Tzuyu bugün hem okulu hem de işi olmadığından evdeydi. Aynı gün annesinin de izinli olduğu güne denk gelmişti.
Kendileri özenle kurdukları balkonda kahvelerini yudumlarken annesi kızına büyük bir şefkatle baktı.
"Gittikçe bana benziyorsun hem karakter olarak hem tip olarak."
Tzuyu annesinin lafıyla ona dönerken o da gülümsedi.
"Babama da benziyor muyum?"
Annesinin gözleri hafif hüzünle bakmaya başlarken başını onaylarca salladı.
"Benziyorsun."Tzuyu henüz 10 yaşındayken kaybettiği babasının suratını anımsadı. Kızına sevgiyle bakan babasını...
Kızı da herkesin aksine ilk önce 'anne' değil, 'baba' demiş.
"Keşke o gemiye binmeseydi, keşke o gemide kaptanlık yapmasaydı."
Annesinin ağlamaklı sesiyle söyledikleri üzerine Tzuyu'nin de gözleri dolmuştu.
"Sana anlatmış mıydım bilmiyorum ama anne bakıcılığını yaptığım ikiz kızlar hem annesini hem de babasını kaybetmiş."
Annesi şaşkınlık ile kızına dönüp dolu gözleriyle bakarken Tzuyu gülümseyerek devam etti.
"Ben yine de mutluyum. En azından annem var hem de muhteşem bir anne."
Annesi de gülümseyip ona sarıldı.
"Günümüzdeki bazı ebeveynler sorf işleri için çocuklarını 1 sene boyunca bakıcıya emanet ediyorlarmış. Örneğin üniversiteden arkadaşım Chaeyong'un annesi öyleymiş. Onun da küçük iki tane kız kardeşi var üstelik. Chaeyeon ve Chaeryeong."
Annesi kaşlarını çattı.
"Emin misin? 1 sene boyunca nasıl uzak kalsın?""Kalıyor anne. Bazı babalarda babalık, bazı annelerde de annelik duygusu kalmamış. Bazı çocuklar da var sebepsizce onları seven ailelerine düşman kesiliyorlar. Annesi 'koşma düşeceksin' dediğinde onun özgürlüğüne karışmış oluyormuş sözde..."
Annesi Bayan Chou kızının saçlarına öpücükler kondururken zil çalmıştı.
Tzuyu kapıya bakarken kapıda Mingyu'yu görmeyi beklemiyordu.
Mingyu çekingen bir tavırla gülümsedi.
"Haber vermediğim için üzgünüm gerçekten ancak kızlar seni gerçekten özlemişler ve kalktıklarından beri seni istiyorlar. Ben de hem annen ile tanışıp eğer içinde bir endişe varsa onu gidermiş olurum diye düşündüm hem de en azından kısa bir süreliğine gelmeni isterim."
Tzuyu şaşkınlığını bir kenara bırakıp kapıyı daha çok açtı ve misafirperver tavrıyla "Lütfen içeri geç öyle konuşalım.",dedi.
Tzuyu evini biliyor muydu diye düşünürken aklına onu bir kere buradan eve götürdüğünü hatırladı. Mingyu içeri girdiğinde Tzuyu'nin annesi de onu karşılamaya gelmişti.
Tzuyu balkona baktığında annesiyle Mingyu'nun birbirleriyle sohbet etmeye başlamış olduğunu görünce gülümseyip kahve yapmaya koyuldu.
Mingyu'nun ve annesinin şekerli kahve içtiğini fark etmiş ve gülümsemişti.
Kahvesinin pişmesini beklerken telefonunun ön kamerasını açtı ve suratına baktı. Dudağını ısırıp acaba güzel miyim diye düşünmeye başladı.
Saçını ev topuzu yaptı. Bu modelin ona daha çok yakıştığını düşünüyordu.
Kahveleri hazır olduğunda bardakları tepsiye koyup balkona geçti.
Mingyu teşekkür ederken annesi Tzuyu'ye yanına oturması için elini yanındaki sandalyeye vurdu. Tzuyu annesinin dediğini yaparak Mingyu'nun değil annesinin yanındaki kısma oturdu.
"Anlayacağınız efendim kızınızın eğitimine engel olmayacak şekilde çalışmasını istiyorum ben de ve bu yüzden okulu olduğunda çalışmıyor."
Annesi aldığı cevaptan memnun bir şekilde Mingyu'ya baktı.
"O hâlde kızıma nazik davrandığınız için teşekkürler ve umarım yeğenleriniz de daha iyi olur."
Mingyu gülümseyip sustuğunda Tzuyu konuştu.
"E kızlar beni özlemiş öyle demiştiniz. Kahvelerimizi bitirdiğimiz gibi gidelim olur mu? Ben de çok özledim onları."Mingyu kahvesinden büyük bir yudum aldı ve Tzuyu'yi başıyla onayladı.
Mingyu ve Tzuyu birbirine bakıp gülümserken Tzuyu'nin annesi heyecanla konuştu.
"Ben de sizinle gelsem olur mu? Merak ediyorum çocukları."Mingyu ve Tzuyu başta birbirlerine şaşkınlıkla bakmış ardından Mingyu gülümseyerek "Olur tabii ki. Gelmemeniz için sebep yok.",dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twins💢tzuyu + mingyu ✔
FanfictionYeğenleri için bakıcı arayan Mingyu ile aynı zamanda Tzuyu üniversitesi için para biriktirmek istiyordu. 2020 | duestrade© 「@riestars」