B19🍾

2.5K 310 219
                                    

Lütfen başlamadan önce küçük yıldıza tıklayın,, teşekkür ederim.♡

"Kaç yaşındasın bakalım delikanlı?"

Hoseok Yoonginin babasının sorduğu soruyla ayak parmaklarını içeri kıvırarak, hafifçe, kızarmış yüzünü kaldırdı. Şu an salonda hep beraber oturuyorlardı. Tek elini bacağına yaslayıp hafifçe öne eğilen babasının aksine Yoongi oldukça rahattı. Başını eline yaslamış, Hoseoktan tek bir saniye gözünü ayırmıyordu, Hoseok ise önünde birleştirdiği ellerini sıkarken, Yoongiyi azarlamayı düşünüyordu. Hiçbir şekilde bir şey söylememesi canını sıkmıştı.

"18 yaşındayım efendim."

"Demek bizim sıpayla yaşıtsın."
Babasının dediğiyle Yoongi ilk defa gözünü Hoseoktan ayırdı. "Baba!"

"Ne baba ne? Oturuşunu toparla önce, bir ayırmadın gözünü çocuktan zaten."

Yoongi ağzını açıp cevap verecekken içeriye annesinin girmesiyle arkasına yaslandı. Hoseokun çok güzel olması kendi suçu muydu?

"Tamam artık sende kendine gel Lee, çocuk iki büklüm oldu korkudan." Diyerek Hoseokun yüzünü avuçladı.

"Sen bu deliye bakma oğlum aklınca sıkı aile babası rolünü oynamaya çalışıyor." Diyerek Hoseoku saçlarını geriye ittirdi. Çocuğun yüzü açılınca kıpkırmızı olduğunu ancak fark etmişti.

"Ay Yoongi! Kıpkırmızı bu. Bakayım, çokta sıcak! Ateşi mi var yoksa?! Hasta mı ettin damadımı iki dakikada sersem herif!"

"Ne?! Ben bir şey yapmadım! Çekil bakayım." Diyerek eşini ittirdi Lee.

"Oğlum bana bak korkutma bizi, şakaydı hepsi tamam mı?"

"Ay çekil şurdan be sen ne anlarsın!"

Bay Lee kolunu çeken eşinden kurtulup doğruldu. "Ne demek ne anlarsın kim büyüttü bu çocuğu?!" Diyerek Hoseoka iyi olup olmadığını soran Yoongiyi gösterdi.

"Dokuz ay ben taşıdım karnımda iki bakmak mı zor geldi!"

"Her seferinde konuyu buraya getirip duruyorsun keşke ben taşısaydımda konuşmasaydın."

"İyi o zaman bir dahakine sen doğurursun!"

Yoongi duyduğu cümleyle hızlıca oturduğu yerden kalktı. "Kardeş falan istemiyorum ben!"

"Sana soran olmadı!" Annesiyle babası aynı anda konuştuğunda Hoseokun elini tutarak kendi odasına yürüdü. Tek çocuk olmayı her zaman sevmişti ve ailesi yeni bir çocuktan bahsediyordu. Tanrı bilir ne zamandan beri düşünüyorlardıda şimdi patlak vermiştiler.

Odasına girince kapıyı kilitleyerek sırt üstü yatağına bıraktı kendini. Kardeş mevzusu yetmezmiş gibi birde Hoseoka rezil olmuştu. Yüzünü elleriyle kapatarak yüz üstü yattı.

Hoseoksa birkaç dakikada yaşanan olaylara yetişememişti. Her şey çok çabuk gelişmiş, şaşırtmıştı. Yoonginin ailesini hiç böyle hayal etmemişti. Aslında kafasında hayal dahi edemiyordu. Babası ikisini yatakta gördüğünde daha kötü bir tepki verir sanıyordu. Annesiyse... Fazla cana yakındı. Ya da sadece 'damadına' öyleydi.

Düşünmeyi sonraya erteleyerek, muhtemelen utanmış olduğundan yüz üstü yatan sevgilisinin yanına ilerledi. Beline ağırlığını vermeden oturmuş, eğilerek arkadan sarılmıştı. Yoongi ellerine değen elleri avuçlayarak parmaklarını birbirine geçirdi.

"Özür dilerim, ilk tanışmanız böyle olmamalıydı."

"Sorun değil." Diyerek beyaz boyna burnunu sürttü Hoseok. Elinden geldiğince rahatlatmaya çalışıyordu. "Babanın bizi o şekilde görüp daha kötü bir tepki vereceğini sanmıştım. Annen gelene kadarda düşüncelerim doğru çıkmıştı. Ama asla diğer olanları beklemiyordum."

The Catcher In The Hope ⚜ SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin