-6- (+18)

256 14 6
                                    

Öncelikle tanıtım videomu yaptığı için ve bu bölümü yazarken bana yardımcı olduğu için @BayanSatanist'e çok teşekkür ederim. -Tanıtım videosu multimediada-  Arkadaşlar sizden tek bir ricam var iyi veya kötü yorumlarda bulunun. Ve eğer beğendiyseniz voteleyin. Yavaş yavaş umudumu yitirmek üzereyim. Tek ilham kaynağım sizsiniz. Böyle devam ederse hikayeyi birkaç bölüm sonra bitireceğim. İyi okumalar.

   Ağzım açık kalmıştı. Sanırım şok geçiriyordum. Tamam cesaretlik dedim ama benden bunu istemesini hiç düşünmemiştim. Utancımdan kızarmıştım ve başım yere bakıyordu. Kafamı kaldırıp çocuğa baktım. Hala sırıtıyordu ve dudaklarını kemiriyordu. Bu iğrençti. Sarah'a baktım o da en az benim kadar şaşırmıştı. Josh'a, Luke'a ve Dominik'e hiç bakamazdım zaten.

"Bunu yapmayacağım!" dedim. Ses tonumu yükseltmeye çalıştım ama hafiften titredi. Bunu farkedince duraksadım. Konuyu değiştirmeye çalışıyodum. "Senin ismini bile bilmiyorum." dedim. Ne diyodum ben?!? Saçmalamaya başladım iyice. Sırıtmıyordu. Sadece beni izliyordu. "Robert" dedi. Fena sayılmazdı aslında adı. Şimdi ne olacaktı? Daha ilk sorudan yapmayı kabul etmemiştim. Cezamı alacaktım? Öldürülecek miydim?

Kapı açıldı içeri üniformalı insanlar girdi ve beni götürmek için kollarımdan yakaladılar. İşte o zaman anladım kesin öldürülecektim. Direnmedim hiç. Hatta koşarak gidebilirdim. Sarah arkamdan bağırıyordu ve ağlıyordu. "Bırakın lanet olası pislikler! Becky!! Hayıır! Bırakın onu!" Odadan çıktık ve kapıyı kapattılar. Sarah'nın sesleri duyulmuyordu artık. Gözümden bi damla gözyaşı aktı. Bu öleceğim için değildi. Beni seven tek insan olan Sarah'nın arkamdan üzüleceği içindi. Biraz ilerledikten sonra tekrar bi odaya girdik. Odada sadece Jake vardı. Beni bıraktılar ve gittiler. Jake sımsıkı sarılıp ağlamaya başladım. Herşey üst üstüne gelmişti. Birike birike patlaması kötü olmuştu. "Ölecek miyim?" diye hıçkırıklarla sordum. Derin bir nefes aldı. "Becky b-ben çok üzgünüm..." dedi. Durumu kabullenmem gerekti elimden başka hiçbişey gelmezdi.

Görevliler tekrardan geldi. Beni aldılar, hala hüzün dolu gözlerle Jake'e bakıyordum. "İzin verme bana yardım et" dercesine. Kapılar kapandı. Artık kimsenin yapacağı bişey yoktu durumu kabullenmeliydim sadece.

   Oyun oynadığımız odaya tekrar geldik. Sarah yere çökmüş ağlıyordu. Beni görür görmez boynuma atladı. Birbirimize sımsıkı sarıldık. Bu kez görevliler odadan çıkmamıştı. Muhtemelen beni öldürecekleri için. Herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. Robert hariç... " Ah Becky. Gerçekten çok üzgünüm. Böyle olmasını kendin istedin, sen seçtin canım. Daha ilk oyundan kuralları bozdun. Yazık ettin kendine..." dedi yine o ses. Daha sonra görevliler geldi ve bizi ayrıdılar. Silahını kafama doğrulttu biri. Bunu burda, arkadaşlarımın gözünün önünde gerçekleştiremezlerdi? Bu kadar mı acımasızlardı? Ahh lanet olsun... Sarah'nın ağlaması dahada kuvvetlendi. Çığlıklar ve hıçkırıklar, boğuk ağlama birbirine karıştı. Dominik onu teselli etmeye çalışıyordu. Sarah'nın o halini görünce içimde bişeler oldu. Ona bunu yapamazdım. Aileside ölmüştü. Benden başka kimsesi yoktu. Eminim yerimde olsa aynısını yapardı. Benim içinde çok zor olacaktı. Sorun şuydu ki ben hala bakireydim. Evet doğru duydunuz 19 yaşındayım ve bakireyim. Bunu evleneceğim adam için saklıyordum. Ama tek şansımda buydu. "Durun!" dedim. Sarah'nın ağlaması kesildi. Dikkatlice bana bakıyordu. "Fikrimi değiştirdim. Kabul ediyorum."

   Robert'la başbaşa kalmıştık. Farklı bi odadaydık. İlk karşılık veren taraf ben oldum.Çünkü bu oyunun bir an önce bitmesini istiyordum.Karşımda duran ultra yakışıklı çocuğa son kez baktım.İlkimin o olması hiç mi hiç adil değildi.Evleneceğim kişiyle yapmayı istemiştim.Yakın kız arkadaşım sayesinde bunlara katlanmam gerekecekti.Lanet olsun! Dudaklarımı dudaklarına değdirdiğimde büyük bir ürperti geçti içimden.Aldırış etmeden bana karşılık vermeye başladı.Bu işte fazla usta sayılmazdım.Beni ele vermeyecek kadar iyi öpüşüyordum.Alt dudağımı dişlerinin arasına aldı ve ısırdı.Bu acıtmıştı işte...Aynı işlemi bende onun üst dudağına uyguladım.Birden duruverdi.Kesinlikle bunu benden beklemiyordu.Aldırış etmeden ellerimi dövme ile kaplı olan boynunda birleştirdim.Şuan her şey bir ilizyon olduğu için böyle rahattım. Elleri arsızca kalçalarıma doğru bir yok çizdi.Onları avuçladığında kendimi daha çok sıktım.Beni havaya kaldırarak ayaklarımı beline sarmamı sağladı.Öpüşmemiz durmamaksızın devam ediyordu.Dili ile dudaklarımı araladı.Hiç beklemeden ağzımın içine itti dilini.Dili dilime değdi.Sanki elektrik çarpmışa dönmüştüm.Dillerimiz savaş içerisindeydiler.Ama galibiyet kesinlikle Robert'teydi... Olduğumuz oda fazla ürkütücüydü.Siyah perdeleri vardı ve sadece bir tane gece lambası vardı.Oda odaya yetmiyordu. Robert beni fazlasıyla yumuşak olan yatağa itti.Hiç nazik değildi.Yumuşak yatak ile bedenim buluşunca rahat bir nefes aldım.Önümde diz çöktü birden.Açıkta kalan göbeğime doğru yaklaştırdı yüzünü.Göbeğimi öpmeye başladığında inledim.Öpücükler kondurmaya başladığında kafamı geriye attım.Sağ eli ile bulizimi yukarıya doğru çekiştirdi.Göbeğimi yalamakla meşguldü.Yataktan belimi ayırınca hemen bulizimi çıkarttı.Odanın bir kenarına attı.Kızırmaya şimdiden başlamıştım.Birden kendi siyah kısa kollu bulizini çıkarttı.Tanrım, vücudunun her yerinde dövme vardı.Bu onu harika kılıyordu.Gamzelerini çıkartacak derecede yüzüme bakıp sırıttı. ''Hoşuna mı gitti?'' dedi.Ciddi olamazsın! Kısa kot şortumun fermuarını indirdi.Gözlerim irileşirken ağlamaya başlamıştım.Gözleriyle bana baktı. ''Seks sırasında ağlanmaz.'' diye uyardı beni. ''Ben bakireyim seni lanet olası!'' Diye sesimi yükselttim.Sinsice sırıttığında, ''Daha eğlenceli olacak öyleyse.'' dedi. Şortu çekip çıkarttığında sadece iç çamaşırlarımlaydım.Bu utanç vericiydi.Südyenimin kopçasını açtığında gevşedi.Onuda tamemen çıkarttığında, içimden kendimi teselli ediyordum.Yüzüne bakmıyordum bile.Köprücük kemiğimi öpmeye başladı yeniden.Göğüsüme doğru ince bir yol çizdi.Oralarda oyalandı.Tek eliylede dar olan pantolonun düğmesini açtı.Fermuarınıda açtığında üzerimden çekildi.Bir çırpıda pantolonunu da çıkarttı.Baksırı ile karşımda olduğu için gözlerimi oradan çabucak çektim.Külotumun yanlarıyla oynama başladı. ''Güzel iç çamaşır takımı.'' dedi gülerken.Ona aldırış etmeden içimden kendimi teselli etmeye devam ettim. ''Hiç mi merak etmiyordun bu işi?'' Utanmadan birde soru soruyordu.Tanrı beni sınıyor muydu? Külotumu hiç beklemeden dizlerime kadar indirdi.Bir çığlık attığımda eli ile ağzımı kapattı. ''Şşş.'' dedi.Kafamı salladığımda gülümsedi.Tavana bakmaya başladım.İçimde acı dolu bir şey hissettiğimde bağırdım.Bunu cidden yapmıştı. ''Artık bakireyim diyemeyeceksin.'' Benimle dalga geçti.Ağlamaya devam ettim.Hiç durmayacak gibi ağlıyordum.Onu tamamen içimde hissediyordum.Hareket etmeye başladığında ard arda nefes aldım.Bu çok acıtıyordu.Dövmeli çocuk hiç acımadan ritmini arttırırken bende, hiç çekinmeden ağlamaya başladım.

   Uyandığımda giyiniktim ve yanımda Sarah vardı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı ve şişmişti. Hemen birbirimize sarıldık. "Geçti herşey ağlama artık tamam." diye fısıldadım. Olumlu yönde başını salladı. Robert mi beni giydirmisti yoksa ilizyonla mi giydirilmistim? Herneyse artık bunun bi önemi yoktu. Tek sorunum diğerlerinin yüzüne nasıl bakacağımdı...

  

ÖLÜM ODASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin