daha önce buraya çok geldiği için hemen bahçedeki yeni yeni yeni filizlenmeye başlayan yeşil brug çiçeğinin saksısına elini daldırdı.Metal anahtarları bulduğunda gülümsedi.

      "Brug çiçeği favorimdir"demişti ona Orf bundan ondört sene önce."Hem yenilebilir bi çiçek hemde bir bayana kur yapmak için verilebilen bir çiçek" Orf'un sadece elinde ucu kalmış çiçeği görünce kahkahalar atmıştı Talin.''Sanırım sen ilk yolu tercih ediyorsun Orf" Adam hiç bozuntuya vermeden "Ben her zaman ilk yolu tercih ederim dostum ve ilk yol hep en tehlikesiz yoldur".

      Kapıyı açıp içeri girdiler.Evdeki hiç bir ışık kaynağı açık değildi.Henüz gelmedi galiba diye düşündü Talin.Eline bir mum aldı ve cebinden çıkardığı kav ile birkaç kez denedikten sonra yaktı.Talin önde Trish arkada üst kattaki oturma odasına doğru yürümeye başladılar.Merdivenleri çıkarken burnuna gelen çürük et kokusunun ne olduğunu anlamaya çalıştı.Beraber odaya girdiler.Mumun ışığı odayı aydınlatınca Trish'in attığı çığlık kulaklarında yankılandı.Odanın içine doğru bakınca ayaklarından tavana asılmış,ellerindeki ve ayaklarındaki bütün parmaklar sökülmüş ve baştan aşşağı derisi soyulmuş bir cesetle karşı karşıyaydılar.

     Talin "Orf" diye bağırarak cesede doğru gitmeye başladı.O yaklaşır yaklaşmaz cesedin yan tarafındaki karanlık köşede bekleyen gölge harekete geçti.Aniden önünde beliren siyah kukuletalı adamı görünce dehşete kapıldı.Paniklemesi ve karnınına aldığı ani darbenin basıncıyla odanın duvarına yapıştı.Başka bir gölge Trish'in arkasında belirdi.Bir başkası ise direk olarak duvarın içinden geçerek odaya daldı.Gölgelerden biri ani bir çığlık attı.Kulaklarını eliyle kapatmasına rağmen eline gelen sıvının kan olduğuna yemin edebilirdi.

    Gölgelerden biri Trish'i tuttu diğeride ona doğru gelmeye başladı.Tiz ve iğrenç bir sesle "pağğsömen" dedi.Sesi hırıltılı ve bir insanın sesi olmaktan cok uzaktı.Talin şok olmuş bir şekilde cebinden çıkarttığı parşömeni uzattı.Gölge kağıt parçasını görür görmez birkaç garip söz söylemeye başladı."Elakhtur lem herrema".Talin içinden yankılanan bir ses bu kelimelerin anlamını bildiğini söyluyordu ona.

"Elakhtur'un kalkanı kırılsın demişti" yaratık.Elinde tuttuğu parşömenin yanına diğer ceplerinden aynı boyutta iki kağıt parçası çıkararak.

     Arkasını dönup giderken son birkez Talin'e baktı ve emir verdi "shizt" "öldürün" Talin duyduklarına ınanamıyordu kendisinden parşömeni alan gölge evin duvarından sanki bir kapıymış gibi geçmeden önce Trish'in yanına gitti kabzasından çıkardığı siyah bir kılıcı Trish'in doğrudan kalbine soktu.Etrafından dumanlar tüten kılıç kadının ruhunu kavurdu gözlerinden dumanlar çıkan Trish'in cansız bedeni odanın ortasına yığıldı.

     Talin sevdiği kadının ölmeden son birkez boş gözlerle ona baktığına yemin edebilirdi.

"Hayırrrrrr Trishhhh hayırrr"

   Kadının cansız bedeni yere düşerken kalan iki gölge ona doğru hareket etti.Kaderini kabullenmişti.Sevdiği kadınla orada buluşacaktı.Gözlerini kapattı ve gelecek darbenin acısını düşünmemeye çalıştı.

    Gölge kılıcını kaldırdı.Herşey bitmişti

" Uyan!!! Haykır!!! Asaletin soyundur.Ruhunun derinliklerinden gelmişti bu ses

 "Ben soysuzum ben yetimim ben piçim" içindeki sesi bastırmaya çalışarak.

''Sen benim soyumun soyusun sen benim varisimsin.Kehanetimin bekçisi ve gerçekleştiricisisin.Haykır yadigarımın ismini haykır."

       Yaratığın kılıcı omuzunun sol tarafndan girince hissettiği katıksız acıyla aklına gelen ilk ismi söyledi

    "Nerzhul"

    Karanlıklar içerisinde kan kırmızısı bir kılıç elinde bitiverdi.Kilicin ilk darbesiyle onu yaralayan yaratığı ortadan ikiye böldü.Gözlerindeki boşluğu gördüğünde Talin tatmin olmamıştı bile.Diğer yaratık çığlıklar atarak duvardan geçip kaçmaya çalıştı.Elinde tuttuğu kılıçla sanki doğuştan gelen bir yetenekmiş gibi arkasından koşup duvarın içinden dışarı çıktı.Uzaklaşan yaratığı görünce kılıcı fırlatmak için eline aldı.Yaratık Talin'in gözleriyle takip edemeyeceği kadar hızlıydı.Yaklaşık yüz metreden kılıcı fırlattı.Gölge biraz uzaklaşmıştıki sırtının tam ortasına giren kılıçla beraber yere yığıldı ve yeşil bir sıvı akıtarak toz olmaya başladı.Talin yaratığın yanına geldi yerde duran kılıcı aldı.

    Kılıç sanki görevini tamamlarmış gibi elinden bir anda yokoldu.Dönüp Trish'e koşmaya çalıştı.Fakat daha bir adım atamadan yere düşüp bayıldı.