-5-

217 14 9
                                    

Bu bölüm biraz kısa oldu ama çok harika olduğuna inanıyorum. Yazarken bile kendi kendime heyecanlandım :D Umarım sizde beğenirsiniz. İYİ OKUMALARR

-MULTİMEDİA: DOMİNİK

   Uyandığımda kimse yoktu yanımda. Belkide gözümün içine giren güneş ışığından ben görmüyordum. Sonra  bi el ışığı örtmeye çalıştı. Zar zor ayağı kalktım ve o kişinin kim olduğunu çözmeye çalıştım. Bu Dominik’ti. “Sonunda kalktın. Kalkmasaydın hepimiz birden üzerine atlayacaktık sanırım.” Dedi gayet ciddi bi ses tonuyla. Uyku benim hayatım, günümün %70’i uykuyla geçer. Elimde değil istemsizce oluyor. “Tamam abartma tüm gece ayaktaydım ve uyumam biraz zor oldu. Ondan.” Diyip esnedim. Goril yavrusu gibi esnemeyi bırakmalıyım artık. Sarah elinde valizle içeri girdi. “Giysi getirmişler, hadi üzerimizi değişelim.” Dedi. Sesi kötü geliyordu. Daha çok mutsuz. Haklıydı tabi, böyle bir ortamda kim mutlu olabilirdi ki. “Bekleyin Luke ve Josh’ı da çağırayım." dedi Dominik dalga geçerek. Böyle demesi gerçekten çok fazla sinir bozucuydu. Nasıl böyle davranabilirdi? Elimdeki çantayı fırlattım ve Dominik'e sağlam bi yumruk geçirdim. O  kadar hızlı vurmuşdum ki piercingini olduğu yerden kan gelmeye başladı. "Bana bak seni pislik! Biz burda evcilik oyanmıyoruz, hala ciddiyetin farkına varmadın mı ahmak?! Seni burda öldürebilirim anlıyo musun? İnan bana acımam! Kimse alamaz seni elimden ve emin ol kimsenin umrunda da olmassın! Artık ailemizde yok onlarında umrunda olamazsın! Akıllı olsan iyi olur!!" dedim bağırarak. Ahh lanet olsun... Az önce ailelerimizin olmadığını mı söyledim ben? Ne kadar aptalım. Bağırtımdan herkes etrafımıza toplanmıştı. Benden ise bi açıklama bekliyorlardı. "Jake bunu bana anlattığında ağlamaktan gözlerim şişmişti ve o an bu oyunu kazanıp eve gitmeye ant içmiştim. En acı olanda bunu size anlatmaktı. Dün anlatacaktım fakat..." dedim ve Josh sözümü kesti. "Neyi bekliyordun ha? Bize anlatmak için neyi bekliyordun Becky!" Diye bağırırken boynundaki damarlar belirginleşmişti ve kıpkırmızı olmuştu. Donuk donuk ona bakıyordum. Sanırım yerin dibine girmek en büyük arzum. Orayı terk edesim vardı fakat gidecek hiç bir yerim yoktu. "Bence kavga etmenizin hiç sırası değil DEADS. Kapıdan çıkın ve öldürmeye başlayın!" dedi yine o ses. Sessizlik oluştu. Kimse tek kelime etmedi.

   "Bakın size söylememem kötü evet ama nasıl diyeceğimi bilemedim anlıyor musunuz? Çok özür dilerim..." dedim. Ardından Jake geldi. "Merhaba. Becky beni anlatmıştır sanırım, ben Jake. Tanışma fastını geçelim hemen şimdi oynayacağınız oyunu anlatacağım size."  Herkesin başı öne eğikti ve gözleri dolmuştu. Sessizce durumu kabullendik. "Öncelikle büyük ihtimalle deniz kıyısında olacaksınız ama buna aldırmayın çünkü sadece bi similasyon olacak herşey. Fakat siz gerçek sanıcaksınız her neyse bu kısmın bi önemi yok. İki grup olacaksınız karşı grupta sizin gibi. Normal doğruluk-cesaretlik oyunu oynayacaksınız ama verdiğiniz her cevap aleyhinize işleyecek. Basit cevaplar vermemeye çalışın çabuk sıkılırlar sizden, çabuk ölürsünüz! Tehlikeli sorular sorun. Cesaretlik üzerine oynayın. Yalan söyleyin de demiyorum tabii. Gizemli ve cesur davranın. Hem rakibinizi korkutmuş olursunuz hemde oyun kurucular sizi sever! Şimdi başarılar dilerim. Bu arada ben ve diğer grubun eğitmeni sizi izliyor olacağız. Dediklerimi unutmayın, uygulayın." dedi. Hızlı konuşmuştu. Jake odadan çıkınca kimse konuşmadı. Zamanın gelmesini bekliyorduk. Bu arada üzerimizi değişmiştik bizde. Korkutucu bi şekilde çalan alarmın sesiyle dışarı çıktık.

   Gerçekten deniz kıyısındaydık. Ama gerçek değildi bunlar. Yavaşca gidip suya dokundum, elim ıslanmıştı gerçekten. Onu hissetmeye çalıştım. Sonuç ise bir hiç. Gerçekten sahteydi herşey. Ben bunları yaparken diğer grupta beni izliyordu. Onlarda 5 kişiydi. Birisi en önde duruyordu. Uzun boyluydu, yakışıklıydı, kaslarıda vardı. Ağzında sigarasını tüttürüyordu. "Neden bu kadar hızlı içiyorsun?" diye sordum. Önce duraksadı. Gözleri yerdeydi. O beni diğerleri gibi izlemiyordu. Yavaşça başını kaldırdı ve sigarasını ağzından çıkarıp tüttürmeyi bıraktı. Baştan aşağı beni süzdü. "Hepiniz keyif almak için sigara içiyorsunuz. Bense ölmek için içiyorum." dedi ve tekrar sigarasını ağzına koydu. Hiç bişe dememiştim. Herkes susuyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. O ses konuşmaya başladı. "İki gruptan birer gönüllü çıksın ve oyuna başlasın." dedi. Sigaralı ilk olmak için elini kaldırıp bi adım daha öne gitti. Sarah, Josh, Luke ve Dominik'e baktım. Hiç niyetleri yok gibiydi. İş bana düştü yine desenize! Bende onun yaptığını yaptım. Sigarasını ağzından çıkarıp fırlattı. "Hadi başlayalım. Bayanlar önden. Doğruluk mu? Cesaretlik mi?" dedi yamuk gülümsemesiyle. Jake'in cesaretlik üzerine oynayın cümlesi kulağımda yankılandı. "Cesaretlik." dedim bende yamuk gülümsemeyle. Başını öne eğip. olumsuzca salladı. Yüz sıfatı ise hala aynıydı. Kollarını birleştirdi ve bi süre beni süzdü. Tamda boku yemek dediğimiz nokta bu olsa gerek ki hiç beklemediğim soruyu yöneltti bana. "Benimle birlikte ol!"

ÖLÜM ODASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin