Bölüm 3.0

16.8K 1.1K 78
                                    

-BÖLÜM -3-

Sia metrelerce ötesinde yere yığılmış adama baktı.

Devasa boyunun verdiği 'beni hiç bir şey deviremez' edasına rağmen şu an yerde boylu boyunca uzanması, genç kızı gülmeye şevk etse de, yapılan bu tuzağa ana araç olarak kullanıldığı için utanmaktan ötesini yapamıyordu.

Esen rüzgârla buğulanan gözleri, yerdeki adamı incelemeyi sürdürürken kısa bir süreliğine soğuğu unuttu. Ona ne yapacaklardı? Çok, çok iri biriydi. Esip gürleyen, yenilmez duran bir havası vardı ama bu, Sia'nın korkusunu bastırmak için yeterli değildi.

Hiç tanımadığı bu adamın, gecenin karanlığına rağmen fark ettiği bakışlarındaki anlam da Sia'yı çeken, anlayamadığı bir şey vardı. Gözlerini kaplayan saf siyahlık, onu rahat bir tavırla incelerken rengi yavaşça yumuşak bir griye geçiş yapmış, bakışlarına başka bir anlam oturmuştu. Çevresini saran insanlarda görmediği bir ifadeyle bakmıştı ona.

Ne olduğunu bilmiyordu ama Sia'nın kalbinde garip bir kıpırtı, tuhaf bir ısı yaratmıştı. Bu kısacık yaşamında başına ilk defa geliyordu, ani gelişen his karmaşasından ötürü yabancının karşısında ne yapacağını kestirememişti.

Ayaklarının altındaki kar hala soğuk olduğunu hatırlatırcasına Sia'nın içini titretip, adamla ilgili kurduğu düşüncelerini dağıttı. Üşüyordu, soğuk amansız bir avcı gibi yeniden üstüne çullanmıştı. Sia işe yaramayacağını bilse de kollarını kavuşturup, biraz da olsa bedenini ısıtmaya çalıştı.

Dışarısını bu kadar soğuk hatırlamıyordu. Yıllar sonra dışarıya çıkabilme şansına kavuşmuş ve hücresinden de soğuk, gaddar bir kış havasıyla karşılaşmıştı. Soğuğun zalimliğinden etkilenen zayıf vücudu kontrolsüzce titrerken, Omen'i yere seren nefilim lideri ve ona eşlik eden iki kişi daha yanına doğru yaklaşmaya başladı.

Sia, cesur durmaya çabalayarak yarım saat öncesinde yaşadığı kâbusu göz önüne getirmemek için direndi. Nefilim lideri eğer isteğini yerine layıkıyla getirirse, özgürlüğüne kavuşacağını söylemişti. Ona söz vermişti.

Çektiği onca fiziksel darbelerden sonra bunu dile getirmesi, bir anda yaşadığı müthiş acıyı unutmasına ve asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü hayallerini filizlendirmişti. Aptaldı, kesinlikle aptaldı ama bir aptalda hayal edebilirdi. Sia gerçek veya değil, onu özgürlüğüne kavuşturacak her türlü fırsatı denemekte kararlıydı. Yirminci yaş gününü beklerken, bir kez olsun kendi için bir şeyler yapabilmesini sağlayacak biletti onun için. Kaçıramayacağı kadar değerliydi.

''İyi iş çıkardın Sia.''

Lideri tatmin olduğunu belli eden bir ses tonuyla konuşup, yerde yatan adamı ayağıyla sertçe dürtüklediğinde Sia'nın kalbindeki sızı büyüdü. Adamın gösterdiği çirkin hareket, karşısındaki ırkına düşman olan biri olsa da içini yıllardır hissetmediği bir başka hisle doldurmuştu. Omen'i zorla oyuna getirdiği için zaten kalan ufacık gururu da paramparça olmuştu, ama nefilimin attığı o tekme Sia'nın sinirlerinde bir kıvılcım etkisi yaratmıştı.

O şekilde davranmasından katiyen hoşlanmamıştı.

Omen olmasından ötürü yaratılışında taşıdığı kötülük tohumlarına rağmen, Sia adama karşı herhangi bir öfke veya kızgınlık hissetmiyordu. Irkın yaratıcısı olan Lucifer, onları lanetlemiş olabilirdi ama oğullarını yaptıklarından dolayı suçlayamazdı. Bunu kendi doğrularına göre uygun bulmuyordu en azından.

İlla bu gene sahip olmaları, Lucifer'la aynı kaderi paylaşacakları anlamına gelmiyordu. Omenlerin yaratılışı hakkında kulağına iyi şeyler gelmiş olmasa da, Sia ırkı gibi davranarak hepsini aynı şekilde kategorize etmek taraftarı değildi. Bu doğru olmazdı.

Satan : Omen Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin