İlk iş günü için heyecanlı olan Tzuyu arabadan indi ve terli elini üzerindeki ince ceketine sildi.
Önündeki yan yana olan bahçeli evlerden en baştakinin önüne geçti ve sakinleşmek için derin nefes aldı.
"Her şey iyi geçecek. Hata yapmayacağım. Benden başka aday bile yok."
Kendini sakin hissettikten sonra zile bastı ve kısa süre sonra kapı açıldı.
"Hoşgeldin! Gel içeri lütfen.",diye onu karşılayan Mingyu'ya nazikçe gülümsedi Tzuyu.
İçeri girdiğinde direk beyaz renk ağırlıklı bir oturma salonu karşıladı Tzuyu'yi.
"Sen otur ben kahve yapayım."
Mingyu'nun dediğini yaparak Tzuyu koltuğa oturdu ve beklemeye başladı.
Ne yapması gerektiği hakkında fikir üretmeye çalışırken kendini rahatsız hissediyordu.
Kısa süre sonra elinde büyük 2 kupayla gelen Mingyu birini Tzuyu'ye uzattı.
Tzuyu'nin etrafa attığı endişe dolu bakışları fark eden Mingyu, "Kendini rahatsız hissetme lütfen.",dedi.
Tzuyu onun bu nazik tavırlarına gülümsedi ve kendini daha rahatlamış hissetmeye başladı. Korktuğu başına gelmemiş, Mingyu ona sert davranmamıştı. Kendini rahat hissetmesine sebep olan bu davranışlar üzerine Mingyu'ya baktı ve onun konuşmaya başlamasıyla pür dikkat onu dinledi.
"Öncelikle en önemli konu ikisinin de anne ve baba kelimelerini duyduklarında ağlamaya başlamaları ve bu gerçekten normal bir çocuk ağlaması şeklinde değil. Bir diğer konu her gün en az 20'şer soru çözmeleri. Biliyorsun eğitim ilkokulda başlar ve temelde insanlığa dair konular içerir. Onun haricinde en sevdikleri yiyecek noodle. Eğer olur da sana kırılırlarsa kesinlikle onlara noodle yapmalısın."
Tzuyu bu denilenleri not almaya başlamıştı. Mingyu'nun durduğunu fark edince hafifçe başını kaldırdı.
"Kaçta uyandırayım ve kaçta uyutayım? Yani uyku saatleri kaç?"
Mingyu bunun önemli olmadığını düşünerek başını olumsuzca salladı. "Ne zaman uykuları gelirse o zaman uyurlar. Bunun bir öneminin olduğunu düşünmüyorum."
Tzuyu şaşkınlıkla baktı ona. "Yalnız çocukların gelişimi açısından uyku saatleri önemlidir. Ayrıca belirli saatlerde salgılanan büyüme hormonları için uyumaları gereken belirli saatler vardır."
Mingyu bunun üzerine şoka uğramış şekilde baktı ona.
"Bunu hiç bilmiyordum! İlk defa duyuyorum!"
Mingyu kendini kötü hissetmişti. Yeğenlerine iyi bakamadığını düşünmüş ve bu onun kendini çok kötü hissetmesine neden olmuştu.
O sırada başını karşıya çeviren Tzuyu merdivenlerden yavaş yavaş inen küçük çocuk ile gülümsedi.
"Uyanmış biri."
Mingyu ona ilk başta anlamazca bakarken yeğeni Jisu'yu görünce o da gülümsemişti.
Ona doğru koşup onu kucağına aldı. Uykudan yeni kalkmış olan Jisu, karşısındaki genç kıza şaşkınlıkla baktı.
"Bu kim?",diye fısıldadı amcasının kulağına.
Amcası onun tombul yanaklarına sulu öpücükler bırakırken o da onun gibi fısıldayarak cevap verdi.
"O Tzuyu ablan. Benim olmadığım zamanlarda artık o sizinle ilgilenecek."
Tzuyu de oturduğu yerden kalkıp Jisu'nun yanına gitti.
"Merhaba, ben Tzuyu."
Jisu yakından gördüğü onun güzel yüzüne şaşkınlıkla gülümsedi.
Çocuk ağzıyla konuştu. "Ben de Jisu! Oyun oynayalım mı?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
