We Are Not Married ° Ls

8/10

Zayn'in davet etmesi üzerine Harry, oturdukları masada Louis'nin yanına geçti. Ama Louis onunla hala ilgilenmemekte ısrar ediyor ve öbür tarafa doğru eğilerek Zayn ile konuşuyordu. Zayn'in dediğine göre, Louis Harry ile konuşurken Liam, Zayn'in tezgahta duran telefonunu almış, numarasını yazmış ve yüzünde bir sırıtma ile Zayn'e geri uzatmıştı. Louis, 'En azından birimizin gecesi güzel geçiyor.' diye düşündü. 

Niall elinde tepsiyle geldiğinde Louis dudaklarını birbirine bastırdı. Sorun şu ki Louis içki içmeye korkuyordu. Bir bardak içse kesinlikle gerisi gelirdi ve yanında Harry varken bu hiç iyi bir seçenek değildi.

"Neden benden kaçıyormuşsun gibi hissediyorum?" Harry aniden sessizce konuşunca Louis dakikalardır elinde çevirdiği shot bardağını masaya bıraktı ve bir nefes verdi.

"Bilmiyorum Harry, seni daha sadece birkaç gündür tanıyorum ama aynı zamanda neler yaşandığını bilmediğim bir geçmişimizin var oluşu beni korkutuyor. Sen etrafımdayken geriliyorum."

"Ama o gün sana hiçbir şeyi zorla yaptırmadım. Rahibi sende duydun değil mi? İkimiz evlenmeyi kabul ettik. Bir kere benden en azından hoşlandın, neden şimdi denemeyi bile reddediyorsun?"

"Sana biraz önce sebebini söyledim Harry." sıkıntıyla başını oturdukları koltuğun arkasına atıp gözlerini yavaşça kapattı, Harry'nin ipucunu alıp konuşmayı bitirmesini umuyordu.

"Peki ya sana kanıtlarsam?" Harry loş renkli ışıklar altında onun başını arkaya atmasıyla ortaya çıkan boynunu ve yanaklarına zarifçe düşen kirpiklerini izlerken tekrar şansını denedi.

"Neyi?" diye mırıldandı Louis.

"İzin verirsen ne kadar uyumlu olabileceğimizi. Bunu görebiliyorum, sen benim istediğim kişisin." Waow Harry, ilanı aşk edecek şimdiyi mi buldun? Hey, tam sayılmazdı ama olsun.

"İyi." Louis sırf konuşma bitsin diye onayladıktan sonra Harry'nin tepkisini görmek için gözlerini açmadı. Harry'i istediğini biliyordu ve önündeki tek engel düşünceleriyken içki içmek sadece düşünceleri yok etmeye yarardı. Hayır, Louis bu gece içmese de olurdu. İçmeyecekti.

-

Louis kör kütük sarhoştu. Ve her sarhoş olduğunda yaptığı gibi yapışkanlaşmıştı. Harry'nin koluna sarılmış onun söylediği her şeye gülüyordu. Harry ise Louis'nin sarhoş olduğunun farkındaydı. Louis, Zayn'e uyup art arda içmeye başladığında kendisi içmeyi bırakmıştı, ikisi aynı ortamdalarken bir daha aynı hataya düşmek istemiyordu, her ana şahit olmak istiyordu.

Gözünü Louis'den ayırıp masaya çevirdiğinde Liam'ın masaya birkaç bardak koyduğunu gördü. "Liam? Ne zamandır masalara içecek götürüyorsun?"

Liam omuz silkti. "Masanızda ilgimi çeken birileri olduğundan beri."

Zayn sırıttığında Louis kafasını kaldırarak Harry'e baktı. "Harry?" Harry kendisine dönünce devam etti. "Sanırım arkadaşın, Zayn'e abayı yakmış."

"Fark ettim"

Liam, Harry'de ve kolunda gözlerini gezdirdikten sonra Zayn'e doğru konuştu. "Birazdan mesaim bitiyor. Yine de o zamana kadar uğrarsan bardayım." Göz kırpıp arkasına döndüğünde Zayn hızla ayağa kalkıp önüne geçti ve onu öptü. Liam ona karşılık verip elini beline yerleştirince Harry başını çevirdi.

"Yeter, kendinize bir oda bulun" Harry sinirle konuşunca Liam Zayn'i bir kere daha öptükten sonra dönüp elini masaya koyarak Harry'e eğildi.

"Kıskanıyor musun Harold? 'Eşin' sana vermiyor mu?"

"Veriyorum! Ve bu seni ilgilendirmez. Gidip arkadaşımın dilini emmeye devam et." Louis bir anda sahiplenme duygusuyla atlayıp konuştuğunda Liam yüzünde bilmiş yandan bir sırıtmayla döndü ve uzaklaştı. Harry o gidince Louis'ye döndü.

"Hayır vermiyorsun." Louis gözlerini kısıp baktıktan sonra bir anda Harry'i öptü. Harry bunu beklemezken Louis'nin bir de kucağına çıkmasıyla kalbi teklemiş gibiydi. Nefes almak için ayrıldıklarında Louis tekrar gözlerine baktı. "Bunu daha önceden yapmak istemediğime inanamıyorum."

Harry gülümsedi fakat gülümsemesi gözlerine ulaşmadı. "Bu söylediğini veya bunları hatırlamayacaksın." ve onu kucağından indirdi. "Sabah eskiye döneceğiz."

"Hayır hatırlayacağım."

"Hayır, yine-"

Louis onu tekrar öptü. "O zaman hatırlamamı sağla."

Harry birkaç saniye Louis'nin mavilerine daldı. "Evet, evet bunu yapacağım"

İlerleyen dakikalarda Harry zor zamanlar geçiriyordu. Louis her sarhoş olduğunda şimdiki gibi yapışkan hale geliyorsa.. Harry onun ne kadar sıklıkla sarhoş olduğunu bilmek bile istemiyordu

"Harry?"

"Efendim Lou?"

"Bana nasıl evlenme teklifi ettin?"

"Hatırlamıyorum."

"Nasıl hatırlamazsın?"

"Hani o gün olanları hatırlamıyoruz ya."

"Rezillik." Harry onun ciddiyetle kafasını sallamasına güldü. 

-

"Fotoğraf çekmenin işine yarayacağına emin misin?" Harry içecek almak üzere bara gittiğinde Liam'a planından bahsetmişti.

"Umuyorum?"

"Pekala yaparım, bu arada az önce bir işe yaradım sanırım, ha?" Liam grubun geri kalanın oturduğu tarafa doğru elini salladı.

"Evet beni öptü. Böyle bir kışkırtmaya geleceğini düşünmemiştim." Harry gülümseyerek omzunun üstünden masada heyecanla Niall'a bir şeyler anlatan Louis'ye baktı.

"Düşünmemiş miydin? Dostum, Louis'nin fikrinin kolay değiştirilebilecek birisi olduğu 50 metre öteden bile belli oluyor. Özellikle sarhoşken dikkatli ol."

"Liam, tabi ki onu bırakmayacağım ama şu anda sarhoş. Ne yapmamı bekliyorsun?"

Liam omuz silkerken Harry'nin arkasına gözü kayınca yüzünde bir sırıtma oluştu. Harry arkadan boynuna dolanan kolları hissettiğinde Liam çoktan ilk fotoğraf karesini almıştı bile. Harry, Louis'yi boynuna sarılı kolundan çekerek oturduğu oturakta kucağına düşürdü.

"Bakıyorum da benimle olma konusunda fikrini değiştirdiğin canım eşim?" Louis gülümsedi.

"Hiçbir zaman senden hoşlanmadığımı söylemedim."

Bu sefer gülümseme sırası Harry'de idi. "Yani benden hoşlanıyorsun?" Louis cevap vermek yerine bacaklarını kenarlardan sarkıtıp kollarını tekrar Harry'nin boynuna sardı.

"Bilmem, hoşlanıyor-değil-değilim."

Harry cümlenin absürdlüğüne gülerken Liam gözlerini devirdi, "Benim işim bitti." ikisinin gözleri Liam'a çevrildi. "Masaya gideceğim, gelirsiniz." Durakladı, "işiniz bitince."