moon fairy. pt.1

85 8 20
                                    

Yifan surat asıyor, dışarıya çıkmak istemiyordu. Komşulardan biriyle konuşması yeterli değil miydi zaten? Onun için yeterliydi.

Luhan onun giymesi gereken kıyafetleri verdiğinde, Yifan hâlâ surat asmaya devam ediyordu. Tıpkı okula gitmek istemeyen küçük bir çocuk gibi.

"Sehun'u sevmiyorum."

"Hadi ama Fanfan, ona bir şans ver. Hiç tanışmadınız ki."

Yifan başını çevirdi. Gerçekten, küçük bir çocuk gibiydi. Yaptığı şeyin farkına vardığında, kendine gelip, hızla üstünü değiştirdi. Luhan onun saçlarını taradığında, büyük bir gülümsemeyle Yifan'a bakıyordu.

"Oğluma benzedin."

Yifan gülümsedi. Saçlarını beğenmemişti fakat Luhan mutluydu. Bir gün boyunca buna dayanabilirdi. Kapı çaldığında, Luhan odadan çıktı ve neşeyle kapıyı açtı. Minseok'un sesi duyulduğunda, Yifan ayağa kalktı.

"Hoşgeldiniz çocuklar!"

"Tatlım, çocuklar dediğin kişilerden en küçüğü 20 yaşında."

"Olsun, çocuk onlar."

Yifan merdivenlerin indiğinde, Sehun başını telefondan kaldırdı. Dik bakışlarını Yifan'a atarken, Yifan oldukça soğukkanlıydı.

"Sakın tartışmayın ve geç kalmayın."

Sehun'un arkadaşları ve Yifan evden çıktıklarında, Yifan hâlâ sessizdi. Kısa boylu biri yanında sakız çiğniyordu ve tek ses ondan çıkıyordu.

Cak cak sakız sesi.

Sessizliği bozan Sehun oldu.

"Yifan'sın değil mi?"

Yifan başını salladı.

"Sehun ben, biliyorsundur zaten. Bu Tao ve Baekhyun."

Yanında duran, ondan kısa olsa bile yine de uzun boylu sayılabilecek ve gözlerinde siyah halkalar olan çocuğu işaret ettiğinde, Yifan ona doğrudan baktı. Serseri gibi gözüküyordu. Hoş, hepsi onun gözüne serseri gibi gelmişti. Yanında cak cak sakız çiğneyen çocuk, ona daha çok yaklaştığında, Yifan kaşlarını çattı.

"Amma uzunsun. Sehun'dan uzun birinin olmadığını düşünürdüm."

Sehun sırıttı. Uzun olduğunun söylenmesi hoşuna gitmişti. Elindeki telefonu nihayet cebine koyduğunda, otoriter bir tavırla Baekhyun'u yanına çağırdı. 'Bunun havası kime?' Yifan aklından geçirdiği şeyden sonra başını çevirip, sahile baktı. Tekneler ilerlemek için hazır gözüküyorlardı.

Sehun, Yifan, Tao ve Baekhyun küçük bir alana girdiklerinde, Baekhyun önden sekerek gitti.

Hepsi fenerlerine dileklerini yazdıklarında, Yifan sadece fenerle bakışıyordu. Tao'nun dürtüklemesiyle kendine geldiğinde, dileğini kağıda yazdı ve dışarıya çıktı. Fenerin içine nasıl yerleştireceğini bilmiyordu. Sehun'dan yardım alabileceğini düşünmüştü.

Fakat işler düşündüğü gibi olmadı. Baekhyun, onun dilek fenerini elinden aldı ve kahkaha attı. Kahkaha atarken sakız çiğneyebiliyordu. Bu büyük bir yetenek olmalıydı.

"Ver şunu."

Yifan fenerini almak üzere elini uzattığında, Baekhyun geri çekildi ve sesli bir şekilde dileğini okudu.

"Chanyeol'u öpmek için neler vermezdim."

Tao gülmemek için dudağını dişledi.

"Birileri aşık olmuş!"

WhisperーKrisyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin