Son kişi de aynı cümleleri sarf ederek çıktı evden.
"Hata yaptın Nefes..."
Bu gün bu cümleyi kaçıncı duyuşuydu acaba? Ama haklıydılar. Hata yapmıştı. Hem de çok büyük bir hata yapmıştı.
Kapıyı kapatıp içeri doğru yürümeye başladı. Ayakları çok taşıyamadı onu. Çöktü duvar dibine. Karşısında bitik halde oturan Tahir'i gördü. Çok sürmedi kayboldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tahir'in tekrar onun yanına dönmesi imkansızdı. Artık ömür boyu hayal olarak kalacaktı.
Neden insanlar sevmemeyi öğrenememişti. Ya da neden incitmeden, parçalamadan sevmeyi bilmiyordu?
Bir insanı yaşarken öldürebilir misiniz? Evet. Bunun sonucu ne olur? Siz de ömür boyu yalnız kalırsınız.
Nefes ömür boyu yalnız kalacaktı. Çünkü Tahir'i yaşarken öldürmüştü. Onu tek dinleyen, tek seven insanı..
Büyük bir gök gürültüsü duyuldu. Ardından şiddetle yere çarpan su damlalarının sesi gelmeye başladı.
Bir şarkı duymuştu. Leyla The Band'in şarkısıydı. İçinde bir yerde 'Kaybedince daha çok seveceksin..' O zaman neden dikkate almamıştı ki bu sözleri? Şimdi kaybetmişti ve daha çok seviyordu.
-------------------------------------------
Çarpamadan çıkmıştı kapıdan. Öyle seslerden korkardı Nefesi.. Kızsa da korkutamazdı onu. Artık göremeyecekti onu. Hata yapmıştı o. Geri dönüşü olmayan kocaman bir hata..
Küçük hatalarını hep affetmişti. Ona bağırmasını, ona eşyalar fırlatmasını, ona ondan nefret ettiğini söylemesini.. Affetmişti bunları. Çünkü bunlar onun için affedilebilecek hatalardı.
Hayatında hep ihanet görmüştü ve ihanetten korkardı. Alkol almazdı ki kimseye ihanet etmesin. Çünkü alkollü olmak geçerli bir sebep olamazdı.
Bunu nefese hep söylemişti. O zamanlar Nefes ona asla ihanet etmeyeceğini söylerdi. Şimdi ise ihanet etmişti. Gerekçesi ise sarhoş olmaktı. İhanet affedilir miydi? Sarhoş olmak geçerli bir neden miydi?
Gök gürüldedi. Sonra ise yağmur damlaları şiddetli bir şekilde yere vurmaya başladı. Sanki nefret kusuyormuş gibi. Sanki yağmur damlaları Tahir'di, yer ise hayat. Sanki Tahir hayata olan nefretini kusuyordu.
Tüm nefretine rağmen gök gürüldediği anda Tahir'in aklına Nefes geldi. Kendisi de korkardı gök gürültüsünden ama aklına Nefes geldi. Korkmuştur dedi içinden. Çok korkmuştur..
Islanıyordu. Ama umrunda değildi. İçi hala yanıyordu sonuçta.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.