Üçüncü gündü ve ben kararımı değiştirmiştim. Bir süreliğine erteleyecektim gidişimi. Sadece.. onu çözmek istiyordum, merak ediyordum bazı şeyleri. Ayrıca yanında farklı hissediyordum, kayıp bir parçamı bulmuş gibi. Sanırım ona bağlanıyordum, yanımdaki varlığı bana güç veriyordu savaşmak için.
Aynı banka oturdum, aynı şekilde izlemeye başladım önümdeki krallığı. Çocuklar için cennetti belki burası, şu ansa bize cehennem. Sahi, çocuklar ne kadar saf ve masum varlıkardı. Çoğu hayatın acı tarafıyla daha yüzleşmemişti.
"Artık şaşırmıyorum," dedi yanıma geçerken. "Hatta bugün beş dakika geç geldin, gözlerim seni aradı diyebilirim."
Beni de orada öldürmek için mi?
Verecek cevap bulamadım ve sessiz kalmayı tercih ettim.
"Bazen keşke doğmasaydım diyorum," diye mırıldandım, duyduğuna emindim. "Her şeyden öyle nefret ediyor, öyle tiksiniyorum ki... Bazen de iyi ki yaşıyorum diyorum, iyi ki buradayım ve bunlar benim başıma geliyor. Bu ne, tutarsızlık mı yoksa nankörlük mü?"
"Varoluşsal sancılar... İnsanı derinden sarsar. Ben de keşke var olmamış, bu sayede onu hiç tanımamış olsaydım diyorum; o zaman her şey daha kolay olurdu."
"Kız meselesi, ha," dedim başımı ona çevirerek, o da bana baktı ve bir yıldız daha öldü. "Başın sağ olsun."
"Öldüğünü söylemedim," dedi kaşları çatılırken.
"Belki o da gider bu alemden," dedim omzumu silkerken.
Bu yükün altında kalamayacağımı hissettim, bu tür konularda artık çok hassastım ve her an gözyaşlarımı serbest bırakabilirdim ki bunu ne kadar istesem de yapamıyordum bazen.
"Ben.. özür dilerim," dedim ve ayağa kaktım. Gitmek için birkaç adım attığımda cümlesi beni durdurdu, her seferinde fiziksel değil de duygusal bir temas beni burada tutuyordu.
"Sen de kaçıyorsun, değil mi? Bir de benim tüm hayatımı böyle yaşadığımı düşün, ben neler çekiyorum birinizin haberi yok! Sen gideceksin belki ve ben yine böyle devam edeceğim! Hepiniz bencil insanların tekisiniz!"
Geri dönmek istedim ve döndüm. Yeniden oturdum ve deli cesaretiyle avuçlarımı yanaklarına bastırıp yıldızlara baktım.
"Buradayım, gitmeyeceğim." Kim olduğunu anlamıştım; ruhumu açtığım, kullanıp giden kişi karşımdaydı. "Ama bana neden bunu yaptığını söyle! Neden beni iyileştirmek isterken bir anda vazgeçtin? Neden böyle yaptın, neden neden neden?!"
"Söyleyemem." Sesi kararlı ama hüzünlü çıkmıştı. Yarım yamalak gülümsedi. "Beni unutman gerekiyordu, beklemen değil!"
"Son kez söylüyorum, nedenini söyle ve yeniden elini tutayım!"
"Hayır," dediğinde ayağa kalktım ve hızla yürümeye başladım.
"Bir daha," diye bağırdım arkamı dönmeden. "Bir daha seni beklemeyeceğim, rahat et! Çünkü ölmüş olacağım! Ben, çok sevdiğin o ruhuma kıyacağım!"
![](https://img.wattpad.com/cover/236670050-288-k44326.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gözlerinde saklardı yıldızları
Storie brevigözlerinde saklardı yıldızları, karanlık çökmeden fark edemezdim.