4/10

1.1K 137 70
                                    


"Boşanmasak?"

"Daha doğrusu bir süreliğine daha boşanmasak?"

Louis kaşlarını çattı, Harry'nin bu konuda sabırsızlandığını düşünmüştü.

"Nasıl yani?" kaşları havalandı.

"Emma ile evlenmeyi gerçekten istemiyorum. Bazen onunla aynı ortamda bulunmaya bile dayanamazken bunun resmiyete dökülmesi fikri bana katlanılmaz geliyor."

Louis bu itirafla ne yapacağını bilemedi.

"Seninle en azından anlaşabiliyorum ha?" Harry umutlu gözlerle başını yana eğdi.

Louis'nin beynine rahibin anlattıkları dolduğunda Harry'nin gerçekten evlendikleri zamandan mı bahsettiğini anlamak için gözlerini kıstı.

"Yani demek istediğim asansörde baya eğlendik değil mi?"

Louis derin bir nefes aldı. Olayı büyüten ve her cümlede ima arayan sadece kendisiydi. Kafasını eğip biraz düşünmeye çalıştı. Kaç aydır farkında olmadan evli yaşamıştı. Bir iyilik için biraz daha kalsa bir şey olmazdı sanırım. Hem, kocası da pek fena değildi ha? Eh, kaybedecek bir şeyi olmadığından başını salladı.

"Um, şimdi şöyle," Harry sağ elini boynuna attı. "Bir takım sebeplerden dolayı babam bu evliliğin," duraksadı," yani Emma ile olan, pff," güldü. "evliliğin gerçekleşmesini istiyor, ben.. babamaboşanmakonusundaseninsıkıntıçıkardığınısöylesemsorunolurmu?"

Harry hepsini bir çırpıda söyleyince Louis'nin şokla ağzı açık kalmış, sonra da sinirlenerek "Harry!" diye bağırdı. Zaten ne olduğunu hiç anlayamadığı bir takım olayların ortasına düşmüştü, bir de üstüne suç mu alacaktı? Bu arada bu çocuk zorla mı evlendiriliyordu? 2020 yılında?

"Söz veriyorum sen hiç dahil olmayacaksın. Sadece oyalamak için.. Lütfen.."

Eh, ne yaparsınız, Louis'nin bu şirin gamzeli kıvırcığın isteklerine karşı itiraz gücü sanki bir takım üst güçler tarafından alınmış gibiydi. Bu istek bir boşanmayı ertelemek gibi önemli bir konu da olsa, kendisini eve bırakmasına izin vermek gibi basit bir şey olsa da. Burada bir adam isteği dışında evlendiriliyor tanrı aşkına, Louis yardım etmek zorundaydı. –kaç yılında yaşıyoruz bu arada, beşik kertmeleri falan da var mı hala?-

Louis en sonunda sessizce "İyi madem.." gibi bir şeyler mırıldanınca Harry'nin yüzünde minnettar bir gülümseme oluşmuş ve arabaya binmişlerdi.

Uzun süre ikiside konuşmadı.

"Bende hatırlayamam." Harry'nin sesi arabadaki sessizliği bozdu.

"Efendim?"

"Yani sarhoşken diyorum, sarhoşken yaptığım şeyleri sonrasında hatırlayamam."

"Ben babama kızgındım, sen neden o kadar içtin? " Louis istemeden güldü. "Kafayı bulup rastgele birisiyle evlenecek kadar?" rastgele dedikten sonra aklına rahibin birbiriniz için yaratılmışsınız deyişi geldiğinde gülmeyi kesti ve gözlerini kaçırdı.

"Bu evliliğin, Emma ile olan yani, gerçekleşmesi gerektiği konusunda bilgilendirildim. Bunu istemediğimi söyleyip kavga ederek etrafı biraz dağıttım. Sonrasında sinirle çıkıp bara gittiğimi hatırlıyorum. Gerisi yok"

"Wow. Sizin bu mesele baya.." doğru ve zararsız bir kelime aradı. "Tuhaf huh?"

"Sanırım.." Harry sessizce dışarıya baktı. "Bir ara anlatırım. Şu anda bahsetmek bile istemiyorum."

Bu cevap üzerine Louis üstelemedi.

Harry tereddütle elini arama tuşuna götürürken sonra son bir onay için Louis'ye baktı. Louis gülümseyerek kafasını salladığında Harry tuşa bastı ve beklemeye başladı. Telefon bir süre çaldıktan sonra Bay Styles'ın sesi duyuldu.

"Efendim?"

"Merhaba baba. Ne yapıyorsun? " Gerginlikle parmakları alt dudağını taciz etmeye başlayınca Louis ses çıkartmadan uzanıp parmaklarını çekti.

"Senden gelecek mutlu haberleri bekliyorum." Sesi buz gibiydi, sanki kötü bir haber vermeye cesaret bile etme der gibi.

"Umm şey.. Baba, boşanma işinde Louis biraz sorun çıkarttığı için işler aksadı." Harry anlaştıkları cümleyi söylerken Louis'ye baktı.

"Ne demek sorun çıkarttı? Öyle bir şey olamaz. Ya kendin hallediyorsun Harry ya da ben kendi yolumla hallederim. Hatta ne var biliyor musun? Louis denen herifi yarın akşam çağır ben ikna ederim. Güzel bir 'yemek' yeriz."

"Ama baba-" Harry sanki babası karşısındaymış gibi sinirle elini havaya kaldırdı.

"Akşam görüşürüz Harry."

Harry yavaşça telefonu kulağından indirirken Louis konuşmanın sonucunu duymayı bekliyordu.

"Babam seni yarın akşam yemeğine çağırıyor." Harry mırıldanırcasına konuştu.

"Ne?!"

"Seni ikna edecekmiş, yemeğe çağırıyor."

"Harry!" Louis –bir kez daha- şaşkınlıkla bağırdı. "Onunla yüz yüze gelmek zorunda kalmayacağımı söylemiştin. Ne diyeceğim ki ben babana?" tamam yardım edeceğini söylemişti falan ama.. Of bu iş adamları hep böyle pislik olmak zorunda mıydı?

Harry ellerini yüzüne götürdükten bir süre sonra nefesini dışarı vererek Louis'ye döndü.

"Endişelenme sana daha fazla zorluk çıkarmayacağım. Artık pes ediyorum. Ne dersem diyeyim, ne yaparsam yapayım vazgeçmeyecek. Yemeğe gel benle, babam ne derse desin ikna olmuş gibi yaparsın, vakit geçirmiş oluruz sonra özgürsün olur mu?"

Louis ona kararsız gözlerle bakarken o cevap beklemeden arabayı çalıştırdı. "Seni evine bırakayım."

Harry evden bahsedince Louis'nin aklına hiç kimsenin haberi olmadığı geldi. Sanki günlerdir eve gitmemiş gibi hissediyordu. Bir günde çok şey olmuştu. Ve artık evliydi. Harry'e cevap olarak kafasını salladı.

"Umm yemek için nasıl bir şeyler giymeliyim?"

Harry bu cevap üzerine kabul ettiğini anlayınca heyecanla elini salladı. "Rahat ettiğin gibi giyin. Önemli değil. Her şekilde iyi duracağına eminim."

Louis iltifat üzerine gülümsemesini engellemek için dudağını ısırdığında Harry'nin gözlerinin oraya kaymaması için verdiği savaşı yine sadece Harry biliyordu.

Louis'nin tarifi ile evin önüne geldiklerinde Louis teşekkür ederek arabadan çıktı. Eve yöneldiğinde duyduğu cam sesiyle geri dönüp cama eğildi.

"Yarın akşam seni yedi gibi alırım," duraklayarak yüzünü Louis'ye yaklaştırdı. "Eşim."

Louis son kelimeye tepki bile veremeden Harry gazı köklemiş spor arabasıyla köşeyi dönüyordu bile.

We Are Not Married ° LsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin