0.2

1.7K 250 165
                                    

"Yuh. Cennete mi düştüm ben?"

Elim hâlâ kalbimi boğarken gerçek mi değil mi anlamak için gözlerimi kırpıştırdım. O siyah saçlar, o esmer ten, o baygın gözlerin güzelliği, o pembe dudaklar, o güçlü kollar.

Hayalimdeki buydu işte. Tam olarak bu yani.

"Burası cennet değil yalnız. Beyaz ışığı gördünüz diye öldüğünüzü mü sandınız?"

Ay hâlâ benimle konuşuyor bu. Hemen cezbedici gülümsememi takınmalıyım.

Ben o güzel gülümsememi yüzüme yerleştirdikten sonra benden kısa olmasının da avantajıyla kolumu boynuna sarıp onu kenara çektim. "Sizli bizli olmasak mı acaba? Hiç hoşuma gitmiyor da."

Tek kaşını kaldırıp benden uzaklaştı. Karşı da koyamıyorsun ki, o nasıl kastır..?

"Affedersiniz ama tabii ki sizli bizli olacağız. Tanışmıyoruz bile."

Tek derdin bu mu ponçiğim?

"Tanışırız, sorun yok. Ben Felix. Sidney'den. Çok sıcaktı oralar ama senden fazla değil. Anlarsın ya." Göz bile kırptım, artık ya benimsin ya kara toprağın.

Kaldırdığı kaşlarını çattı. Ultra yakışıklı sendromu. "Bana mı yürüyorsunuz siz?"

"Aaa, aşk olsun. Yürümek yeter mi balım, koşuyor hatta uçuyorum ben sana şuan."

Beni sert olmayacak şekilde itip kafasını iki yana sallayarak kamerasını açtı tekrar.

Ayol görmezden geliniyorum resmen.

"Ben söyledim adımı ama. Hadi sen de söyle."

'Seni bana parayla mı verdiler' bakışlarını görmezden geleceğim yakışıklı bey.

"İstemiyorum. Molam bitti. İzim verirseniz işime dönmem gerek."

Kız benden izin istiyor bu yerim ben bunun yanacıklarını.

"İzin verirdim ama adını almam lazım."

O beni umursamadan yanımdan ayrılmaya çalışınca önüne geçtim ve kollarımı iki yana açtım. Sarılsak güzel olurdu ama hayır, geçmemesi için açtım :(

"Adını öğrenmek istiyorum sadece, lütfen."

Oflayıp sinirli olduğunu belli edercesine mırıldandı. "Adım Changbin. Şimdi beni rahat bırakın."

Kafamı hızlı hızlı salladım ve gülerek önünden çekildim. Changbinciğim, şimdi seni rahat bırakıyorum. Şimdi.

Hoplaya hoplaya arkada bana bakan Jisung ve Minho hyungun yanına koştum. Bu ikisi niye masanın karşı uçlarında oturuyor?

"Aranızdaki bu dağ farkı ne? Sanki yabancı gibi."

Masaya mutlu mutlu oturup ikiliye baktım. Sanki aralarında duvar var gibi oturmuşlar, salaklar. Kesin bir şeyler oldu o lavaboda.

"Senin konuştuğun kaslı çocuk kimdi?"

Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun Minho hyung. Ben düşer miyim buna?

Evet, düşerim çünkü şimdiki konu o bebek.

"Offf, sorma hyung. Aşık oldum ben. O nasıl bir şey ya? Resmen özene bözene yaratılmış gibi. Bir de kas falan yapıyor herhalde, benden kısa ama itemedim bile çocuğu. Kendi güçsüzlüğüm değil kesinlikle, onun o hayvanlığı. Ama nasıl hayvanlık o ya, aşığım aşık."

"Yine mi şıpsevdiğilin tuttu Felix?" Jisung ayılmış. Keşke hep bayılsan. Salak.

"Sus sen. Senin aksine bazıları sevdiği için her şeyi yapıyor."

"Ben en azından gördüğüm herkese yükselmiyorum."

"Sen de en olmadık kişiye yükseliyorsun zaten. Az önce ağl-"

"Tamam kes sesini! Ne yaparsan yap karışmam ben!"

Zaferle sırıttım. O çocuk benimdi. Bundan sonra bu düğün salonunun VIP ziyaretçisiyim. Var mı arttıran?

Sakın arttırmayın yolarım saçlarınızı.

Saygılarımla :)

_______

Bölüm sonu

NFKZMFLSMFODMOFMSLFKDLFM

FELIX ANNEM SENİ BÖYLE YAPTIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM BEBEĞİM GKDLMFLSMFLSMFKDMFDMFK

FELIX ANNEM SENİ BÖYLE YAPTIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM BEBEĞİM GKDLMFLSMFLSMFKDMFDMFK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
just taste my cakes and you're in love, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin