Bölüm 3

41 4 0
                                    

Sabah annemin ‘Arya hadi kalk kızım’ demesiyle uyandım. Telefonuma baktığımda daha alarmımın çalmasına yarım saat olduğunu gördüm ve kendi kendime söylenerek tekrar yatağa yattım. Tamam ben o günde 12 saat uyuyanlardan değilim ama yine de benim de uykuya ihtiyacım var ve bu yumuşak ve sıcak yatağın yerini hiçbir şey alamaz. Ama annem bu pes eder mi kendisi benim gibi inatçıdır. Şu durumda asıl benim onun gibi olmam lazım ama şu an konumuz bu olmadığı için bu küçük detayı atlıyorum. Ben böyle düşüncelere daladurayım annem çoktan başımdan yorganı çekmiş bana bakıyor.

-Offf efendim anne nolursun bak daha yarım saat var bu sıcacık yatağımdan beni kaldırmak istemezsin demi güzel annecim??

- Kızım bence pencereden dışarıya baktığında bu fikrin değişecek

Gözlerimi pörtletecek şekilde açtım ve ‘Yoksa’ dedim, annem başını sallayınca anında yataktan kalkarak perdeyi açtım veee resmen çığlığı kopardım. Dışarıda kar yağıyordu hem de lapa lapa tamam belki o kadar çok değildi ama bu kar çoğu azı fark etmez ki! Neden bilmiyorum ama ben küçüklüğümden beri karı çok severim (buradaki şakayı fark edenler =D) Anneme yavru köpek bakışlarımdan attım annem de ‘İyi hadi çık bakalım ama dikkat et sonra üşü…’ daha cümlesini bitiremeden yanağından öpüp üzerime kıyafetlerimi geçirmeye başladım. Annem her zamanki gibi bu halime güldü ve odadan çıktı. Whatsapp’tan bizim gruba ‘5 dk içinde benim evin önü çabuk olun’ diye mesaj attım ve annemin yaptığı folyoya sarılı sandviçimi alıp evden çıktım.

Kapının önünde biraz durdum, manzarayı seyrettim derin bir nefes aldım ve o an çocuk ruhum harekete geçti çantamı kapının önüne attım ve daha kapıyı bile kapatmadan sokağa çıktım. Kendi etrafımda yüzüm gökyüzüne doğru döndüm etrafta koşturdum sonra kendimi yere atarak ellerimi ve ayaklarımı hareket ettirdim ben anlatamadım ama siz anladınız işte en sonunda kalktım üstümü silkeledim kapının önüne vardığımda çantamı takıp kafamı çevirmemle yüzüme kartopu yemem bir oldu şaşırarak etrafıma baktım ve bizimkileri gördüm e başka kimden beklenirdi ki zaten bu davranış hepsine kötü kötü baktım ama kimse beni takmadı tam aksine herkes daha da fazla güldü. O sırada Meriç’in elindeki kartopunu fark ettim ve bakışlarım ona yoğunlaştı Meriç elindeki kartopunu yere atıp ellerini havaya kaldırarak ‘Ben masumum valla’ dedi. Bu sözle birlikte bende dahil hepimiz güldük. Ama hesaba katmadığımız bi durum vardı ki Meriç’in attığı kartopu bizim evin içine girmişti ve annem dışarıdan gelen soğuğu hissetmiş ve antreye gelmiş bana tip tip bakıyordu. En sonunda ‘Neyse canım annecim hadi ben gidiyim’ dedim ve annemin ‘Aryaaa’ diye bağırması üzerine kapıyı kapatıp okula doğru koşmaya başladım. Tabi bizimkiler de arkamdan koşarak geliyorlardı. Ah Meriç ben sana bunun hesabını sormaz mıyım! Aklıma gelen fikirle sırıttım ve hemen bir yere saklandım. Bizimkiler tam istediğim yere gelip beni aramaya başladıklarında Meriç’in kafasına kartopu attım ve saklandığım yerden çıkıp ‘Kartopu savaşı başlasın!’ diye bağırdım.

Okulun bahçesine geldiğimizde hepimiz resmen yürüyen kardan adamlara benzemiştik. Biz kızlar üstümüz saçımız bozuldu diye erkeklere çığırırken onlar da bizim bu halimize gülüyorlardı. Ama atladıkları bir nokta oldu çünkü yüzleri bize dönük bir şekilde yürüdükleri için kara takılıp yere kapaklandılar. Bu sefer biz onlara gülmeye başladık. Hem de öyle böyle değil resmen anırıyorduk özellikle ben her nefeste farklı bi gülme şekli gerçekleştiriyordum. Sonunda gülmeyi kesip başımı kaldırdığımda bize gülerek bakan Mete’nin grubunu gördüm. Ciddileştiğimi gören kızlar da sustular ve benim baktığım tarafa baktılar. Anında aşık kız moduna girdiler ve o tarafa doğru yürümeye başladılar. Hayır anlamıyorum ki dün bir bugün iki ne ara bu kadar yakınlaştık biz bu gruba tamam iyi hoş çocuklar hatta Mete’nin gerçekten iyi bir arkadaş olduğu kanısına vardım ama yine de bilmiyorum sanırım etrafla fazla sosyalleşmediğimden bu hızlılıkta olayları bünyem kaldırmıyor ki bunlar normal hızda olmuş bile olabilir. Evet kesinlikle ben anormalim çünkü şu anda bizimkiler Mete’nin grubundaki çocuklarla gülerek konuşuyorlar. Bu çocukların adlarını da öğrenmeliyim yazık yani çocuklara kendi düşüncelerimde onlara böyle seslendiğimi duysalar… Ah Mete buraya geliyor tamam Arya sorun yok artık yeni arkadaşlar edinmenin zamanı geldi diyerek kendime gaz verdim ve Mete’ye gülümsedim.

-Naber Arya?

-Çok iyiyim sen?

-Bende iyiyim de hayırdır niye bu kadar mutlusun?

-Bu da soru mu Mete tabi ki kar yağıyor diye

-İyi güzel de tatil falan değil ki niye seviniyorsun?

-Ben senin kadar tatil meraklısı değilim ben karın kendisini çok seviyorum muhteşem bişey değil mi her yer beyazla kaplı o kar tanelerini yüzünde hissetmek harika bir duygu yanına sıcak çikolatanı alarak pencereden dışarıyı izlemek ve en güzeli de arkadaşlarınla beraber kartopu savaşı yapmak, diyip gülümsedim.

-Anladım gerçekten karı çok seviyorsun bunu da aklımın bir köşesine not ediyorum

-Niye ki? dediğimde yüz ifadesi değişti ve

-Ee..şey… ben arkadaşlarımın neleri sevip sevmediğimi aklımda tutarım böylece onlar hakkında fikir sahibi olurum deyip konuyu değiştirdi.

-Arya kartopu savaşında iyi misin bari?

-Hah bu da soru mu ben bu konuda master yaptım be!

-Emin misin şu işe bak ki ben de kartopunda çok iyiyim beni yenebilir misin? , dedi ve ben de gaza gelerek

-Tabi ki yer saat mekan dedim

O sırada yürüdüğümüz için bizimkilerin yanına gelmiştik.Derin ‘Arya noluyor?’ diye sordu ben de ‘Mete bey kartopu savaşında kendine çok güveniyormuş da biz de gruplar arasında kartopu savaşı yapalım diye düşündük’ dedim. Herkesten Ooo sesleri gelmeye başlayınca Mete’ye dönüp ‘Okul çıkışı Gökkuşağı Cafe’nin karşısındaki parkta’ dedim. O da ‘Tamamdır anlaştık bu iş çok eğlenceli olacağa benziyor’ dedi.

Kendi içimde sırıttım evet Mete bu iş kesinlikle çok eğlenceli olacak!!

GizemliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin