"Ee şu barmenle ne zaman tanışıyorsun?"
"Hafta sonu birlikte gidelim diyorum, hem uzun zamandır gece birlikte takılmıyorduk. Baksana görmeyeli evlenmişsin. Yarın da eve çocuklara hediyesiyle gelmem gerek sanırım, anca yetişirim." Zayn kahkaha attığında Louis ona bir bakış attı.
"Bende hiç iki çocuk babası tipi görüyor musun sen? Yeter ya iyi ki bir evlendim, sabahtan beri her şekilde dalga geçtin."
"Haklısın aslında, üzgünüm," Zayn'in yüzünde yapmacık bir anlayış belirdi. "fazla olağan, ben her gün evlenirim."
Louis gözlerini devirdi.
"Akşam ne giymeliyim ve neden böyle saçma bir konuda endişeleniyorum. Evlilik insanı gerçekten etkiliyor Zayn."
"Bence seni etkileyen evlilik değilde evlendiğin ama sen bilirsin. Lottie'ye sorsana ne giyeceğini, o anlamıyor muydu böyle şeylerden?"
"Asla olmaz. Eğer Harry senin dediğin gibi bilindik birisi ise o kesinlikle tanıyordur. Hatta ne var biliyor musun? Kocamı benden daha iyi bildiğine eminim. Nefes alan her canlıya fangirllik yapma özelliği var onda."
"Kocanı?"
"Lafın gelişi dedim sil şu sırıtmayı yüzünden"
"Peki"
Bu silmiş hali miydi şimdi? "Zayn!"
Akşam hazırlanırken bir yandan da içinden kendine heyecanlandığı için lanet ediyordu çünkü Harry ile randevuya gidiyor gibi hissediyordu. Harry neden onu almayı teklif etmişti ki sanki?
Saçını yapmayı bitirince aşağı indi.
Çok fazla şey kısa sürede oluyordu. Ve olayların asıl noktası, o nelerin yaşandığı hakkında hiçbir fikri olmadığı o gece vardı tabii. Yatmışlar mıydı acaba? Yani iş evliliğe kadar gittiğine göre alası olmuştu. Aman Tanrım kesinlikle yatmışlardı. Ve Louis sarhoş halini biliyordu. Kesinlikle kendisini bar tuvaletinde becerttirmişti.
Louis kafasını bu görüntülerden temizlemeye çalışırken kapı çalınca yerinden hızla kalkıp kapıya gitti. Açtığındaysa ağzı açık kalmış olabilirdi çünkü Harry gerçekten olağanüstü görünüyordu. Deri ceket gerçekten de çok yakışmıştı.
"Selam, hazır mısın?" Harry gülümsediğinde Louis hızla kendine geldi.
"Evet," dedi anahtarlarını cebine atarken, "evet hadi gidelim."
Eve ulaşıp içeri alındıklarında Harry elini Louis'nin beline nazikçe yerleştirerek onu ailesi ile tanıştırmak üzere salona yönlendirdi. Louis kendisini kesinlikle çok tuhaf hissediyordu.
Anne –kendisine böyle seslenmesini istemişti – ne kadar tatlı birisi olsa da Bay Styles'ın yüzündeki ifade Louis'de ayakkabısını ve her şeyini burada bırakıp sokağa fırlama isteğine sebep oluyordu. Aslında hazır onlar masaya yönelmişken neden yapmıyordu ki? Arkasına döndüğü anda kolunda Harry'nin elini hissetti.
"Ne yapıyorsun?" Harry fısıldayınca Louis sızlandı.
"Gidiyorum." Harry'nin yüzündeki ifade, koşma isteğini güçlendirdi. "Babanın yüzündeki ifadeyi görmedin mi?"
"Louis.. lütfen.." ah bu çok haksızlıktı çünkü şimdiki ifadesi bir öncekinin tam tersi bir şekilde bu eve yerleşme isteği oluşturuyordu.
Masaya oturup ana yemeklerini yemeye başladıklarında Bay Styles boğazını temizledi.
"Ee Louis, bize kendinden bahset bakalım. Sen kimsin, ne iş yapıyorsun, ailen?" Sorusunu bitirdiğinde bardağını eline aldı.
Harry babasına ters ters babasına bakıyor olsada Des onu görmezden geldi. Sanırım bu Louis'nin konuşması gerektiği anlamına geliyordu. Ve soru adamın ses tonundan da anlaşıldığı üzere pasifte olsa gayet agresifti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Are Not Married ° Ls
Fanfiction+Evlilik başvurusu için isimlerinize ihtiyacım olacak -Harry Styles -Emma Carlson +Üzgünüm yasalar gereği, evli olduğunuz takdirde ikinci bir evlilik yapamazsınız Bay Styles. -Nasıl yani? Ben evli değilim? +Bunu bence ..Louis Tomlinson'a bir sormalı...