Cadılık, Dinler ve İnançlar

457 14 20
                                    

Cadılık, Şamanizm ve Druidizm gibi dünya üzerindeki bilinen en eski uğraşlardandır. Cadılar nesillerdir pratiklerini uygularken yerel inançlarına veya kendi inançlarına inandı. İnandıkları dinler cadıları etkiledi, cadılar da dinleri etkiledi. Pratiklerini inançlarına uygun hale getirip harmanladılar ve nesilden nesile aktardılar. Burada da belirtmek gereklidir ki cadılık bir din değildir, bir uğraştır. Bu yüzden tüm cadılar kendi dinini seçer. Aynı şekilde cadılık hiçbir şekilde dinde kısıtlama yapmaz, pek çok şeyde olduğu gibi.

Cadıların ortaya çıkış hikayesi daha çok fakir veya doktor imkanına sahip olmayan insanlar ile başladı. İnsanlar için şifalı bitkilerden ilaç hazırladılar, bitki yetiştirdiler, hayvanlar ve doğa ile sıkı bağları oldu. Halk arasında bu kişilere "bilge kadın" deniliyordu. Cadılığın ilk nerede başladığı pek bilinmiyor ama Paganlık da cadılık kadar eski bir din olduğundan cadılığın inanç serüveni burada başlamış olabilir ve bu ilk cadıların yine Avrupa'da bulunduğunu varsayalım. İlk cadılar kendi yerel inançlarına sahipti, daha sonrasında ise Hristiyanlık dini yayılıyor ve aslında bu insanlar bu dini benimsiyor, tabi bir kısmı hala Pagan olmaya veya yerel inançlarına inanmaya devam ediyor. Avrupa'da Hristiyan dini o kadar büyük bir yer edindi ki artık kralın sözü bile geçersiz kalmıştı. Skolastik düşünce hakimdi ve insanlar kolayca öldürülebiliyordu. Bir sorun olduğunda kilise kolayca istediğini suçlayabiyordu çünkü onun sözü geçerliydi. Bu maalesef şifalı bitkiler karıştırıp ilaç yapmaya çalışan sıradan insanları çok etkiledi. Kilise onların şeytanla çalıştığını düşündü ve suçlamaya başladı. Daha sonra bu insanların hayvanlar ile iyi geçindiğini fark ettiler ve kilise tek tek kedi avlamaya başladı. O dönemlerde Avrupa cidden pis bir yerdi ve etrafta hastalık çok hızlı ürüyordu. Çin'den fareler ile yayılan veba virüsü Avrupa'yı etkisi altına aldı ve bundan yine cadıları suçladılar. Daha sonrasında hepimizin bildiği korkunç "Cadı Avı" dönemi başladı. Ardından Rönesans ve Reform ile bu bir durgunluk noktasına geldi ve Hümanizm anlayışı ile artık katliamlar azalmıştı. Bu sırada cadılar kenara çekildi, bazıları Hristiyanlığa sırtını çevirdi, bazıları Reform hareketi ile tekrar bağlandı. Bunun da ardından bir cadı olan Gerald Gardner cadılar için bir dini hareket oluşturdu ve günümüzde cadıların en çok yöneldiği din olan Wicca ortaya çıktı. Cadılık ve dinlerin Avrupa'daki hikayesi buydu. Şimdi Afrika kıtasına bakalım.

Afrika'da cadıların imajı pek de Avrupa'daki gibi değil. İkiye ayrılıyorlar; iyi cadılar ve kötü cadılar. Afrika bu konuda büyük bir ikilemde. Bazı ülkeler cadıları çok kötü insanlar olarak görüyor, bazıları ise onları şifacı olarak görüyor. Afrika'da cadılık ne zaman başladı, pek bir fikir yok, ancak tıpkı Dünyanın kalanı gibi cadılık hala devam ediyor. Bunun en büyük nedeni ise pek çok ülkenin teknolojiden mahrum kalması öyleki, röntgen bile çekemiyorlar. Bu yüzden büyü yapmada ve şifali bitkiden ilaç yapmada iyi olan cadılara güveniyorlar. Ancak dediğim gibi, Afrika ikiye ayrılıyor ve maalesef bazı kesim cadı avına devam ediyor. Din ile ilişkiye gelirsek, Afrika cadıları günümüze kadar kendi yerel inançlarını cadılık ile güzel birleştirdi. Ata cadılığı bu kıtada çok yaygındır ve atalarına büyük saygı duyarlar, onlar için sunak hazırlarlar ve onlardan yardım alırlar. Yerel tanrıları için tapınak inşaa ederler ve onlara ibadet ederler hatta çalışmalarında yardım isterler. Hayvanlar ile de iyi ilişkileri vardır ve onların enerjileri ile çalışırlar. Avrupalılar kıtaya gelip onları Amerika'ya götürüp kolonileştirdiğinde Hristiyanlık ile tanıştılar. Hristiyanlık ile zor bir dönemleri oldu, pek çoğu bu dini reddetti, pek çoğu onu kabullendi. Günümüzde Hristiyan-Siyahi cadıları Amerika'da görmek mümkün. Ancak son zamanlarda bu dini reddettiler ve atalarının inançlarını devam ettirmeye başladılar, daha önce de dediğim gibi, Afrikalı cadılar için atalar önemlidir. Ayrıca pek çok bölgede hala Müslüman-Afrikan cadılar da vardır. Bu kişiler genelde muska hazırlayıp, cinleri kovmakla uğraşıyor.

Anadolu, Orda Doğu, Mezopotamya için cadılık diğer kıtalarda olduğu kadar eski, çoğu zaman Antik Çağ hikâyelerinde cadı figürünü görürüz. Cadıların bu bölgede ortaya çıkışı yine hastalıklara çare bulmak adına başlıyor. Cadılar pek çok iksir ile hastaları iyileştirmeye başlıyor, krallar için çalışıyorlar. Bazen ise büyülerle ölü asker diriltme hikayelerini görüyoruz. Antik Mısır ve Mezopotamya tanrılarına, Yunan tanrılarına inandılar ve çoğunlukla onlarla beraber büyülerini yaptılar. Bu antik zamanlarda nekromansinin yaygın olarak yapıldığını görüyoruz. Daha sonra Orta Doğu yeni bir din olan İslam ile tanıştı, veya buna inanmak zorunda bırakıldı. Her ne kadar Arapların dini yayma süreci zorlu ve vahşi olsa da İslam'ın Orta Doğu'nun altın çağı olduğu bir gerçektir. Burada da cadılar, İslam'ı çalışmaları ile çok iyi harmanladı. Her ne kadar şimdi bazı insanlar cadıların Müslüman olamayacağını söylese bile böyle bir şey söz konusu değildir. Dediğim gibi cadılar istedikleri her dine mensup olabilirler, tek yapmaları gereken pratiklerini dinlerine uygun hale getirmek. Mesela İslam büyüyü yasaklıyorsa İslami cadı büyü yapmaz, büyü yapmadan da cadı olabilirsiniz sonuçta. Cadılık büyüden ibaret değildir sonuçta. Ayrıca Orta Çağ'da İslam cadıları iyi bir yer ediniyor. Büyüleri ve muskaları İslam'ın kabul edeceği şekilde hazırladılar. Bu yüzden bu "Müslüman cadı olamaz" düşüncesinin sonradan ortaya çıktığına inanıyorum. Günümüzde de hala İslami cadılar vardır. Yunan panteonunu kapsayan Hellenizm dinine inanan ve diğer eski Mezopotamya dinlerine inanan -İsis gibi- cadılar hala vardır.

Japonya-Kore-Çin bölgelerine baktığımızda antik zamanlarda cadı inancına rastlanılmıyor, bu ülkelerce günümüzdeki modern cadılığın uygulanışı tartışılıyor. Yani Japon dini olan Şinto'ya inanıp cadı olmak tartışılır ve bu dinin buna uygun olmadığı da söyleniyor. Şahsen hiç Asyalı cadı görmedim, genelde Asyalı olmayıp Asya dinleri ile Cadılığı birleştirmeyi deneyenleri gördüm. Ayrıca bu bölgelerde Cadılığın hep kötü olduğuna inanıldı.

Kısaca özetlemek gerekirse cadılar ilk varoldukları andan beri dinlerini cadılık çalışmalarına uygun hale getirdi ve çalışmalarını bu dinler ile güzelce harmanladı. Eğer dinleri kötü büyüye izin vermediyse yapmadılar, dinleri ölülere saygı duyulmasını öğrettiyse saygı duydular. Dinler cadıları etkiledi, cadılar dinleri etkiledi. Tekrar tekrar söylüyorum, bir cadı istediği her dine veya inanca sahip olabilir hatta seküler bile olabilir. Cadılığın katı kuralları yoktur, yani kendi dininizden vazgeçmek zorunda değilsiniz, sadece onu cadılık ile birleştireceksiniz. Pagan veya Wiccan olmak zorunda değilsiniz. Cadılık için mükemmel bir din yoktur veya 'şu' din cadılık için en uygunudur diye bir şey yoktur. Rahat olun, siz ne isterseniz o olur. Yerel inançlarınıza sahip çıkabilirsiniz, bölgenizdeki hakim olan dine inanabilirsiniz, Ateist, Deist, Satanist, Materyalist, Seküler ne isterseniz olabilirsiniz. Kimse sizi yagrılayamaz. İnsanlar din/inanç konusunda özgürdür, hepimizin düşünecek bir beyni vardır bu yüzden ne sizin için rahatsa, ney sizin için uygunsa o olur.

Kadim Sırlar/Cadılık ÖğretisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin