B17🍾

3.1K 240 329
                                    

Hoseok okulun bahçesine girdiğinde, arkasından sıkıca dolanan kollarla olduğu yerde kaldı. Arkasındaki beden kulağına yaklaşırken kim olduğuna bakmak için kafasını çevirdiğinde, kendisine gülerek bakan Yoongiyi görmeyi beklemiyordu. Yoongi burunlarını birbirine sürttükten sonra "Günaydın sevgilim." Diyerek Hoseokun yanağını öptü.

Hoseokta günaydın dedikten sonra çekingence etrafına baktı. Nerdeyse bahçedeki herkes kendilerine bakıyordu. Gözleri okul binasına çıktığında sınıflarının camından sarkmış kendilerini gülerek izlerken birbirleriyle konuşan Jimin ve Jungkooku gördü.

Utançla Yoongiye döndüğünde gözlerini kaçırarak mırıldandı. "Herkes bize bakıyor." 

"Alışırlar, hadi gel." Diyerek elini uzattı Yoongi. Diğer çiftler özgürce gezebiliyorken neden kendileri gezemesinlerdi.

Hoseok elini Yoonginin avcuna bıraktı ve sıkıca kavradı. Şu an utanıyordu ama Yoongi kırılsında istemiyordu. Okulun içine girene kadar devam eden fısıldaşmalar, koridorlardada devam etti. Hoseok gözlerini birleşmiş ellerinden ayırmazken, Yoongi kendileri hakkında konuşanlara sert bakışlarını gönderiyordu.

Sınıfa girdiklerinde bahçedeki konuşanların aksine kendileriyle ilginen kimseler yoktu. İkili sıralarına oturduktan sonra Yoongi gözleriyle etrafı taradı, Yugyeomu göremeyince gülerek önüne döndü. Gelmesini beklemiyorduda zaten.

Kafasını sağ tarafa çevirince dersin başlamasına yirmi dakika olmasına rağmen test çözmeye başlayan Hoseoku gördü. Evet son sınıflardı ve test çözmeleri gerekiyordu fakat yanında sevgilin varken onunla konuşmak yerine testte çözmezdin değil mi? Yoongi bu düşüncesini kafasında tarttıktan sonra Hoseoka yaklaşarak kafasını omzuna koydu. Hoseoku alıkoymak yerine onu test çözerken izlemek ve güzel kokusunu koklamak daha iyi bir fikirdi. Hem dolaylı yoldan derste çalışmış olacaktı. Bir taşla üç kuştu.

Hoseokta başını Yoonginin kafasına yaslayarak testini çözmeye devam etti. Arada elediği şıkların yanına doğrularını yazıyordu ki Yoongi neden yanlış olduğunu bilsindi.

Ders zili çaldığında Hoseok kalemi elinden bırakarak doğruldu. Boynuna eliyle masaj yaparken Yoongi için izlemesi tarif edilemez bir manzara oluşturuyordu.

Sonunda elini boynundan çekerek kendisini izleyen Yoongiye baktı. Böyle her zaman kendisini mi izleyecekti? Bakılası bir şeyide yoktu üstelik.

Yoongiye yaklaşarak elini dudağındaki yarasına koydu. Kaşındada bir yara bandı vardı, çenesi ise hafif morarıktı. Söylediğine göre yaralarına Jungkook bakmış, arada eğlencesine bastırıp acı çekmesini sağlamıştı. Tabi bol küfürlü bir anlatımdı bu. Daha sonra birlikte oturup yemek yemişlerdi. Yoonginin kendisini eve bırakmasıyla gün tamamlanmıştı. Yatağına girdiğinde ise aklında sürekli kendisini öptüğü sahne canlanıyordu. Bu yüzden biraz geç uyumuştu.

"Acıyor mu?"

Yoongi dudağındaki parmağı öperek kaşlarını hayır anlamında kaldırdı. Hoseokla tensel temasta bulunmayı seviyordu. Elini yüzünden çekmeyen Hoseoka bakılırsa o da seviyor olmalıydı.

Öğretmen sınıfa girdiğinde toparlanarak dersi dinlemeye başladılar. Soluksuz geçen dört dersin ardından öğle arasına çıktıklarında derin bir nefes verdi Yoongi. Hep beraber ayaklanıp kantine giderek yemek aldıktan sonra boş bir masaya oturdular. Yan sınıfta olan Jungkook geç geldiğinden uzun bir sıra vardı. Sıraya girmek yerine diğerlerinden otlanmayı tercih ederek yanlarına oturdu. Jiminle aynı sınıftaydı fakat not tuttuğundan geç çıkmıştı.

Jungkook "Kim benimle yemeğini paylaşmak ister?" Dediği gibi yanından gelen sesle yerinde sıçradı.

Jimin "Ben!" Diyerek heyecanla bağırdığında Jugnkooku korkuttuğu için gözlerini kaçırdı. "Şey tabi sende istersen."

The Catcher In The Hope ⚜ SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin