0.3

1.5K 204 129
                                    

Ağağağağağ!

Ablaağğğ!

Yeteer, sen benim can sağlığımı düşünmüyon muu?!

Hahahağah!, durr!

İki saattir ablamın beni gıdıklamasından nefes alamaz haldeydim. Ölüyordum gülmekten yav!

Ablam sonunda beni bırakıp önüne döndü. Beni öldüresiye gıdıklamasının nedeni ise onunla kurban paylarını dağıtmaya gelmemi istemesiydi. Aslında bu işi daha kolay yoldan, doğrudan anneme söyleyerek de halledebilirdi ama o beni eğlendirmeyi seçmişti.

Sonunda kazanan o olmuştu ve ben şuan hazırlanıyordum. Başıma sütlü kahve şalımı taktım ve küçük, şu sıralar moda olan o deri adidas minik omuz çantamı alıp odadan çıktım. Koridorda bir taraftan yürüyor, bir taraftan da salonda beni bekleyen ablama sesleniyordum. Kapıya geldiğimde ayağıma beyaz Converse'lerimi giyip kapının dışına çıktım.

Ablam'da askılıktan çantasını aldı, ayakkabılarını giydi ve çıktı. Merdivenlerden inerken ablama sordum,

"Gideceğimiz yer uzak mı, ve nerede?'"

"Yani işte, gibi gibi. Esenler'de."

Ofladım ve binanın demir kapısını açtım. Yandaki dükkandan Ayşenur bana baktı ve gülümsedi. Bende ona karşılık verdim.

Babası yan dükkanımızda çay ocağı işletiyordu. O da her gün babasının yanına gelip arkadaşlarıyla bisiklet falan sürüyordu. Her çocuk gibi işte, sıradan.

Ablamın bana seslenmesiyle gerçek hayata hızlı bir dönüş yaptım. Ama ablam peşinden atlı kovalar gibi yürüyordu. Bu ne hız yiğidim?!

"Ya nereye koşuyon sen?, az dur beni bekle!"

"Sende kağnı arabası gibi iki adımı iki saatte atıyon. Kaplumbağalara taş çıkartırsın."

"Aman be!"

Biliyorum, çok güzel anlaşıyoruz.

Adımlarımı çok çok azıcık ona inadına hızlandırdım ve yürümeye devam ettim.

💈💈💈💈💈💈💈💈💈

"Yav bir dur artık!"

Ayh, ayh öldüm bacılarım! Ayak denen şey artık bende yok, ablam denen canlı bitirdi ayaklarımı!

Arkadan bağıran eskici ise işin cabasıydı.

"Eeskiiğciiğğğ"

"Amca sağır değiliz Allah'a şükür."

Ben kendi kendime söylenirken ablam bana seslendi.

"Mihri gel."

Emret efendim!

Sonunda gelmiş olmanın mutluluğuyla binadan içeri girdim. Apartman bayağı eskiydi. Olası bir depremde kimsenin can güvenliği yoktu.

Ben içten içe halimize şükrederken, burada yaşayanlara da Allah'tan yardım etmesi için dua ediyordum.

Ablamın yukarı çıktığını fark ettiğimde bende peşinden çıkmaya başladım. O sırada arkamızdan yine demir kapı açılınca kafamı o yöne doğru çevirdim. Benim yaşlarımda bir çocuk ve babası olduğunu düşündüğüm bir adam içeri girdi. Çocuğu biraz incelediğimde burada yaşamadığı çok belli oluyordu. Fazla baktığımı düşünüp, önüme döndüm.

Onlarda biraz arkamızdan yukarı doğru çıkmaya başladı. Biz ilk katta durarken, onlar yukarı doğru çıkmaya devam etti. Ablam kapıyı çaldı ve bir kaç saniye sonra kapı aralandı. Kadın bizi gördüğü gibi ağzı kocaman oldu. (Gülümsedi dndjfkfk) ederken taraftan ayakkabılarımı çıkarıyor, bir taraftan da yukarıda konuşulanlara kulak vermeye çalışıyordum. E ne yapayım merak işte!

"Aaa, hoşgeldiniz Adnan bey. Buyrun içeri geçin."

"Yok hiç girmeyelim biz, acelemiz var."

"Hım, peki o zaman. Bir dahakine bekliyorum ama."

"Tabii sözümüz olsun."

Birkaç hışırtı çıktı ve;

"Buyrun, bu da sizin hakkınız."

"Çok teşekkür ederiz Adnan bey, hakkınızı nasıl öderiz!"

"Önemli değiil, bayram hepimize bayram olsun..."

Daha fazlasını dinleyemeden içeri girdik.

"Esselamu Aleyküüm, nasılsın Aydan abla?"

"İyiyim yavrum, sizi sormalı? Nasıl geçiyor karantina?"

"Öyle işte, sıkıcı."

Ve devamı...

🌍🌍🌍🌎🌎🌎🌏🌏🌏

Yarım saat süren sohbetin ardından evden çıkmış, yürüyorduk.

"Abla, kadının kaç tane çocuğu var?

"3 tane, okuyor hepsi ama kocası öldüğü için onları okutmakta zorlanıyor."

"Hımm, Allah kolaylık versin ne diyeyim."

"Amin..."

Bir 20 dakika daha yürüyüp eve varmıştık. Anneme selam verip odama yorgunlukla süründüm. Odama girdiğim gibi ışık hızıyla başörtümü çıkardım ve yatağa uzandım. Bir 5 dakika sonra kendimi uykunun kollarına bırakmıştım bile...


Bölüm sonuğğ

Naberr

Oylar verildiysee

Hadi Allah'a emanet okurcanlaar💚✌️



🥥 imanlıgörllerkazanacak 🥥

Karşim Günah ☢ %15 TextıngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin