3. TANIŞMA

5 0 0
                                    

Ben geldim yine... Keyifli okumalar bakalım! ♥

...

"Tamam geliyoruz,"

Gözlerim kapalıydı fakat bilincim açık olacak ki, Nil'in sesini duyabiliyordum. Bir tıkırtı duyduktan sonra üzerimdeki yorgan çekildi. Hafifçe yana dönerek gözlerimi ovuşturdum ve Nil'e baktım. Bezmiş bir surat ifadesiyle bana bakıyordu.

"Ne uyudun be... Hadi kalk da kahvaltıya yetişelim," dedi.

"Tabii insan tavuk gibi erken yatınca sabahın köründe kalkabiliyor," dedim imalı bir sesle.

"Normal olan benim biliyorsun değil mi?" diye sorup güldü. Ben de gülerek ona cevap vermeden kalkıp kendimi direkt banyoya attım. Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra odaya döndüğümde Nil çoktan giyinmişti.

Kısa süre içinde altıma siyah kotumu giyip üzerime bol, açık gri renkteki tişörtümü geçirmiştim. Omzumun biraz aşağısında biten saçlarımın önündeki iki tutamı alıp arkada birleştirdim ve minik bir tokayla tutturdum. Fazla mı kız çocuğu gibi olmuştu. AMAAAAN NEYSE

Ardından Nil önde ben arkasında odadan çıkmaya yelteniyorduk ki aniden durup arkasını döndü ve ona çarpmama neden oldu.

"Noldu?" diye sorup yüzüne baktım. Hemen yanımdan geçip masanın üstünde duran kartı alıp havaya kaldırarak bana gösterdi.

"Unutuyordum az kalsın," dedi. "Sonra al başına belayı."

"Aman diyim dayım," derken odadan çıktım ve Nil de çıktıktan sonra gülerek yemekhaneye doğru inmeye başladık.

Aşağı indiğimizde yemekhane çok kalabalık olmasa da tenha da sayılmazdı. Yurtta kalacak öğrencilerin çoğu odalarına yerleşmiş olmalıydı. Nil'le sıraya geçip bir süre bekledikten sonra tepsimize yemeğimizi alıp arka masalardan birinin ucuna karşılıklı bir şekilde oturduk.

Önümdeki zeytin, peynir ve omlete bakarken çok da aç olmadığımı fark ettim. Ama yine de enerji toplamak için yemem gerektiğini düşünerek bir tane zeytine çatalı batırıp ağzıma attım.

O sırada Nil'i etrafa bakarken birini arıyor gibi gördüğümde konuşmaya başladım. "Umut'a mı bakıyorsun?"

Etrafına bakınmaya devam ederken sorumu cevapladı. "Evet... Mesaj da attım ama görmemiş. Neyse döner herhalde birazdan," deyip kahvaltısına geri döndü.

Tam ben de önüme dönmüştüm ki bir erkek sesi duyuldu. "Afiyet olsun hanımlar."

Sesin geldiği yöne doğru başımı kaldırdığımda bize doğru gelen koyu kumral saçları olan, yaklaşık 1.80 boyalarındaki bir çocuğu görmem geç olmamıştı. Nil çoktan arkasını dönmüş ve ağzını aralamıştı.

"Size de günaydın Umut Hazretleri, deyip tebessüm etti. Sonra yemekhanenin kapısına bakarak tekrar konuştu. "Diğerleri nerede?"

"Biz yedik çoktan, onlar da prova için yan binaya geçtiler. Ben de geçmeden seni bir göreyim dedim."

Umut cümlesini bitirdiğinde Nil bana döndü. "İyi yapmışsın çünkü ben de seni Asra ile tanıştıracaktım," deyip elini bana doğru uzattı. "Asra, Umut." Sonra Umuta doğru çevirdi. "Umut, Asra."

"Nil bahsede bahsede bitiremedi seni," deyip güldükten sonra elini uzattı.

Uzattığı elini sıkıp gülerek konuştum. "Memnun oldum."

"Ben de," dedikten sonra Nil'in yanağına saliselik bir öpücük kondurup geri çekildi. Nil ani bir refleksle etrafa bakındıktan sonra "Yemekhanedeyiz Umut arkadaşım," diye kinayeli bir ses tonuyla konuştu.

Umut bu duruma gülüp tek eliyle Nil'in saçlarını karıştırdıktan sonra "Hadi ben kaçtım," diyerek çıkışa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Nil tam arkasından bağıracaktı fakat vazgeçmiş olacak ki elini havada sallayarak "Hâlâ çocuk gördüğün gibi," diyerek bana döndü. Ve saçını da düzeltmeyi ihmal etmedi. "Neyse ben ona yapacağımı bilirim."

Ben onların haline kıkırdarken Umut ile daha şimdiden iyi anlaşabileceğimizi seziyordum. Kafa bir çocuğa benziyordu. "Neye gülüyorsun?" diye soran Nil'e bakıp cevapladım.

"İlişkinize," dedim gülerek. "Ne bu haller?"






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UYKULU TONLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin