Kadim Sırlar/Cadılık Öğretisi

Çakralar

Çakralar, Tantra veya Hinduizmin ezoterik veya içsel gelenekleri olarak adlandırılan çeşitli eski meditasyon uygulamalarında kullanılan çeşitli odak noktalarıdır. Bu kavram Hinduizmin ilk geleneklerinde bulunur. İnançlar Hint dinleri arasında farklılık gösterir, birçok Budist metin sürekli olarak beş çakradan bahsederken, Hindu kaynakları altı hatta yedi tane sunar. Daha yaygın ve en çok çalışılan Çakra Sistemi, genellikle Çakra olarak kabul edilmeyen yedinci bir merkezle birlikte altı ana çakra içerir. Çakralar dışarıdan enerjiyi emer ve onları insan enerji sistemine aktarır. Her Çakra kişinin bireysel gelişimine ve bilinç durumuna bağlı olarak farklılık gösterir. Bir vücuda ne kadar enerji girdiği kişinin doğasına bağlıdır. Çakraların her biri temel bir renkle eşleşir ve vücudun belirli organlarına ve bölgelerine bağlanır. Yedi çakra aynı zamanda endokrin sistemin (hormonal sistemimiz) yedi ana bezine karşılık gelir ve insan davranışının ve gelişiminin belirli yönlerini kontrol eder. Enerjileri daha yavaş titreşen Alt Çakralar, insanın temel ihtiyaç ve duygularına atanır. Üst Çakraların daha ince enerjileri, kişinin daha yüksek zihinsel ve ruhsal yeteneklerine karşılık gelir. Çakralar meditasyon yardımcıları olarak da bilinir. Bundan bir önceki bölümde de belirttiğim gibi, bu gelenekler cadılık için gerekli değildir. Eğer batı geleneğini cadılığınızda uyguluyorsanız bu Doğu geleneklerini cadılık çalışmalarınıza dahil etmek zorunda değilsiniz. Bu Doğu geleneğini cadılık ile birleştirenler için, çakraların isimlerini, amaçlarını bu yazımda anlatacağım.

Doğu Çakra Sistemi

Hint Çakra Sistemi genelde Āgamas veya Tantra metinlerinde ortaya çıkıyor. Çoğu Ortodoks Brahminleri tarafından reddedilen büyük bir kutsal kitaptır. Bu yazılar Kundalini Yoga ve Satcakra Nirupana, Yogatattva Upanishad ve Hatha Yoga Pradapika Çakraları ile ilgili bilinen en iyi yazılardır. Budist Tantrik yazıları ise İngilizce'ye çevirilmemiş çünkü Batılılar Çakra Sistemi'ni değiştirdi ve onlar da bu yazıları korumak için çevirilmesine karşı koruyorlar. Çakralar bu ezoterik sistemde Kundalini Enerjisini uyandırmanın bir parçasıdır ve bu öğretiden ayrı tutulamaz. Yazılar çevirilmediği için de bu dersleri bir öğretmen eşliğinde almak gereklidir.

Batı Çakra Sistemi

Yedi Çakra Sistemi Batı'ya 1880'lerde geldi. Her Çakra sinir sistemi boyunca hizalandı. 1918'de Arthur Avalon lakaplı Sör John Woodroffe, iki Hint metni olan Sat Cakra Nirupana ve Pādukā-Pañcaka'yı çevirdi ve The Serpent Power kitabında anlatarak Batı'nın dikkatini yedi çakra teorisine çekti. Yedi gökkuşağı rengi 1927'de Leadbeater tarafından eklendi; 1930'larda farklı olarak altı renk artı beyaz önerdi.

Yeni Çağ Uygulamaları

Anatomy of the Spirit kitabında Caroline Myss Çakraların işlevini şöyle tanımlamıştır: "Hayatınızda yaşadığınız her düşünce ve deneyim bu Çakra veritabanlarından süzülür. Her olay hücrelerinize kaydedilir...". Çakralar, omurganın tabanından başın tepesine doğru yükselen bir sütunda hizalanmış olarak tanımlanır. Yeni çağ uygulamaları genellikle her Çakrayı belirli bir renkle ilişkilendirir. Çeşitli geleneklerde, çakralar çoklu fizyolojik işlevler, bilincin bir yönü, klasik bir unsur ve diğer ayırt edici özelliklerle ilişkilidir; bunlar eski Hint sistemlerinde kullanılanlara karşılık gelmez. Çakralar, her Çakrada farklı sayıda yaprakları olan nilüferler veya çiçekler olarak görselleştirilir. Çakraların fiziksel bedeni canlandırdığı ve fiziksel, duygusal ve zihinsel nitelikteki etkileşimlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yeni çağ inancının shakti, Çince'de qi, Japonca'da ki, ibranice'de koach-ha-guf, Yunanca'da bios ve hem Yunanca hem de İngilizce'de aether ile eşit olduğu yaşam enerjisi veya prana lokusları olarak kabul edilirler, aralarında Nadi adı verilen yollar boyunca aktığı düşünülmektedir. Çakraların işlevi, vücudun ruhsal, zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığını dengede tutmak için bu enerjiyi döndürmek ve çekmektir. Rudolf Steiner Çakra sistemini dinamik ve gelişen bir yapı olarak görüyordu. Bu sistemin modern insanlar için eski zamanlardan farklı hale geldiğini ve bunun da ileriki zamanlarda kökten farklı olacağını öne sürdü.